Bugünkü şansınız :

  • Neden zil takıp oynamıyorum
    11/01/2012 - 0 Yorum
    Bazı arkadaşlar son gelişmeler üzerine zil takıp oynamadığım için tutumumu eleştiriyorlar. Tek tek anlatmaktan bıktığım için özetle düşüncelerimi ifade edeyim. 1- Temelde bırakın tutukluluğu suçluların bile "hapis" yöntemi ile cezalandırılması geride kalanlar için hayatın çekilmez olması demektir. O yüzden prensip olarak sıradan vatandaşlar için bile yargılamaların tutuksuz olması gerektiğini düşünenlerdenim. 2- Bir ülkenin en üst düzey subaylarının bir takıp darbe girişimlerinde adının olması hoş değildir ve darbeyi kim yapar, yapmaya niyetlenirse yasalar yakasına yapışmalıdır…

doyum günümüz kutlu olsun sevgilim



Bundan aylar önce sevgilimle bir karar aldık. geçmiş zaman dilimlerinde neden karşılaşmadığımıza hayıflandığımız bir andı. bu günlerimizi kaçırmadan ayın herhangi bir gününü doyum günü olarak kutlamaya karar vermiştik.

bu öyle sandığınızca muzur bir gün değil. çocukluğumuzda yaşayamadığımız, ergenliğimizde tanışamadığımız ve birbirimizi görmeden geçen zaman dilimlerinde paylaşamadığımız d/günlerimiz için küçük bir telafi çabası...

sandığınızın aksine biz o gün hiç sevişmiyoruz, romantizm yüklü bir gün oluyor paylaştığımız. elele tutuşup parklarda geziyoruz. sokaklarda yaşımıza bakmadan laylaylom diye sekerek yürüyoruz. yağmur altında öpüşüyoruz bazen. bazen kaçamak bakışlar üzerimizdeyken bir bankta...

keşkelerimizi gömüyoruz o gün yeraltına. Olmaz, ama, fakatl'ardan oluşan büyüklerin dünyasından kaçıp, çocukluğumuza sığınıyoruz...

-"keşke seni yıllar önce tanımış olsaydım." ukdesi mi var içimizde "peki o zaman" diyoruz.. takvimlerden yıl seçiyoruz aylardan ne olsun diyoruz kendimize. O yıl neler yaşanmış hayatımızda, ne modaymış? Sonra günlerden bir gün, o anı zaman tünelinden bizim için çıkarıp yaşıyoruz...

bu pazar, babannesinin gelinliğinden minimsi bir elbise dikmiş sevdiğim...
bununla dolaşalım mı sokaklarda bu doyum günümüzde? dedi... öyle yaptık. meraklı bakışlardan çekinmeden ama benden daha çapkın olan rüzgarın azizliğinden çekinerek... gelinliğe benzer elbisesiyle bir kız ve şortuyla yağmurlu havada kıza sarılmış bir komik adam gördüyseniz sokaklarda, işte onlar bizdik...

kâh gülüp, kâh hüzünlerek yaşayamadığımız daha doğrusu birbirimizi görmeden yaşadığımız 90lı yılları yad ettik birlikte... açık havada koruda sarmaş dolaş kahvaltı ettik. Sonra küçük bir cep sinemasına gittik, pek de kalabalık olmayan sinemada çocuklarla birlikte buz devri'ni izledik... benim her sahneden hüzün çıkarabilen sevgilim çizgi filmde bile ağlamayı başardı yine:)

Bu kez teselli etmek için sinemada öptüm göz kapaklarından ve kimseler görmeden dudaklarından... Akşamüstü biraz komik şeyler aldık birbirimize, gelecek doyum günümüzü kurguladık. Akıl çantamızda unuttuklarımızı bohçamıza paketledik gelecek günlerimiz için...

Sonra onu Avrupa yakasına uğurladım. ben denizin bu yakasında Anadolu'nun bir garip delikanlısı kalarak. Gerçekten bir köprü nasıl kavuşturuyorsa bir deniz de o kadar ayırıyordu ikimizi...

Uzak...
Sevince mesafeler ne kadar çok uzak geliyor insana... dakikalar saat oluyor, günler geçmek bilmiyor... Zihin çantamızda birikenlerden derlediğimiz bir gün daha kayboldu, bir doyum günümüzde daha birbirimize doyamadan gün eridi gitti avuçlarımızda.
güzeldi, güzeldik ikimiz... biz!..

Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • Yanağımdaki ruj izini silmekle başladı herşey. Şimdi birer birer tenimden kayboluyor izlerin...
    11/04/2010 - 0 Yorum
  • Eti-ket18
    15/10/2009 - 0 Yorum
    Erkekler kendi cinsleriyle düşüp kalkacak kadar düştülerse bunun adı cinsel tercih mercih değil kadınlardan o derece illallah diyecek kadar bıkmış olmalarıdır bence..
  • İçimizdeki Renkler / Siyah-3
    19/06/2012 - 0 Yorum
    Güneşi ardına aldığında gölgesi uzayan, yakıcı sıcaklardan bunaldığınızda gölgesine sığındığımız tek renk siyah. Bazen onunla birlikte kaybolmak isteyeceğiniz kadar huzur veren, bazen gözlerine bakınca kaybolup gitmekten korktuğunuz bir renk. Siyah korkulacak ama çekici ve sevilesi, çok çok özel bir renk. Siyah, konuşabilseydi çok şey anlatırdı bize eminim. Ama diline dokuz düğüm vurmasının da elbet bir sebebi olmalı diye düşündüm. Suskun bir renkti siyah. Sonrasında kaderine küskün bir renk olduğunu da öğrendim. Tıpkı hepimizin yazgısında okumak istemediğimiz…