Bugünkü şansınız :

  • erkeklerden öğrenilecek faydasız bilgiler
    23/01/2010 - 4 Yorum
    sözüm meclisten dışarı. bakıyorum bazı bloglarda hanım hanımcık yazarlarımız küfürler savurarak yazıyor herşeyi. tamam çıtı pıtı, şeker kız kıvamında satırlar beklemiyorum da; gel vatandaş gel! argonun kralı burda tarzında yazılar biraz abartı olmuyor mu? azıcık argo her eve lazım kabul şekerim de, nedir bu kızlarda erkeksi yazma merakı. en ağır abla ben konuşurum. bak ben ..... şunu da dedim, bak ben ...mı yedim tarzında argoyu blog yazarlığının vazgeçilmez nüvesi olarak kullanmak. tamam yaş otuzbeş yolun yarısını geçtik. genç kuşakların işine aklımız ermez o kadar, ama kızların…

İbrahim abiniz böyle değildi eskiden



Askerdeydim...
bölükteki askerlerin neredeyse yarısı kürt / yarısı laz. yani demokrafik bir denge vardı. birkaç kişi de bizler marmaralı ve egeli. bölükteki batılı askerler diğerlerine nazaran biraz daha okumuş ve kültürlü olduğu için olabildiğince çavuş vb. rütbeler bize dağıtılmıştı.
Bölük komutanı ise haddi aşan bir şiddet uyguluyor, herşeyi baskıyla çözmeye çalışıyordu. Gece koca bölük çavuşa kalıyor, yamuk olursa döverim lan diyordu ve en ufak bahane bulduğunda dövüyordu da. üstelik bahane bulması da bir hayli kolay oluyordu...

ne varki bölükte kibarlık, efendilik sökmüyordu. idareciliği becerememiştik, sözümüz dinlenmiyordu ve üstüste sopa yemeye başlamıştık. bir müddet sonra eski askerler izmirli arkadaşı fazla kibar diye elle tacize (şaka) başladılar bile . bir gece de hamama kapattılar günahı boynuna herkesin...

baktım işin rengi değişiyor. önce antakyalı bir arkadaştan hızlandırılmış kürtçe küfürler öğrendim. (antakyalılar kürtçe fransızca arapça ve türkçe bilebiliyomuş demografik yapısı gereği) sonra kibarca ikaz etmeye başladım insanları. baktım ki o da olmuyor. bu kibarlığım sürdükçe aynı muameleyi göreceğim aşikar: ben de açtım mahalle ağzı genel küfür ansiklopedimi (hiç gerekmez sanıyordum ama vardı böyle değerli bir hazinem) başladım en sivri, elebaşı olanlarına dümdüz gitmeye. önce lazlarla takıştık sonra kürtlerle. ama hep işi eşekliğe, terbiyesizliğe vurmuş olanları, görevden kaçan ve pislik yapanları ile takıştım. yoksa her iki grubunda garibanları pek sevdi beni... çünkü olabildiğince adil ve dürüst davranmaya çalışıyordum herkese karşı.

eşeklik etmekte direnenlere bir sabah içtimada herkesin önünde bir güzel eşek sopası çektirdim. (adım ispiyoncu ve kıl olarak kaldı ama gocunmadım), üsteleyip dayılananlara bir kez daha. sonra herşey sütliman oldu...

bir gün biri sordu: aslanı kediye boğdururlar bu alemde (askerde pek meşhurdur bu deyim) "sen sivilde kuzu gibi, etliye sütlüye karışmaz bir adamsındır eminim" dedi. evet dedim. "öyleyim ama sivil hayatta hiçbir allahın kulu senin gibi itin teki yüzünden benim kafamı becermiyor, bana hesap sormuyor" diye ekledim...

işte o gün kuzu gibi, kibar beyfendi İbrahim gitti, eli sopalı olmasa da dili sivri bir adam çıktı geldi. Ama ben de PP'yu kurtardım bir şekilde:p Bugün burada okuduğunuz da dilini gerektiğinde bir penis kadar usta ve kibarca kullanabilen, evrimini biraz hayvani yönde tamamlamış olan İbrahim'dir..

Yine de siz bakmayın öyle süper serseri gibi göründüğüme; ne fırlamanın tekiyimdir, ne de bu alemin kralı, ne de hayatta görüp geçirmediği kalmamış biriyim. Daha iyisini veya daha kötüsünü yapamam. Adım hıdır, elimden gelen de budur. İstesem de mevcuttan fazlasını beceremem. elime yüzüme bulaştırırım. Bir çuval fıstığı berbat ederim.
Uzun lafın kısası ve sözün özü: kendi halinde sessiz sakin bir adamımdır. gerekmedikçe etliye sütlüye karışmam. sıradan olan ve sıradan olmaktan mutluluk duyan bir insanımdır...

İşte size benden bir parça ben daha:
-Neee! burası itiraf.com değil mi? Lan ben bu yazıyı bloguma mı yazdım?
Tüh! be gitti güzelim karizma... Şşşt okumayın, okumayın ya. küserim bak:((
Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • Adını koyamayanlar için
    30/04/2011 - 0 Yorum
    Aşk, sevgi, ihtiras, arzu, adı her neyse işte. Hepsi bir arada ya da başka bir duygu seli ama güzel ve ilginç bir haldir sevmek. İnsanın her koşulda öteki yarısını aramasının adıdır. Kimileri adını koyamaz bu sevginin. Hissettikleri ile kimliği, ilkeleri, ve hayatın kuralları arasında sıkışıp kalır. Çünkü her ne kadar toplumsal kurallar, ilkeler, insanın bakış açısı, prensipleri olsa da bir insanı sevmenin pek kural tanıdığı vaki değildir. Hayırsızın birini bile bile seversiniz örneğin. Hatta canınızın yanacağını da bilseniz bunu umursamazsınız. Sadece yapabileceğinizin en kötüsünü…
  • Uzaktan yakın akraba olmak
    12/03/2010 - 0 Yorum
    Bir başka şehirde bir kafede oturmuştum. karşı masaya bir çift gelip oturdu. tahminen karı kocaydılar. gayrı ihtiyarı onları izledim bir süre.bir tatil günü beraber masadaydılar ama bir arada değildiler.adam gazetesini açıp okumaya başladı gayet sıkıntılı, kadın cep telefonu ile oyalandı. sonra başka birileri geldi yanlarına. birden canlandılar. konuşmaları değişti vsakılları başka yerde bedenleri başka dedim içimden. yanyanaydılar ama birbirilerinde değillerdi. etkileyici bir gözlemdi benim açımdan. resmen iki cansız resim gibiydiler kalabalıklar içinde yalnız kalmak…
  • Elif ba'mda en sevdiğim harf
    20/08/2009 - 0 Yorum
    Okumak için Ramazan Pidesi'ne tıklayın