Bugünkü şansınız :

  • Tak, tak, tak....
    20/06/2010 - 0 Yorum
    Dünyada aynı zamanda hem bu kadar kafa ütüleyici , hem de bu kadar iç gıcıklayıcı bir ses daha var mıdır bilmem. Kapatın gözlerinizi ve sesi dinleyin. Koridorda etekleri zil takmış bir kadın yürüyor. Tahminen uzun bacaklı, yüksek ve ince topukları, kırmızı ayakkabıları ve elbisesi ile iç gıcıklayıcı bir güzellik. Yüzünde hoş bir gülümseme tak, tak, tak. Bir özgüven ki, değme gitsin. "At gibi karı" sözünün hakkını verir bir kadın hem de. Göğüs dekoltesini üç aşağı beş yukarı tahmin edebiliyorsunuz. Şimdi gözlerinizi kapatıp havaya yayılan parfüm kokusunu hissetmeye hazırsınız.…

ülkemin tüm ezik ve abazan bloggerları birleşin



gün geçmiyor ki güzel birlikteliklerden haberdar olmayalım.
tabi bu birliktelikler "uçan kuşluk", paparazzilik birliktelikler olmayınca pek medyada yer bulamıyor. hangi blogger, hangi bloggerla çıkıyor, kim kiminle chatleşiyor. msn'de kim kime ne dedi pek prim yapmıyor haliyle. çünkü arka sokaklarda daha modern ve düzeyli birliktelikler bulmak mümkün:p

aslında nette karı, kız peşinde değil de ilham perisi arayıp blogumda ne yazsam diyenlere blog dedikodusu köşesi önerebilirim. iyi de iş yapar hani...(denedik fena da olmadı netekim ama arkasını getiremedik)
gelelim benim söz konusu ettiğim birlikteliklere. bir kaç blog yazarının bir araya gelip oluşturdukları ve bir arada daha üretken şeyler sundukları blog sayfalarına. adlarını pek anımsamıyorum ama biliyorsunuz haberiniz var sanırım... iyi yazan güzel yazan bir kaç erkek bir kaç da bayan bloggerla bir dergah çatısı oluşturmak mümkün. hatta erkekler ve kadınlar diye kamplaştıklarını da biliyoruz.

ancak benim gibi gariban bloggerlerin, hit alamayanların, eziklerin, bu aleme yeni dalmışların bi çeşit çevrimiçi eğitim ve kültür bombardımanından nasiplenebilecekleri bir birliktelik modeli yok... o yüzden karar verdim. ben de böyle bir proje üzerinde çalışmaya başladım. ülkemin tüm ezik ve abazan (bay/bayan farketmez) blooggerleri birleşsin istiyorum...

hadi hep birlikte şu sanal alemde biz de varız diyelim. yazdıklarımızla birbirimize destek olalım. sitelerimizin hitini arttırmak için birbirimize sms gönderelim. kendi kendimize yorumlar yazalım. büyüksün abiiii! diyelim. yazamayan kardeşlerimize ücret karşılığı karizmatik blog yazıları döşenelim. lüks arabaları yok, damsız diskolara gidemezler, hergün elbise değiştiremezler, manitaları yok ki ne yazsın bu çocuklar... en azından üç derste manita nasıl tavlanır onu bari öğrensinler de az buçuk bişiler yazsınlar:p

madem artık manitalar burda, madem artık dünya blogların üzerinde dönüyor. (blog muydu lan o?) alemlere akma zamanımız geldi geçiyor...
evet.. bir halk hareketi başlatıyorum....
yürrrrüüüüüüüüüyyüüüüüünnnn.
Allah, Allah, Allah......
-abazan hareket engellenemez...
Bu yazıyı paylaş: :

8 yorum:

  1. Büyüksün ağabey ver elini öpeyim :)

    Yalnız ben şu kısımı anlamadım,

    “bir kaç blog yazarının bir araya gelip oluşturdukları ve bir arada daha üretken şeyler sundukları blog sayfalarına. adlarını pek anımsamıyorum ama biliyorsunuz haberiniz var sanırım...”

    Kimdir bunlar, saklanması gerekecek kadar gizli bir dergahmıdır ki saklanıyor. Yoksa "üstü kapalı çemkirme" olarak yaftalarım bak :p

    YanıtlaSil
  2. 'dürtücü hareket engellenemez' sloganı geldi aklıma okuyunca son satırını,inceden dokundurmuşuz yine ama güzel olmuş valla katılmamak elde değil yazdıklarına..

    YanıtlaSil
  3. "gariban bloggerler" için açıklama istiyorum...gariban doğulur mu olunur mu...safımızı bilelim dimi;)

    YanıtlaSil
  4. gerçekten çok güzel ama çokta acıklı bir durum aslında bukadar düştükmü yapma be abiiii valla abii süpersinn banada bir el versen diyorumm :=)) ellerine sağlıkkkkk yine muhteşemsin

    YanıtlaSil
  5. SUCh: valla iyi arkadaşlar. ben ekiplerin adlarını hatırlayamadım sadece. aferim onlara.

    psikopat fare: maksadımız kamusal alana bir renk getirmek:p

    yesari: safını bilmek kolay değil. organik ne kaldı herşey katkılı:) bence gariban doğulur da, olunur da... düşünmek lazım. derin konu.

    kibrit kutusu: ekonomik kriz gibi. dibi gördük şimdi tırmanma zamanı.

    YanıtlaSil
  6. valla ne denirkı bu yazıya hersey gibi bununda cılgı cıkmıs öyle gözüküyor gercı benıde cok fazla enterese etmıyor

    YanıtlaSil
  7. hehehehehehe destekliyorum sizi ben :))

    YanıtlaSil
  8. ay ışığı: gündem aldı başını gidiyor, seyrini değiştireyim dedim

    köşedeki kedi: oylarınıza talibim:)

    YanıtlaSil

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • Beşikçioğlu'nun günahı
    29/10/2011 - 0 Yorum
    Ekran yüzü mü diyorlar. Ünlü olmanın böyle götürüleri de var, getirileri gibi. Erdal BEŞİKÇİOĞLU iyi bir tiyatrocu. Sima benzerliği yüzünden bir trafik kazasında kaybettiğimiz sevilen vali Recep YAZICIOĞLU'nu canlandırdığı VALİ karakteri cuk üstüne oturdu.Vali karakterinin üstüne, sevilen polisiye Behzat Ç. için arasalar daha uygun birini de bulamazlardı. Bir fenomen haline gelen, anti kahraman Behzat Ç. karakteri de Erdal BEŞİKÇİOĞLU'nun üstüne yine cuk diye oturdu. Ayrıca Erdal BEŞİKÇİOĞLU'da iyi bir tiyatrocu olarak dizi karakterine çok şey kattı.Hepimiz biliriz bazen oyuncular…
  • Hint değil, pozisyon fakiri İbram
    06/07/2009 - 0 Yorum
    Canım çok sıkkın bu günlerde. Yine istifa etmeyi düşünüyorum. yaş kemale erdi ama şu alemde halâ kafama göre bir pozisyon bulamadım. Cv'm fena değil, fazla var, eksik yok. Gerçi girdiğim yerlerde iyi de ücret aldım ama öyle denedim olmadı, böyle denedim olmadı. bir türlü yaptığım işlerde mutlu olamadım. bak şu pozisyon iyi, tam sen'lik dediler. başvurdum bu kez de işi alamadım. çeşitli farklı işverenler de denedim. onlar bana razı geldi, ama bu kez benim gönlüm olmadı. Napim, olmadı işte, yapamadım. Kısmetsizim vesselam. Adamım! tam bu boşluğu sen doldurursun, senden iyi bu işi…
  • Salaklığın yazılmamış tarihi -1
    03/09/2009 - 0 Yorum
    Ergenliğim safi salaklıkla geçti. Çocukluğumda kızların vazgeçilmez playboy'u (oyun arkadaşı), ablaların kucak kedisi iken ergenlikte artık kucaktan inip kucağa alma sıramın geldiğini idrakte geç kaldım. Romantik bir serseri oldum, platonik aşklar derdine düştüm. Tombul tombul done'ler yerine kıyısında sevdiğimle el ele gezilen dereler hayal ettim. Bir gün bir kır evine misafirliğe gittik. Kır evi dediğime bakmayın koca çiftlik yani resmen. Samanlıkta var içinde, atlar da. Fantastik bir yer. 1 saat kaybolsan kimse fark etmez. Herkes evde. Biz evin kızıyla bahçedeki bankta…