Bugünkü şansınız :

  • İçimizdeki Renkler / Siyah-1
    12/06/2012 - 0 Yorum
    Siyah… Matemin rengi. Bir insana, bir renk bu kadar mı çok yakışır. Bu kadar mı bütünleşir ruhuyla, kaderiyle. Bu kadar mı onu anlatır. Anlatırmış. O içime bir ayna tutup yansıttığında gözlerimdeki acıyı, çok iyi öğrenip bildim bunu. Başıboş ve serseri caddelerde yürüdüğüm günlerden biriydi siyahı ilk görüşüm. Bir gölge gibi sessiz ve sakin yanıma gelmiş. Tam karşımda durmuş ve söyleyivermişti o sihirli cümleyi. Siyah, ben siyahım. Boşuna ceplerinde arama beni. Güneşin yedi renginden biri değilim ben. Ben içinde sakladığın beyazın öz kardeşiyim. Haksızlığa uğramış…

Bir ölünün hatıra defterinden



İpram abiniz öteki âlemden bildiriyor.

Baştan uyarayım ben de döndüm diye sevinmesin kimseler.
Gittiğimde kına yakmamışsanız döndüğümde de bayram etmenize gerek yok. Bu dönmeler öyle dönme değil...

Baktım ki halkımın İpram ölmedi içimizde yaşıyor diyesi yok. Kimse arkamdan heykelimi de dikmedi bari kendimi sizlere hatırlatim dedim. Bir kere çakma da olsa profilimi icat eden zatı muhterem haklı şöhretimden haksız yararlanmak için beni gömüp kendi parsayı toplamak istemişti başaramadı. Ne tür sebepler icat etmiş olursa olsun bi çok blogger ve bloggeriyenin "İpram'ı daha çok seviyorduk biz" sözleri tokat gibi suratına patladı. Oh! olsun.

İkinci olarak; bu kadar zamandır İpram nerelerdeydi, şimdi neler yapıcek* diyenlere söylemekte mahsur görmüyorum:

Sağlık sorunlarım var efendim. Benim yok da, işte şu ruhundan beni bölüp ortaya salan beyefendinin var. Duyduğuma göre bi dr hanıma gönlünü, pardon dişlerini kaptırmış. Çatır çatır söküyorlarmış. Ağrılar içinde kıvranıyormuş, kaportayı yenilicem diye. Oh olsun. Beni öldürmeye teşebbüs eder misin sen? Gör bakalım İbram'sız bi dünya nasıl bir şeymiş.

Ni ha ha...
Sonra doktor bu herife demiş ki; sen bi check up yaptır. Yaş kemale ermiş. Uykun düzensiz, ruhun dengesiz. Kaça bölündün sen oğlum, kaç blogda yazıyon çiziyon? Toparlan biraz. Buna İpram olsa dayanmaz insan. O da kalbine bakacak bir doktor arıyormuş. Beni gömmeye kalkan uyuz, can derdine düşmüş anlıyacağınız. Acıdım len...

Bir de batmazsa yine, yeni işlere bulaşmış. Ticari konulardaki yeteneğini zirvelere taşıyacak bi iş projesi üzerinde çalışıyormuş. Pehhh! abartıyo bence yine ama yapsın bakalım. Görelim.

Yokluğumda çatır çatır bloguna yazdı durdu zaten. Ahkâm da kesti. Romantik şeyler karaladı. Yedik sanki. Abicim romantizm mi kaldı? Ağlamak, gözyaşı dökmek bu devirde akıl kârı mı diyoruz ama anlamıyor ki salak. Romantik serseri işte. Ne yapalım ki "Sylar" gibi bu adamın içinde yaşamak zorundayım artıkın.

Neyse benle uğraşacak takati olmadığından fırsattan istifade çıktım bende meydana. Bir şeyler yazayım dedim. Bundan sonra pek fırsatım olmaz ama öyle ufak postlar falan yayınlıcam. Beni kesmese de, twitter tadında hani. Arada aklıma gelip de bi türlü öteki dünyadan size duyuramadıklarım. Sizin duymak hoşunuza gider mi bilmem de, benim acayip söyleyesim var...

Ancak baştan bazı ihtarlarda bulunayım. Hani eski yazıları okuyanlar kısmen bilir gerçi, yine de bir uyarı mahiyetinde olsun.

1- Hiç bir postumu üstünüze alınmayın. O kadar kıymetli misiniz Allasen? İbram bana şunu didi. Eneee İbram bana laf sokmuş. Ay ilanı aşk itmiş, İbram'ın ruhu beni taciz etti felam, yok öle bişi.

Ben öteki dünyadan Hurilerle, Nurilerin arasından bi yerlerden yazıyom. O yüzden siz okuyun gülümseyin yada asabınız bozulsun ama sakın ola, durumdan vazife çıkarmayın.

2-Özellikle bloglarıma: öldüm bittim İbram tarzında, geyiğine yorum bırakacak olan kızlar: Bakın bi kere daha diom ki; herkesin kukusu yerinde sağ olsun. Bulaşmayın bana gözüm. Okuyanlardan kızanlarım var işte. Daha size nasıl ifade edeyim. Uslu uslu tıngırdayalım şurada edebimizle. İki beşlik bozalım. Maksat muhabbet olsun.

3-Len olum maden dönecektin niye gittin? Eski caziben kalmadı. Kürkçü dükkânına döndün di mi .bne? Abazandın mı yine? türündeki mesajları kaale almıyorum. Şeyime toka die takıyorsam, ne olsun işte. Yormayın boşuna kendinizi.

Azıcık da memleket meselelerine değineyim:

Hikmetinden sual olunmaz Rabbim rahmeti bol verdi. Her yer sular, seller içinde. Mevlam bilir de bizler Bulgar gâvurunun Meriç'deki baraj kapaklarını açıcanı hesap edememiş olabiliriz. Herkes tedbirini alsın efendim. Doğanın yengesi insanoğlu tarafından bozulalı beri, adet düzensizliği yaşıyor. Ne zaman yaz, ne zaman kış bilemiyoruz. Siz zemheride hıyar yemeye hazırlıklı olun da, muz çıkarsa şansınıza artık. Benden söylemesi.

Bir de bazı yetkililere dokunma işi acık kabak tadı vercek gibi yaw? Birilerinin gazı ile hareket ediliyor olmasın diye düşünmüyor da değilim hani. İşin ucunu: Lan şu eski genelkurmay başkanlarını da alıp İmralı'ya koyalım.  Onlar da terörist sayılır demeye vardıracak salaklar çıkar mı bilmem ama memleketin askeriyle bu kadar oynamaya gelmez efendim. En azından 1buçuk darbe görmüş biri olarak diyebiliyorum ki; bir yerden sonra ateş yakar, su boğar. Abartırken dozu kaçırmayalım. Memleketimiz huzur ve sükûn ortamında yoluna devam etsin.

-Hoş buldum hoş buldum. Domuz gribi de fos çıktı. Evet evet, artık öpebilirsiniz. Lâkin bu yazar olcak adam beni öldürdü. Ruhumdan öpün please. Aha orda marketteki en keskin tuz ruhu şişesinin yanındayım.

İbram ruhu...
Şaşkın bakkalınızdan özenle isteyiniz.

Saygılar efendim.



 T.İ.O
Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • Bak bu bir öyküdür, Öykü!
    27/09/2016 - 0 Yorum
    Hiç unutmadıkları da var ama hiç hatırlamadıkları da büyük ihtimal. Babasına dair tek anımsadığı ölüm döşeğinde kendisine miras bırakılan bir karakaçan. İçinde yetimlerin hep hayata karşı duyduğu bir güvensizlik ve öfke. Yaşı kaç olursa olsun hiç büyümeyecek bir çocuk o. Uzun, ağarmış saçları, taradığında hala genç bir kız kadar güzel. İçindeki çocuksu heyecan hala dipdiri. Bahçede ip atlamaktan korkmayacak, minik civcivlerle arkadaş olabilecek kadar kendi mutluluğunu üretebilecek ve öfkelendiğinde düşmanını sözleri ile kavurup yok edebilecek kadar kaynar kazan içi. Umutları,…
  • Belki de bu yüzden sevdiniz
    21/02/2010 - 0 Yorum
    Adam hikayeleri. Adam çocuktu, hiç büyüyemedi, hep boynu bükük kaldı. Adam platonikti, romantikti, komikti ama the original olmak istemezdi. Adam saftı, su kadar olmasa da. Yemediği nane, bilmediği meyhaneydi. Adam insan evladıydı, herkes kadar. Kimilerine göre daha fazla. Adam dersine çalışkan, menfaatine tembeldi. Adam beceriksizdi ama görevini yapar, sözünü tutardı. Adam mahçuptu. Sivilceli ve utangaç bir ergen gibiydi. Adam çalmazdı. İçtendi, kalbi sızlardı, gözyaşını bilirdi. Adam alıcı değil vericiydi. Kazan öldü deseniz niye diye sormazdı. Adam şapşaldı. güpegündüz…
  • Korkular, takıntılar, bağımlılıklar (Mim)
    22/10/2012 - 0 Yorum
    Hepimizde var değil mi?  Ha pardon sizde yoktu. Siz hiç kimseden ve hiç birşeyden korkmazdınız di mi Yusuf Yusuf bey? Hayatımıza yön verir hale geldiğinde "hastalığa" dönüşen, ancak birlikte yaşamak zorunda olduğumuz korku ve takıntılarımız var. Kısaca "fobi" diye kategorize edilen korkular ve "Obsesif" davranışlar. Bir de bağımlılıklar işte. -Korkularım:Ben eskiden Annem, Babam ölür diye korkardım. Sonra çocuklar için aynı kaygıyı duymaya başladım. Takıntılarıma takılıp kalmaktan korkuyorum bir de. Bu yüzden çevre temizliği ve geri dönüşüme o kadar duyarlı…