Bugünkü şansınız :

  • kadınlar romantizmin katili mi?  /seçtiklerim-2
    22/06/2010 - 12 Yorum
    beni bilen bilir, elimden geldiğince romantik şeyler yazmamaya gayret ediyorum. içimden gelse de, elime yapışmayıp, aksine yakışsa da arasıra kapı aralığından sıvışanlar hariç çoğu kez romantik şeyler yazmaktan uzak duruyorum.. ee zaten anlamışsınızdır blogun adı boşuna kuyruk acısı değil. kadın cinsi varlıkların yaradılışındaki hikmetlere dair kafamda bir sürü soru olsa dahi , biliyorum ki bu dünya kadınsız yaşanacak bir yer değil. kadın kısmına ne kadar muhalif yanlarım olsa bile herhangi bir bay ya da gay ilgi alanıma girmiyor, giremiyor... amma ve lakin kadınların ağzı veya…

Eben ölsün cımtıstak, neredesin destancı?




Çıktığı günden beri Org'la çalınan müziklerden pek hoşlanmam. Aslında hoşlanmadığım Org'un her çalgının sesini verebilmesi değil de, adına Ritim dedikleri her şarkının arka fonuna "olmazsa olmaz" kabilinden konulan "cım tıs tak" sesleri.

Üç şarkıyı, türküyü üst üste aynı "cımtıstak"larla dinleyince zaten olayın sadece "cımtıstak"tan ibaret olduğunu düşünüyorsunuz oysa yanılıyorsunuz. Aynı şarkı, türküyü gitar, piyano veya saz ile dinleyince özgünlüğü yakalayabiliyorsunuz. Biz çok sesliliği de "gürültü" olarak anladık sanırsam ve her zamanki gibi yine yanıldık.

Tüketerek var olmaya çalışan toplumumuzda yeni bir trend de elde malzeme kalmayınca eski şarkıları türküleri Pop müzik çalgıları ve ritimleri ile söylemek. Bazı sanatçılar bunu "Nostalji" adı altında gayet iyi bir şekilde icra edebiliyor "Candan ERÇETİN" gibi . Ancak özellikle yeni yetmelerin her eski şarkı türküyü bulup, eşeği boyayıp babasına satan uyanık Kayserili tüccar gibi "cımtıstak"layıp bize kakalaması pek de hoş olmuyor.

Hadi buna bile katlanacağız ama bir de insan "cımtıstak"ladığı müziğin sözlerine bir bakar yahu. Eski bir türkü vardı "iyi günün dostu zor günde hani?" diye. Bu türkü'de halay çeker oynardı folklor ekibi "İzzet ALTINMEŞE" türküyü ağlamaklı gözlerle söylerken. Biz de arkadaşlara güler misin, ağlar mısın der gülerdik.

Ablamız Türkü'yü "cımtıslak"lamış. "Ordu'nun dereleri aksa yukarı aksa / Vermem seni ellere Ordu üstüme kalksa" diyor demesine de; Klipte binmiş yarı çıplak bir limuzine, diskoda diğer kızlar, herkes göbek atıyor. Hani "vermem seni ellere" derken, diskodaki herkese potansiyel "veresim var" tarzı bir yaklaşım sergileniyor.

Haydi, bakalım eller havaya "cımtıstak cımtıstak" Hey onbeşli, onbeşli / Onbeşliler gidiyor kızların gözü yaşlı" (kıvır, yandan, oh, oh.)
-Ulan gözünüz kör olmasın
o türkü Çanakkale savaşlarında artık 15 yaşındaki delikanlıların da askere alınması üzerine yazılmış. Bu türküde göbek mi atılır?
-Olsun artık pop yaptık ya. Oh oh!

Eben ölsün "cımtıstak" , nenen ölsün "oh yandan" nedir yavrum bu rezalet. Her hoş melodi kıvrak ve oynak bir havaya çevrilmek zorunda mı? Dans edip, göbek attığınız türkülere bir dikkat edin yahu. Bunun Çanakkale'de Anzak koyunda ayinle başlayıp, faşingle günü bitiren Anzaklar'ın yaptıklarından ne farkı var? Her şeyi popüler kültüre kurban etmek zorunda mıyız?

Destancılar. Bugünün 3. sayfa haberlerini seçip dünün Türkiye'sinde "gazete pek ulaşmayan köy kahvelerinde" A3 ebadında gazete kağıdına bastırdıkları bir takım haberleri, dörtlükler halinde şiirlerle de süsleyip "1TL" gibi bir bedelle satan yurdum insanlarıydı.

"Fatma kızı, babası başlık parası için yaşlı bir adama satacak olmuş, kız da kaderine isyan edip sevdiği gençle kaçmış. Sonra bunları bulup, bir yerde vurarak öldürmüşler" örneğinden yola çıkıp; Ana sayfada kocaman bir "genç damat ve gelin resmi" ve iri puntolarla yazılmış dörtlükler halinde bu talihsiz çiftin hayat hikâyesini sunarlardı bizlere, destanımsı bir tatla...

Destancı, hazırladığı bir yapraklı gazetemsi dokümanın şiirlerini hem kahve kahve dolaşıp okur, hem de satmaya uğraşırdı. Ama en azından bir emek sarf eder, dramatik bir dil kullanır, olayı şiire döker, destana döker ve insanlara köy köy gezerek aktarır, para kazanmaya çalışırdı.

Günümüzde ise prof.lar bile "intihalle" prof oluyor. Başkalarının eserlerini çalıyor, "ben yazdım ben araştırdım" diyerek üzerine konuyor. Sanat eserlerinin ve sanatçıların durumu ise çok daha vahim. Şarkı örneğinde gördüğünüz gibi "birisinin gözü yaşlı, yüreği buruk" yazarak paylaştığı satırları, diğerleri göbek atarak "cımtıstak" ortamlarda üstüne yarı çıplak klipler çekerek icra-i sanat eyliyor.

Ne diyeyim. Eben ölsün "cımtıstak".

Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • VAN'a BİR MİLYON OYUNCAK KAMPANYASI
    07/11/2011 - 0 Yorum
    Çocuk oyunlarında yıkılan bir ev gördünüz mü hiç? Oyunlardaki gibi yıkılmaz evler yapmak, mutlu ve yaratıcı çocuklar yetiştirebilmek için... Van’daki çocuklarımızı oyuncaklarla sarıyoruz. Haydi! Top, bebek, lego, araba, yap-boz yollayım. Boya kalemi ya da bir kitapla çocuk gülücüklerine karışalım. 1Milyon Kalem Ailesi Adres: 1milyonkalem - VAN’A 1 MİLYON OYUNCAK KAMPANYASI Van Valiliği Cumhuriyet Cad. Hükümet Konağı. 65100 Şerefiye - Van 1 MİLYON OYUNCAK Haydi 1milyon oyuncak VAN'da bayram olacak Şimdi kerVAN kurulacak VAN'da bayram olacak Çocuklar…
  • Bunu kadınlara asla yapmayın
    17/09/2016 - 0 Yorum
    KADINLARI UYUZ ETMENİN YOLLARI 1- Ödenecek herhangi bir elektrik su kredi taksidiniz varsa. asla bütün para vermeyin.. bozdurun. 2- Başka bir kadından asla söz etmeyin 3- Şiir olarak: seviyorum ama kimi/ çok güzel birisini diye başlayan akroştikli bir şiir bile okusalar pek  güzelmiş diyin 4- erotizm kokan bir sohbetin sonunda döviz kurları, küresel ısınma ve teröre ani geçiş yapmayın eli böğründe kalırsa fena söverler 5- Ad soyad sorsalar bile boy kilo sormayın 6- Oje sürüyorsa asla cinsel içerikli sohbete başlamayın 7-hoşlandığı bir şeyden hergün hoşlanacanı sanarak…
  • Feysbook'umda geçen hafta
    07/02/2013 - 0 Yorum
    "Evren sana mesaj gönderdi." Gönderdi göndermesine de sen almadın o mesajı. İlla dürtmesi mi lazım. Ben bu elemanı USB 2.0 bağlantı noktasına bağlasam, uyuzluk etmeyi bırakıp daha hızlı çalışabilir mi? Yoksa işten atıcam da. Beklediğin kuyrukta her gelen önüne geçiyosa, "Susma, sustukça sıra sana gelmiycek"  Doğruluğuna yanlışlığına bakmadan, bazen bir şeyi sırf sen söyledin diye kabullenmeyenler var... Biliyorum taş yerinde ağırdır, istesen de bazen manivela olamazsın. İnsandır Nuh der ama Peygamber olduğuna inandıramazsın. İşte o zaman kıçını dönersin taşa, bırak taş…