İnsanlar vardır, hoş sohbettir. dinlemekten keyif alırsınız.
İnsanlar vardır, güler yüzlüdür. Öyle ki; bakmaya doyamazsınız.
İnsanlar vardır, zekidir, kıvrak zekâlıdır. Hoşunuza gider, sizi heyecanlandırır.
İnsanlar vardır, beğenilecek, imrenilecek. Takdir edersiniz, özenir, taklit edersiniz.
İnsanlar vardır, dayanılacak, güvenilecek. Birlikte yola çıkarsınız, iş kurarsınız.Varınızı ve varlığınızını...
Ortağını iyi seçmeli insan... İşte ve hal ve gidişte
Biraz gazetecilik deneyimi var. Okumayı ve okunmayı sever. Mütevazidir. Varlıkla yokluk arasında yorulmuş bir adam...
İnsanlar... / seçtiklerim-6
Yazar
The İbrahim Ortaç (e.b)
:
30.6.10
Hiç yorum yok:
Etiketler
Ortağını iyi seçmeli insan... İşte ve hal ve gidişte

istanbul sokaklarında sıradan bir hollandalı ibram...
Biraz gazetecilik deneyimi var. Okumayı ve okunmayı sever. Mütevazidir. Varlıkla yokluk arasında yorulmuş bir adam...
Yurdum insanı oldum, pişman değilim / seçtiklerim-5

İş icabı gezdiğim Anadolu'dan Trakya'ya uzanan İstanbul yollarında birçok şeyi bir arada yaptığımdan yorgun düşerim genelde. Giderken derli toplu olsam da dönüşlerde iyice dağılırım. Saçım, üstüm başım toplanmaya muhtaç halde olur...
Dönüşlerde ise tam bir yurdum insanıyımdır. Uyku basar, yorgun argın başımı koltuğa uzatır yatarım. Az çok horlarım, top atlasalar hatta öpseler duymaz bir haldeyimdir....
Yazar
The İbrahim Ortaç (e.b)
:
27.6.10
Hiç yorum yok:
Etiketler
istanbul sokaklarında sıradan bir hollandalı ibram...

Sen karşıdan gel ben çarşıdan. buluşalım daracık bir sokakta bak ben sana neler diyorum. Belki de heybeli de bir gece mehtaba çıkarız. kaytan bıyıklarımı buruyorum farkında mısın?
Biraz gazetecilik deneyimi var. Okumayı ve okunmayı sever. Mütevazidir. Varlıkla yokluk arasında yorulmuş bir adam...
Sakız çiğnerken, ayağı dolaşan adam / seçtiklerim-4

Derler ya hani; Ne olursan ol ama en iyisi ol diye. Ben de ona bir cümle ilave edicem. Ne olursan ol ama yarım olma, tam ol. İster kibar bir beyefendi, ister öküzün önde gideni ol. Ama tam ol, evrimini yarıda bırakma erkek kardeşim. Yarım hoca nasıl dinden, yarım doktor nasıl candan ederse, yarım centilmen de çarşafa dolaştırıyor bu kesin. Hele ben gibi hem sakız çiğneyip, hem de yolda yürüyemeyen...
Yazar
The İbrahim Ortaç (e.b)
:
26.6.10
Hiç yorum yok:
Etiketler
Sen karşıdan gel ben çarşıdan. buluşalım daracık bir sokakta bak ben sana neler diyorum. Belki de heybeli de bir gece mehtaba çıkarız. kaytan bıyıklarımı buruyorum farkında mısın?

insan mürekkep yaladıkça kereste kıvamına gelir mi? İbram kolay kolay İbrahim olmuyor. İbrahim bey olması zaten çok zor..
Biraz gazetecilik deneyimi var. Okumayı ve okunmayı sever. Mütevazidir. Varlıkla yokluk arasında yorulmuş bir adam...
Öküz!. / Hatıra defterimden (seçtiklerim -3)

Blog yazısı yazmayacağım bir süre.
Meteorolojiye göre mevsim bahar olduğu için, azıcık romantik hallerimin ve orta yaş bunalımımın geçmesini bekliyorum. Her an, aşkıma gözyaşı karışıp ortalığı yine seller alabilir. Gördüğünüz üzere henüz İstanbul'un altyapısı gözyaşlarıma müsait değil. Bu yüzden halkımı düşünmeliyim.
Ancak bu durum hatırlarımı yazmama da engel değil ya.
Ben de öyle yapayım dedim....
Yazar
The İbrahim Ortaç (e.b)
:
25.6.10
Hiç yorum yok:
Etiketler
insan mürekkep yaladıkça kereste kıvamına gelir mi? İbram kolay kolay İbrahim olmuyor. İbrahim bey olması zaten çok zor..

edebiyat,
ego,
kadın,
kıskançlık,
romantizm,
sanat
Biraz gazetecilik deneyimi var. Okumayı ve okunmayı sever. Mütevazidir. Varlıkla yokluk arasında yorulmuş bir adam...
kadınlar romantizmin katili mi? /seçtiklerim-2

beni bilen bilir, elimden geldiğince romantik şeyler yazmamaya gayret ediyorum.
içimden gelse de, elime yapışmayıp, aksine yakışsa da arasıra kapı aralığından sıvışanlar hariç çoğu kez romantik şeyler yazmaktan uzak duruyorum.. ee zaten anlamışsınızdır blogun adı boşuna kuyruk acısı değil.
kadın cinsi varlıkların yaradılışındaki hikmetlere dair kafamda bir sürü soru olsa dahi , biliyorum ki bu...
Yazar
The İbrahim Ortaç (e.b)
:
22.6.10
12 yorum:
Etiketler
edebiyat,
ego,
kadın,
kıskançlık,
romantizm,
sanat

güzel bacak çağrışımı
Biraz gazetecilik deneyimi var. Okumayı ve okunmayı sever. Mütevazidir. Varlıkla yokluk arasında yorulmuş bir adam...
Tak, tak, tak....

Dünyada aynı zamanda hem bu kadar kafa ütüleyici , hem de bu kadar iç gıcıklayıcı bir ses daha var mıdır bilmem. Kapatın gözlerinizi ve sesi dinleyin. Koridorda etekleri zil takmış bir kadın yürüyor. Tahminen uzun bacaklı, yüksek ve ince topukları, kırmızı ayakkabıları ve elbisesi ile iç gıcıklayıcı bir güzellik. Yüzünde hoş bir gülümseme tak, tak, tak.
Bir özgüven ki, değme gitsin. "At gibi...

güzel bacak çağrışımı
Biraz gazetecilik deneyimi var. Okumayı ve okunmayı sever. Mütevazidir. Varlıkla yokluk arasında yorulmuş bir adam...
Tak, tak, tak....

Dünyada aynı zamanda hem bu kadar kafa ütüleyici , hem de bu kadar iç gıcıklayıcı bir ses daha var mıdır bilmem. Kapatın gözlerinizi ve sesi dinleyin. Koridorda etekleri zil takmış bir kadın yürüyor. Tahminen uzun bacaklı, yüksek ve ince topukları, kırmızı ayakkabıları ve elbisesi ile iç gıcıklayıcı bir güzellik. Yüzünde hoş bir gülümseme tak, tak, tak.
Bir özgüven ki, değme gitsin. "At gibi...

yakışmayana yapıştıracaksın
Biraz gazetecilik deneyimi var. Okumayı ve okunmayı sever. Mütevazidir. Varlıkla yokluk arasında yorulmuş bir adam...
kadın kokusu ve köpek burnu

herşeyin bir ayarı var. mahmutpaşadan mı aldı. bedava mı buldu. yoksa para babası bir sevgilisi mi var bilemem ama hatun parfüm şişesine şöyle bir girip çıkmış gibi kokuyor. it gibi kapadık gözlerimizi kaldırımda, düştük kokunun peşine. karşımıza çıka çıka bir kokona çıktı.
hani insan kendine yakışanı giymeli derler ya. e nası minicik bodyler kocaman göbekli ablalara gitmiyorsa parfüm...

girdik olaya düştük belaya
Biraz gazetecilik deneyimi var. Okumayı ve okunmayı sever. Mütevazidir. Varlıkla yokluk arasında yorulmuş bir adam...
çevrimdışı ihanetler belgeseli

sanal alemin ilişkileri bir garip. günlerce konuşup, kaynaştığınız insanları bir müddet sonra tanımakta zorlanıyorsunuz.sanal arkadaşı online olup, eve işe kapanmaktan doğan boş vakitleri birlikte geçirdiği sürece canım cicim, sevgilisi iki dakka alemden uzak dursa ihaneti o biçim olan insanlar var.tanıdığım bir çok kişi zaten gerçek dünyada bir eş, dost, sevgili, sahibiyken, olmuşken bir de internetten...

BİR DAHA DA GELMEM DAVOS'a
Biraz gazetecilik deneyimi var. Okumayı ve okunmayı sever. Mütevazidir. Varlıkla yokluk arasında yorulmuş bir adam...
BYE BYE HEPİNİZ...
SANAL KARAKTERİNİZ İBRAHİM ORTAÇ ABİNİZ MAYIS 2009'DA BLOG ALEMİNE MERHABA DEDİKTEN SONRA OCAK 2010'A KADAR ARANIZDA YER ALDI.
SAĞOLUN BENİ İZLEME LİSTLERİNİZE, PCLERİNİZİN BAŞKÖŞELERİNE ALDINIZ. SEVDİNİZ, BAĞRINIZA BASTINIZ. BESLEDİNİZ BÜYÜTTÜNÜZ. MUTLU ETTİNİZ.
BEN DE BU GAZLA 10'LARCA BLOG AÇTIM, YÜZLERCE YAZI YAZDIM. SEVDİM SEVİLDİM.
2010 YILBAŞINDA BİR YILIN DEĞERLENDİRMESİNİ YAPARAK T.İ.O' YU SİZLERE TANITTIM VE YAZDIKLARIMI BURADA BIRAKARAK BİR SÜRELİĞİNE BLOGU KAPATIP TATİLE...

küçük aptalın büyük dünyası,
Pucca,
tükenmeden tüketiniz
Biraz gazetecilik deneyimi var. Okumayı ve okunmayı sever. Mütevazidir. Varlıkla yokluk arasında yorulmuş bir adam...
Şok: Pucca nihayet basıldı, sıra kimde?
Sanal dünyanın sen al pişman olmazsın karakterlerinden değerli dost
güzel insan mümtaz şahsiyet hepimizin ilham perisi süt annesi (oha abarttık tamam) Pucca'nın bir süredir peşinde olan basın masası sanal koçlar şubesi yaptığı bir operasyonla Pucca'yı bastı...
Basılma anında da her zaman yaptığı gibi marlyn posteri arkasına saklanarak yaka paça kitapçı raflarına konulan Pucca'nın blog alemine...
Yazar
The İbrahim Ortaç (e.b)
:
2.6.10
Hiç yorum yok:
Etiketler
küçük aptalın büyük dünyası,
Pucca,
tükenmeden tüketiniz

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
- 01/11/2009 - 0 YorumGeçmişte bir dönem politikada da yer aldım. Gerçi kanım o işe bir türlü ısınmadı ve çok kısa zamanda bıraktım. Ancak politika özel yetenek isteyen bir alan ve sanıldığının aksine öyle herkesin de kolayca içine sindirip yapabileceği bir meslek olmadığı gibi, bazıların da dediği gibi kutsal bir vatan borcu da değil. Yine de hor görmem. Gerçekten ciddi yetenek istiyor. En çok da pişkin olmanız gerekiyor. Kaybedince üzülmenin verdiği eziklik hissi bir yana, kazanınca bile çok geniş ve rahat bir insan olmanız gerekiyor. Her söylenen lafa kafanız…
- 27/09/2009 - 0 YorumHey gidi Marmara Üniversitesi. İnek olmaya gönüllü girmiştim Fakülteye. Takıntısız sınıf atlayacak ve kız arkadaşım bile olmadan bitirecektim okulu. İlk gün öğleye kadar da tuttum sözümü. Öğle yemeğinden önce ilk kankamla oturmuş yemek yiyorduk. Kızlar gelip karşımıza oturdu. Tam biz tanışırken masadaki fazla ekmekleri gözüne kestirmiş bir öğrenci bana alabilir miyim tarzı işaret yaptı. Kızlar yeni gelmişti ve ben de bana ne tarzında dudak büktüm. O da kızların üzerinden iki eliyle abanıp önlerinden ekmekleri aldı gitti. Bir anda bir kahkaha patladı. Öküze bak kabilinden ve…
- 22/06/2011 - 0 Yorumİşinize geliyor değil mi kızlar?Ağıt yakar gibi sızlanmak ve iki de bir erkeklere laf sokmak. Ee! hakkınızdır da, meydan boş çünkü. Neden? Çünkü erkek milletinin bir zaafı var. Bizim de canımız yandı diyemiyorlar, karizmayı çizdirmek istemiyorlar. Sümüklü bir oğlanken mahallenin fettan kızlarının peşinden nasıl ah çektiler, nasıl kalpleriyle çelik çomak gibi oynandı, bilinsin istemiyorlar. Kuyruğu dik tutmak istiyorlar yani, ama İbram abinizin öyle bir derdi yok. O söyler.Nice gariban saf Anadolu çocuklarının can yakıcı kızlar elinde UFO görmüş masum köylü misali köpek gibi…