Birkaç Blog Hikayesi

Buralar eskiden hep dutluktu. Sonra taze çiçeğe konan kelebekler gibi, gelenler bir üşüştüler ki; sorma gitsin.
Tabi her güzel şeyin sonu geldiği gibi, gidenler gitti, kalan sağlarla artık burada başbaşayız. Neler yazmışız, çizmişiz haydi birlikte okuyalım. Bakalım neler varmış...

tio yazar
kuyruk acısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kuyruk acısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

kediye basma

1 yorum:

Kuyruk acısının
derin anlam ve önemini kamuoyuna açıkladıktan sonra neden "kediye basma" sorusuna peşinen cevap mahiyetinde bu yazıyı kaleme aldım.

kedi bir sembol bir mit aslında. hani sokakta da bulmak mümkün, evin içinde de beslemek mümkün. kendisiyle oynamanıza pek de ses çıkarmayan bir hayvan olduğundan, ayrıca siz onla oynarken o da sizle dalgasını geçtiğinden.

~ah kumu dağıttım, tüh yere pisledim. tüy yaladım kusacağım geldi kabilinden sizi peşinde elinizde oda spreyi ve ıslak mendille gezdirmeyi becerdiğinden ve bütçenize "kedi maması" ile evinize "kedi kakası" gibi istenmeyen kalemler açtığından dolayı aslında kuyruğuna basabileceğiniz yegane hayvandır kedi.

buna ragmen kediye basmamanızı tavsiye ederim. tabi kendisine basarsanız ayrı bir kriz çıkıp tırmalanmadık yeriniz kalmayacağı gibi, hayvancağızın çığlıklarını duyan komşu kedilerin (sahibelerinin) yardıma gelmesi durumunda haliniz pek bir içler acısı olabilir.

bu yüzden kediye bakma hakkınız olmasına rağmen kediye basma hakkınız yoktur. tabi basma fiilini basma fistan olarak almıyorsanız. henüz herhangi bir kumar oyununda "kedi" diye bir kart olmadığından tüm servetinizi kumarda bir kediye basmanız da mümkün değil.

peki hangi hayvanların kuyruğuna basılabilir. şahsen ve bilakis kedi dışında böyle bir hayvan tanımıyorum(insanı zaten kuyruk acısı bahsinde konu dışına itmiştik).
sinekleri tutup bi yerlerine süpürge teli taktığınız vahşi çocukluk günlerinizi saymazsanız zaten küçüklükten beri bir hayvansever! olarak yapmış olabileceğiniz en büyük eylem kedinin kuyruğuna basmak olabilir. (ergenliğinde eşeklik edenler konu dışındadır)

kedi aslında kuyruğunu toplamasını pek bilmeyen bir hayvandır. o yüzden ancak kıvrılıp yattığı ve mışıl mışıl uyuduğu zamanlarda kuyruk da kendisi ile birlikte kıvrılır yatar.

diğer durumlarda sağa sola serseri sallanıp durduğu gibi mart aylarında cinsel taciz ve tecavüz olaylarında bir koruyucu görevi gördüğü de görülmemiştir. (ayrıca kuyruğu dik tutmak teriminin kedilerle bir ilgisi yoktur. en azından şimdiye kadar ben bulamadım)

özetle kedi dışında kuyruğuna basabileceğiniz pek bir hayvan yoktur ama siz hayvancağızın kuyruğu titretmesini istemiyorsanız ona bile basmayın boş zamanlarınızı başka şekilde değerlendirin evinizde. oturup mlog blog okuyun. kedi de ortalıkta gezinsin dursun işte...

kedi dışında kuyruğuna basma ihtimaliniz olan hayvanların tepkilerinden kısa özetler vererek yazımızı bitirelim:

kertenkele: kuyruğunu size bırakır ve kıvranarak ölen bir kuyruk görüp kendinizi bir katilin vicdan azabı içerisinde hissedersiniz.

yılan
: düşünmek bile istemezsiniz

at: boyunuz yetmez

eşek: çifte yersiniz. (sapık olarak damgalanma ihtimaliniz de var)

köpek: kediden daha risklidir. ısırır.

aslan, kaplan, çita: sizden iyi öğle yemeği yaparlar

maymun: bir şebeklik yapar.

her türlü kuş: kuyruğu elinizde kalır

karınca: kuyruğu var mı lan, ölür hayvan

deve: yok devenin kuyruğu (yani boyuna göre yok sayılır)


Kuyruk acısının
derin anlam ve önemini kamuoyuna açıkladıktan sonra neden "kediye basma" sorusuna peşinen cevap mahiyetinde bu yazıyı kaleme aldım.

kedi bir sembol bir mit aslında. hani sokakta da bulmak mümkün, evin içinde de beslemek mümkün. kendisiyle oynamanıza pek de ses çıkarmayan bir hayvan olduğundan, ayrıca siz onla oynarken o da sizle dalgasını geçtiğinden.

~ah kumu dağıttım, tüh yere pisledim. tüy yaladım kusacağım geldi kabilinden sizi peşinde elinizde oda spreyi ve ıslak mendille gezdirmeyi becerdiğinden ve bütçenize "kedi maması" ile evinize "kedi kakası" gibi istenmeyen kalemler açtığından dolayı aslında kuyruğuna basabileceğiniz yegane hayvandır kedi.

buna ragmen kediye basmamanızı tavsiye ederim. tabi kendisine basarsanız ayrı bir kriz çıkıp tırmalanmadık yeriniz kalmayacağı gibi, hayvancağızın çığlıklarını duyan komşu kedilerin (sahibelerinin) yardıma gelmesi durumunda haliniz pek bir içler acısı olabilir.

bu yüzden kediye bakma hakkınız olmasına rağmen kediye basma hakkınız yoktur. tabi basma fiilini basma fistan olarak almıyorsanız. henüz herhangi bir kumar oyununda "kedi" diye bir kart olmadığından tüm servetinizi kumarda bir kediye basmanız da mümkün değil.

peki hangi hayvanların kuyruğuna basılabilir. şahsen ve bilakis kedi dışında böyle bir hayvan tanımıyorum(insanı zaten kuyruk acısı bahsinde konu dışına itmiştik).
sinekleri tutup bi yerlerine süpürge teli taktığınız vahşi çocukluk günlerinizi saymazsanız zaten küçüklükten beri bir hayvansever! olarak yapmış olabileceğiniz en büyük eylem kedinin kuyruğuna basmak olabilir. (ergenliğinde eşeklik edenler konu dışındadır)

kedi aslında kuyruğunu toplamasını pek bilmeyen bir hayvandır. o yüzden ancak kıvrılıp yattığı ve mışıl mışıl uyuduğu zamanlarda kuyruk da kendisi ile birlikte kıvrılır yatar.

diğer durumlarda sağa sola serseri sallanıp durduğu gibi mart aylarında cinsel taciz ve tecavüz olaylarında bir koruyucu görevi gördüğü de görülmemiştir. (ayrıca kuyruğu dik tutmak teriminin kedilerle bir ilgisi yoktur. en azından şimdiye kadar ben bulamadım)

özetle kedi dışında kuyruğuna basabileceğiniz pek bir hayvan yoktur ama siz hayvancağızın kuyruğu titretmesini istemiyorsanız ona bile basmayın boş zamanlarınızı başka şekilde değerlendirin evinizde. oturup mlog blog okuyun. kedi de ortalıkta gezinsin dursun işte...

kedi dışında kuyruğuna basma ihtimaliniz olan hayvanların tepkilerinden kısa özetler vererek yazımızı bitirelim:

kertenkele: kuyruğunu size bırakır ve kıvranarak ölen bir kuyruk görüp kendinizi bir katilin vicdan azabı içerisinde hissedersiniz.

yılan
: düşünmek bile istemezsiniz

at: boyunuz yetmez

eşek: çifte yersiniz. (sapık olarak damgalanma ihtimaliniz de var)

köpek: kediden daha risklidir. ısırır.

aslan, kaplan, çita: sizden iyi öğle yemeği yaparlar

maymun: bir şebeklik yapar.

her türlü kuş: kuyruğu elinizde kalır

karınca: kuyruğu var mı lan, ölür hayvan

deve: yok devenin kuyruğu (yani boyuna göre yok sayılır)

Kuyruk neden acır

4 yorum:
tabi ki üstüne basıldığından.
öyle evvel zaman içinde kalbur saman içinde masalları anımsayın diye demedim canım. bir kaç kişi sordu /neden kuyruk acısı blogun adı/ diye...

vallahi insan olduğumdan. başkaca bir sebebi yok
öyle tabi. bir bakın çevrenize kuyruksuz kaç hayvan var?

evrimden mi, devrimden mi yoksa diyet miydi verdiğimiz bilinmez kuyruksuz yaşıyoruz bu dünyada uzun süredir. oysa zaten hiç olmadı diyemiyecek kadar her elimizi atışta /burdaydım/ diyen bir kuyruk izimiz var bedenimizde.

yani tezimin özeti şu: vaktiyle var olan ve bir şekilde sizden koparılan herşey acıtır. parmağınız kesilse öyledir, eliniz ayağınız, kol bacak bütün bedensel aksamlar öyledir.
hatta tırnağınızı biraz kuyruğunuz kadar kısa kesin bakın nasıl acıyor.

köpekleri karanlık bir yere kapatır ve öncesinde kulak ve kuyruklarından biraz keserlermiş bazı hayvanlar. adına da eğitim diyorlar herhalde. böylece karanlıkta 3-5gün geçiren zavallı köpek daha da saldırganlaşır ve istenen kıvama gelirmiş. saldır co! kıvamına.

işte insan olarak bizleri hayvanlardan daha güçlü yapan da aklımız falan değil bizatihi bu kesik kuyruğumuz. kesik diyorum ne olduysa olmuş bir yerlerde gitmiş kuyruk.....
ve insanoğlu o gün bugün katliamlar, soykırımlar ve savaşlarla anılıyor kendi tarihinde.

dün bir fıkra uydurdum.
arkadaşlar beğendi yazımın sonunda sizinle onu paylaşayım istedim.

~uzaylılar dünyayı işgal edip insan ırkını yoketmek üzere tartışırlarken aralarında şu konuşma geçmiş:
-hemen tüm silahlarımızla saldırıp dünyalıları yoketmeliyiz.
-neden onlar kendi yapamıyor mu?

ağrısız acısız günler dilerim, canlarım benim.
tabi ki üstüne basıldığından.
öyle evvel zaman içinde kalbur saman içinde masalları anımsayın diye demedim canım. bir kaç kişi sordu /neden kuyruk acısı blogun adı/ diye...

vallahi insan olduğumdan. başkaca bir sebebi yok
öyle tabi. bir bakın çevrenize kuyruksuz kaç hayvan var?

evrimden mi, devrimden mi yoksa diyet miydi verdiğimiz bilinmez kuyruksuz yaşıyoruz bu dünyada uzun süredir. oysa zaten hiç olmadı diyemiyecek kadar her elimizi atışta /burdaydım/ diyen bir kuyruk izimiz var bedenimizde.

yani tezimin özeti şu: vaktiyle var olan ve bir şekilde sizden koparılan herşey acıtır. parmağınız kesilse öyledir, eliniz ayağınız, kol bacak bütün bedensel aksamlar öyledir.
hatta tırnağınızı biraz kuyruğunuz kadar kısa kesin bakın nasıl acıyor.

köpekleri karanlık bir yere kapatır ve öncesinde kulak ve kuyruklarından biraz keserlermiş bazı hayvanlar. adına da eğitim diyorlar herhalde. böylece karanlıkta 3-5gün geçiren zavallı köpek daha da saldırganlaşır ve istenen kıvama gelirmiş. saldır co! kıvamına.

işte insan olarak bizleri hayvanlardan daha güçlü yapan da aklımız falan değil bizatihi bu kesik kuyruğumuz. kesik diyorum ne olduysa olmuş bir yerlerde gitmiş kuyruk.....
ve insanoğlu o gün bugün katliamlar, soykırımlar ve savaşlarla anılıyor kendi tarihinde.

dün bir fıkra uydurdum.
arkadaşlar beğendi yazımın sonunda sizinle onu paylaşayım istedim.

~uzaylılar dünyayı işgal edip insan ırkını yoketmek üzere tartışırlarken aralarında şu konuşma geçmiş:
-hemen tüm silahlarımızla saldırıp dünyalıları yoketmeliyiz.
-neden onlar kendi yapamıyor mu?

ağrısız acısız günler dilerim, canlarım benim.

Utanmaz Ateş Böceği'ni kaçak elektrik kullanırken yakaladık.

Hiç yorum yok:
Gossip İbram abiniz bir süredir Ateş Böceği'nin peşindeydi. Nihayet onun hakkındaki gizli dosyaları bulduk derken, gece adını belirtmek istemeyen bir yetkiliden alınan asılsız ihbarı değerlendiren ekibimiz ateşböceği'ni şehrin karanlık köşelerinde İbram abimizden aldığı pozitif elektiriği ; ona, buna, hatta şuna ışıldayıp harcarken yakaladı.

Daha önceki hayatında pilli oyuncak taksi olan ancak pili bitince bir köşede unutulan Ateş Böceği'nin 2. hayatında böcek olmayı seçmesine vaktiyle aç, sefil ve pilsiz kalmasının etkisi olduğu söyleniyor.

Pire'lerle bir türlü geçinemeyen Ateş Böceği'nin bir tek pire için Yataş yatak yorgan tesislerini kundaklaması üzerine gözaltına alındığı, Gossip İbram abinin torpiliyle salıverildiği öğrenildi. Genç yaşına rağmen Alzemair ve MS belirtileri gösterip, ağlarken neden ağladığını bile unutan (yazıkkkk kız) bu böcek, aynı zamanda sinir ve mutluluk gazları salgıladığından insanlar üzerinde mutluluk ve stress bulaştırıcı bir etki yapabilmektedir.

"Sabah erken kalkarım, akşam mesaim var ışıldamadan uyuyamam" diye geceyarılarına kadar sokaklarda gezen ve bu yüzden evden sık sık sopa yiyen ateş böceği dayaktan kurtulmak için mahallede ne kadar ihtiyar amca, teyze varsa hepsinin gönlünü alarak onları kendine canlı kalkan yapmaktadır. Ailesi ise bu durumu BM ve AB nezdinde protesto girişimlerini sürdürmektedir.
Eski ve ihtiyar şeylere merakı bilinen ateş böceğinin eski gramafon adlı bir blog sitesi de vardır. Küçük çapta şiirler yazıp, besteler yapan Ateş Böceğinin en ünlü bestesi "Varla yok arası, Kaf dağının arkası, Bastığım Ayak İzleri Yüreğimin yansıması" adlı eseri tahtakale piyasasında pek bi meşhurdur.

Ukelâlara haddini bildirecek kadar ukelâ olabilen ve çocuklara şaklabanlık yapmayı kamusal bir görev addeden Ateş Böceği reenkarnasyon ve astral alemlere yolculuk fikrine takıp arada öbür dünyaya gidip, gidip gelmektedir. Gossip İbram abi tarafından "bak kızım bi elektrikler kesilcek, gelemicen öbür taraftan" diye uyarılan Ateş Böceği "Abi ben kendim fenerim, yanar yanar sönerim. sen beni merak etme, asıl nolcak sizin Fener'in hali? sen onu düşün" diyerek ortama pis bi hava basmıştır.

Bu aşırı güvenin sebebini merak eden ekibimiz ateş böceğini elektrik saatine mıknatıs ve röntgen filmi takarken yakalayıvermiştir. "Ayıp dil mi kızım?, buldun beleş elektiriği harcıyon" diye ekibimiz tarafından azarlanan Ateş Böceği "abi valla çalmıyom, gündüz alıp gece kendim şebekeye veriyom, ödeşiyoz yani" diyerek kendini savunmuştur.

Cahil olduğu kadar, küstahça bir tevazu sahibi ve ayrıca sürekli sınıfta çakan bir öğrenci olan Ateş Böceği İbram abiye staj için başvurmuş, "Get bacım, bulaşma magazine, sen bari kendini kurtar" denilerek işe kabul edilmemiştir. ibram abiyi kıskandıracak kadar yorumcusu olan Ateş Böceğine "yazdıkların yüzünden değil, kız olduğun için sana yorum yapıyolar" diye Adsız bir b..k böceği kisvesi altında b..k atıyor ve kıskançlıktan çÇaaat! diye çatlıyoruz"

Ateş böceği ışıltıları:

Gossip İbram abiniz bir süredir Ateş Böceği'nin peşindeydi. Nihayet onun hakkındaki gizli dosyaları bulduk derken, gece adını belirtmek istemeyen bir yetkiliden alınan asılsız ihbarı değerlendiren ekibimiz ateşböceği'ni şehrin karanlık köşelerinde İbram abimizden aldığı pozitif elektiriği ; ona, buna, hatta şuna ışıldayıp harcarken yakaladı.

Daha önceki hayatında pilli oyuncak taksi olan ancak pili bitince bir köşede unutulan Ateş Böceği'nin 2. hayatında böcek olmayı seçmesine vaktiyle aç, sefil ve pilsiz kalmasının etkisi olduğu söyleniyor.

Pire'lerle bir türlü geçinemeyen Ateş Böceği'nin bir tek pire için Yataş yatak yorgan tesislerini kundaklaması üzerine gözaltına alındığı, Gossip İbram abinin torpiliyle salıverildiği öğrenildi. Genç yaşına rağmen Alzemair ve MS belirtileri gösterip, ağlarken neden ağladığını bile unutan (yazıkkkk kız) bu böcek, aynı zamanda sinir ve mutluluk gazları salgıladığından insanlar üzerinde mutluluk ve stress bulaştırıcı bir etki yapabilmektedir.

"Sabah erken kalkarım, akşam mesaim var ışıldamadan uyuyamam" diye geceyarılarına kadar sokaklarda gezen ve bu yüzden evden sık sık sopa yiyen ateş böceği dayaktan kurtulmak için mahallede ne kadar ihtiyar amca, teyze varsa hepsinin gönlünü alarak onları kendine canlı kalkan yapmaktadır. Ailesi ise bu durumu BM ve AB nezdinde protesto girişimlerini sürdürmektedir.
Eski ve ihtiyar şeylere merakı bilinen ateş böceğinin eski gramafon adlı bir blog sitesi de vardır. Küçük çapta şiirler yazıp, besteler yapan Ateş Böceğinin en ünlü bestesi "Varla yok arası, Kaf dağının arkası, Bastığım Ayak İzleri Yüreğimin yansıması" adlı eseri tahtakale piyasasında pek bi meşhurdur.

Ukelâlara haddini bildirecek kadar ukelâ olabilen ve çocuklara şaklabanlık yapmayı kamusal bir görev addeden Ateş Böceği reenkarnasyon ve astral alemlere yolculuk fikrine takıp arada öbür dünyaya gidip, gidip gelmektedir. Gossip İbram abi tarafından "bak kızım bi elektrikler kesilcek, gelemicen öbür taraftan" diye uyarılan Ateş Böceği "Abi ben kendim fenerim, yanar yanar sönerim. sen beni merak etme, asıl nolcak sizin Fener'in hali? sen onu düşün" diyerek ortama pis bi hava basmıştır.

Bu aşırı güvenin sebebini merak eden ekibimiz ateş böceğini elektrik saatine mıknatıs ve röntgen filmi takarken yakalayıvermiştir. "Ayıp dil mi kızım?, buldun beleş elektiriği harcıyon" diye ekibimiz tarafından azarlanan Ateş Böceği "abi valla çalmıyom, gündüz alıp gece kendim şebekeye veriyom, ödeşiyoz yani" diyerek kendini savunmuştur.

Cahil olduğu kadar, küstahça bir tevazu sahibi ve ayrıca sürekli sınıfta çakan bir öğrenci olan Ateş Böceği İbram abiye staj için başvurmuş, "Get bacım, bulaşma magazine, sen bari kendini kurtar" denilerek işe kabul edilmemiştir. ibram abiyi kıskandıracak kadar yorumcusu olan Ateş Böceğine "yazdıkların yüzünden değil, kız olduğun için sana yorum yapıyolar" diye Adsız bir b..k böceği kisvesi altında b..k atıyor ve kıskançlıktan çÇaaat! diye çatlıyoruz"

Ateş böceği ışıltıları:

Cevabı sadece bizde : Akrep kızı efsa bloglarda NE 'sini arıyor?

Hiç yorum yok:

 Yazdığı yazılar kadar infosundaki duştan yeni çıkmış, sarı elbiseli ve sağ bacağı hafif meydanda hatun resmiyle de dikkatleri üzerine çeken akrep kızı efsa evlilikler, ayrılıklar üzerine yazdığı dokunaklı yazıları ile yine bizi ikilemlere itmeye devam ediyor.

Bazı gelinlik firmaları ve nikah şekeri üreticilerinin efsa nın blogunun halkı evlenmekten soğuttuğu için kapatılmasını isteyeceği öne sürülüyor.

Akrep kızı efsa ise bu konuda önceleri konuşmazken sonradan avukatlardan da boşanmaya teşvik karşılığı para aldığını itiraf etmek zorunda kaldı. Öte yandan efsa'nın bu yazdıklarıyla çizdikleriyle ne yapmak istediğini sizler merak ede durun biz olayı çözdük vay anasını sayın seyirciler. Kameralarımıza ne aradığını itiraf eden efsa, gönlüme göre bir baha-NE bulamadım, bulsam ikimiz "efsane oluruz" İbrahim'cim demiştir. İbrahim abi bu duruma getirdiği yorumda "efsa'cım istediğin NE olsun ben adımı a)ne - .b)ne :) - s)anane olarak bile değiştirebilirim" demiştir.

Bu cevaba "Allah, Allah senden bana NE İbram" diyerek terso bir yanıt veren efsa muhabirimizi "hadi yavrum kış kış" diyerek kovalarken, "çekmesene kardeşim!, duştan yeni çıktım zati!" diye kafamıza bozuk para atmıştır. Bozuk paraların 25 kuruşluk olması hasarı düşürürken, bizi de efsa'nın cimriliği konusunda derin derin düşünmüştür.

Ayrıca tam bir telefon sapığı olan efsa'nın, fazla konuşmayı sevmediği için kırdığı telef-10 adedi bulurken, telefonları nasıl bu hale: (8) getirdiği merak konusudur. İki de bir kendisini arayan kız arkadaşlarına "kısa kes aydın havası olsun" diyen efsa'nın önceki hayatında "yandım Ali" olup olmadığı araştırılmaktadır. Ara sıra güzel şiirlerini de blog âlemi ile paylaşan efsa'nın şiirlerine koyduğu resimler Gossip İbram abi'mizin dikkatini çekmiştir. "Resimlerine bakarım yazılarını okumam" ekolünden olan İbram abi'mizin duygu dolu bu şiirler karşısında ikileme düştüğü, şiirlerle resimler arasında gidip gelmekten gözlerinin şaşı olduğu yadsınamaz bir gerçektir.

Efsa'nın İbram abi'ye dans günlükleri yazısındaki balerin kız ben değilim demesi bardağı taşıran son damla olmuş Gossip İbram abi bir daha efsa'nın yazılarındaki hatun resimlerine bakarsam iki olsun diyerek tövbe etmiştir. Öte yandan sevdiğimi sıkboğaz etmem, relaxımdır, anlayışlıyımdır diyerek övünen Efsa'nın bunu kime ve halâ niye söylediği bilinmemektedir.

Tam bir yorum manyağı olan efsa'nın akrep kızı olarak halkın yüreğine saldığı korku yetmezmiş gibi yorumlarından yorulan bazı bloggerlerin "bu kadar yorma bizi be efsa, bari yoruyorsun hayra yor" dedikleri duyumu alınmıştır. Yorum yaparken birden "dur ben bunu bi belediyeye yazim" demesi veya kendisine yapılan yorumlardan extradan sorun türetmesi de ayrı bir araştırma konusudur.

Çilek yanaklı, kelebek kanatlı minik bir bezelyesi ( O ne lan demeyin, linke tıklamayı deneyin)olan efsa'nın "bezelyem sezaryensiz doğsun" kabilinden çektiği acıları anlatan yazısı oscar'a aday gösterilip, geri çekilmiştir. Jürinin yaşadığı tereddüdün temelinde efsa'nın tuttuğu günlüklerin ve "size ne lan çocuk da yaparım bezelye de" tarzı agresif konuşmalarının önemli rol oynadığı, bazı jüri üyelerinin "bu kız bu günlükleri bi gün aleyhimizde kullanır" diyerek kıllandığı, bazılarının ise "gör bak bloggere yazmassa insan evladı dilim" dediği söylenmektedir.

Gossip İbrahim abi ekibi olarak Çilek yanaklı, kelebek kanatlı minik bezelye'yi şimdiden uyarır ve "Annen yedirdiği her kaşık mamanın, çorbanın, pilavın, dondurmanın parasını yazıyor. Büyüyüp doktor olunca sana ödetecek haberin olsun" diyor, bu güzel ikiliye pembe mutluluklar diliyoruz.

Efsa'nın efsaneleri ve minik bezelyesi:

 Yazdığı yazılar kadar infosundaki duştan yeni çıkmış, sarı elbiseli ve sağ bacağı hafif meydanda hatun resmiyle de dikkatleri üzerine çeken akrep kızı efsa evlilikler, ayrılıklar üzerine yazdığı dokunaklı yazıları ile yine bizi ikilemlere itmeye devam ediyor.

Bazı gelinlik firmaları ve nikah şekeri üreticilerinin efsa nın blogunun halkı evlenmekten soğuttuğu için kapatılmasını isteyeceği öne sürülüyor.

Akrep kızı efsa ise bu konuda önceleri konuşmazken sonradan avukatlardan da boşanmaya teşvik karşılığı para aldığını itiraf etmek zorunda kaldı. Öte yandan efsa'nın bu yazdıklarıyla çizdikleriyle ne yapmak istediğini sizler merak ede durun biz olayı çözdük vay anasını sayın seyirciler. Kameralarımıza ne aradığını itiraf eden efsa, gönlüme göre bir baha-NE bulamadım, bulsam ikimiz "efsane oluruz" İbrahim'cim demiştir. İbrahim abi bu duruma getirdiği yorumda "efsa'cım istediğin NE olsun ben adımı a)ne - .b)ne :) - s)anane olarak bile değiştirebilirim" demiştir.

Bu cevaba "Allah, Allah senden bana NE İbram" diyerek terso bir yanıt veren efsa muhabirimizi "hadi yavrum kış kış" diyerek kovalarken, "çekmesene kardeşim!, duştan yeni çıktım zati!" diye kafamıza bozuk para atmıştır. Bozuk paraların 25 kuruşluk olması hasarı düşürürken, bizi de efsa'nın cimriliği konusunda derin derin düşünmüştür.

Ayrıca tam bir telefon sapığı olan efsa'nın, fazla konuşmayı sevmediği için kırdığı telef-10 adedi bulurken, telefonları nasıl bu hale: (8) getirdiği merak konusudur. İki de bir kendisini arayan kız arkadaşlarına "kısa kes aydın havası olsun" diyen efsa'nın önceki hayatında "yandım Ali" olup olmadığı araştırılmaktadır. Ara sıra güzel şiirlerini de blog âlemi ile paylaşan efsa'nın şiirlerine koyduğu resimler Gossip İbram abi'mizin dikkatini çekmiştir. "Resimlerine bakarım yazılarını okumam" ekolünden olan İbram abi'mizin duygu dolu bu şiirler karşısında ikileme düştüğü, şiirlerle resimler arasında gidip gelmekten gözlerinin şaşı olduğu yadsınamaz bir gerçektir.

Efsa'nın İbram abi'ye dans günlükleri yazısındaki balerin kız ben değilim demesi bardağı taşıran son damla olmuş Gossip İbram abi bir daha efsa'nın yazılarındaki hatun resimlerine bakarsam iki olsun diyerek tövbe etmiştir. Öte yandan sevdiğimi sıkboğaz etmem, relaxımdır, anlayışlıyımdır diyerek övünen Efsa'nın bunu kime ve halâ niye söylediği bilinmemektedir.

Tam bir yorum manyağı olan efsa'nın akrep kızı olarak halkın yüreğine saldığı korku yetmezmiş gibi yorumlarından yorulan bazı bloggerlerin "bu kadar yorma bizi be efsa, bari yoruyorsun hayra yor" dedikleri duyumu alınmıştır. Yorum yaparken birden "dur ben bunu bi belediyeye yazim" demesi veya kendisine yapılan yorumlardan extradan sorun türetmesi de ayrı bir araştırma konusudur.

Çilek yanaklı, kelebek kanatlı minik bir bezelyesi ( O ne lan demeyin, linke tıklamayı deneyin)olan efsa'nın "bezelyem sezaryensiz doğsun" kabilinden çektiği acıları anlatan yazısı oscar'a aday gösterilip, geri çekilmiştir. Jürinin yaşadığı tereddüdün temelinde efsa'nın tuttuğu günlüklerin ve "size ne lan çocuk da yaparım bezelye de" tarzı agresif konuşmalarının önemli rol oynadığı, bazı jüri üyelerinin "bu kız bu günlükleri bi gün aleyhimizde kullanır" diyerek kıllandığı, bazılarının ise "gör bak bloggere yazmassa insan evladı dilim" dediği söylenmektedir.

Gossip İbrahim abi ekibi olarak Çilek yanaklı, kelebek kanatlı minik bezelye'yi şimdiden uyarır ve "Annen yedirdiği her kaşık mamanın, çorbanın, pilavın, dondurmanın parasını yazıyor. Büyüyüp doktor olunca sana ödetecek haberin olsun" diyor, bu güzel ikiliye pembe mutluluklar diliyoruz.

Efsa'nın efsaneleri ve minik bezelyesi:

Büyük yalan: siyah kelebek aslında esmer bir çingeneymiş

Hiç yorum yok:
Oh! nihayet, kameralarımızdan köşe bucak kaçan, her aradığımızda napayım işte evimdeyim, işimdeyim gücümdeyim, röportaja gelemem, komşuda pişti konken oynamam, altın gününe gidemem, çoluk çocuk büyütüyoruz kolay mı? türünden mazeretlerle bizi atlatan siyah kelebek'i domates almaya pazara çıkarken yakaladık.

Kasap ve sütçü ile küs olduğundan evde herkese brokoli ve kereviz yemekleri pişirerek işkence eden siyah kelebek "ne yapalım etliye sütlüye karışmam dedim bi kere, varsa yoksa sebzeli pilav en çok yiyebilceniz yemek" diyerek ev halkının tüm umutlarını kırmaktadır. Yalvaran çocukların anne bari balık olsun yiyelim sözlerine dayanamayan ana yüreciği ara sıra bazı bazı menüye balık eklemekte ancak balık eti olmamak adına sebzeye devam demektedir.

İşkence yapmaktan pek hoşlanmayan, yapınca da tadında bırakmak taraftarı olan siyah kelebek eline düşenlere "işi uzatmayalım geç gelen itiraflardan hoşlanmam" vaktiyle konuş, daha fazla sopayı yemeden diyerek iyi polis-kötü polis soloları yapmakla tanınmaktadır.

Hayallerinde bir kitap bastırmak olan, hemen hemen her gece rüyasında basılan kitabını gören ve "şu baskı ne zaman bitecek" diyerek yayınevini sıkıştıran siyah kelebek'e yayın evi sahibinin "ya bi gece de paketlenmiş kargoya verirken görseniz biticek ama ben sizin hayallerinize müdahale edemem ki" diyerek isyan ettiği, matbaa işçilerinin gece gündüz çalışmaktan telef olduğu ve onların da "şu kızın baskısı ne zaman bitecek" dediği gözlenmektedir.

Arada kurdu kuşu unutmayıp, ekmek kırıntılarını ıslayıp pencereye koyan sonra da camlardaki kuş kakalarını silerken "ah bendeki insanlık duygusu" diyerek kafasına vuran annelik ve ablalık duyguları yüzünden "önce anneyim, sonra blogger" ilkesini benimseyen , arada cici kızların yazdığı "tu kaka" yazılara gönül koyup, sitem eden ve "nereye gidiyoruz?" "nolcak bu internetin hali?" diyen siyah kelebek aynı zamanda en ufak olumsuz bir rüzgarda kanadı kırılacak kadar nazik, narin bir dişi kelebektir.

Aslı değilse de ruhu çingene olan bu altın yürekli annemizi üzmeyelim...

Siyah kelebeğin kanadından benekler:
http://curcuna-siyahkelebek.blogspot.com/2009/06/yine-her-zamanki-guzel-bir-sabahti.html
http://curcuna-siyahkelebek.blogspot.com/2009/06/ben-cingeneyim.html
http://curcuna-siyahkelebek.blogspot.com/2009/06/canlarm-benim.html

Oh! nihayet, kameralarımızdan köşe bucak kaçan, her aradığımızda napayım işte evimdeyim, işimdeyim gücümdeyim, röportaja gelemem, komşuda pişti konken oynamam, altın gününe gidemem, çoluk çocuk büyütüyoruz kolay mı? türünden mazeretlerle bizi atlatan siyah kelebek'i domates almaya pazara çıkarken yakaladık.

Kasap ve sütçü ile küs olduğundan evde herkese brokoli ve kereviz yemekleri pişirerek işkence eden siyah kelebek "ne yapalım etliye sütlüye karışmam dedim bi kere, varsa yoksa sebzeli pilav en çok yiyebilceniz yemek" diyerek ev halkının tüm umutlarını kırmaktadır. Yalvaran çocukların anne bari balık olsun yiyelim sözlerine dayanamayan ana yüreciği ara sıra bazı bazı menüye balık eklemekte ancak balık eti olmamak adına sebzeye devam demektedir.

İşkence yapmaktan pek hoşlanmayan, yapınca da tadında bırakmak taraftarı olan siyah kelebek eline düşenlere "işi uzatmayalım geç gelen itiraflardan hoşlanmam" vaktiyle konuş, daha fazla sopayı yemeden diyerek iyi polis-kötü polis soloları yapmakla tanınmaktadır.

Hayallerinde bir kitap bastırmak olan, hemen hemen her gece rüyasında basılan kitabını gören ve "şu baskı ne zaman bitecek" diyerek yayınevini sıkıştıran siyah kelebek'e yayın evi sahibinin "ya bi gece de paketlenmiş kargoya verirken görseniz biticek ama ben sizin hayallerinize müdahale edemem ki" diyerek isyan ettiği, matbaa işçilerinin gece gündüz çalışmaktan telef olduğu ve onların da "şu kızın baskısı ne zaman bitecek" dediği gözlenmektedir.

Arada kurdu kuşu unutmayıp, ekmek kırıntılarını ıslayıp pencereye koyan sonra da camlardaki kuş kakalarını silerken "ah bendeki insanlık duygusu" diyerek kafasına vuran annelik ve ablalık duyguları yüzünden "önce anneyim, sonra blogger" ilkesini benimseyen , arada cici kızların yazdığı "tu kaka" yazılara gönül koyup, sitem eden ve "nereye gidiyoruz?" "nolcak bu internetin hali?" diyen siyah kelebek aynı zamanda en ufak olumsuz bir rüzgarda kanadı kırılacak kadar nazik, narin bir dişi kelebektir.

Aslı değilse de ruhu çingene olan bu altın yürekli annemizi üzmeyelim...

Siyah kelebeğin kanadından benekler:
http://curcuna-siyahkelebek.blogspot.com/2009/06/yine-her-zamanki-guzel-bir-sabahti.html
http://curcuna-siyahkelebek.blogspot.com/2009/06/ben-cingeneyim.html
http://curcuna-siyahkelebek.blogspot.com/2009/06/canlarm-benim.html

Evren yine gizlice evlendi, siz halâ uyuyun bakalım

Hiç yorum yok:

bi kaç kez hayatın sillesini tekme tokadını yiyen nadide blog yazarlarımızdan evren yine evlendi mi?
daha önce banker pastelli, iflas holding, yamuk emlak gibi firmalara evlenmek için başvuran ancak her defasında birikimleri iç edilen evren bu gidişle evde kalacağım diye siyah kara düşünürken sonunda yine muradına erip "oh!" dedi...

inşaat merakından dolayı çocukluğundan beri ayağına çiviler batan. arada bir inşaatlardan atlarken tut ellerimi diye bağırdığı için son anda esas oğlanlar tarafından düşmekten kurtarılan. kadın ve erkek hikayeleri yazarı evren nihayet yazdıklarının karşılığını almışa benziyor.

Evren kameralarımıza "gördünüz mü insanlara güvenmek lazım, memlekette dürüst müteahhitler de varmış. sonun da ben de tekrar evlenebildim" derken, evinin tapusunu aldığı dürüst müteahhit kâzım herkese evlazım bey'in mutluluk gözyaşları içerisinde evren hanımın yazdıkları beni çok etkiledi ve sonunda onu evlendirmeye karar verdim dediği öğrenildi.

Arada bir yazdıklarını kendi sesinden kaydederek müzik piyasasına olmazsa bile görme engelli kardeşlerimizin yüreğine girmek için çalışmalar yapan evren'in çalışmalarının karşılığını bu dünyada alması biraz zor görünüyor ama öbür dünya için Allah'tan ümit kesilmez diyoruz.

evrenin daha önceki bazı evlenme projeleri:
http://evrenin.blogspot.com/2009/06/sonrasini-biliyorsun-zaten.html
http://evrenin.blogspot.com/2009/06/ciliz-urkek-titrek.html
http://evrenin.blogspot.com/2009/06/hep-birseyler-eksik.html


bi kaç kez hayatın sillesini tekme tokadını yiyen nadide blog yazarlarımızdan evren yine evlendi mi?
daha önce banker pastelli, iflas holding, yamuk emlak gibi firmalara evlenmek için başvuran ancak her defasında birikimleri iç edilen evren bu gidişle evde kalacağım diye siyah kara düşünürken sonunda yine muradına erip "oh!" dedi...

inşaat merakından dolayı çocukluğundan beri ayağına çiviler batan. arada bir inşaatlardan atlarken tut ellerimi diye bağırdığı için son anda esas oğlanlar tarafından düşmekten kurtarılan. kadın ve erkek hikayeleri yazarı evren nihayet yazdıklarının karşılığını almışa benziyor.

Evren kameralarımıza "gördünüz mü insanlara güvenmek lazım, memlekette dürüst müteahhitler de varmış. sonun da ben de tekrar evlenebildim" derken, evinin tapusunu aldığı dürüst müteahhit kâzım herkese evlazım bey'in mutluluk gözyaşları içerisinde evren hanımın yazdıkları beni çok etkiledi ve sonunda onu evlendirmeye karar verdim dediği öğrenildi.

Arada bir yazdıklarını kendi sesinden kaydederek müzik piyasasına olmazsa bile görme engelli kardeşlerimizin yüreğine girmek için çalışmalar yapan evren'in çalışmalarının karşılığını bu dünyada alması biraz zor görünüyor ama öbür dünya için Allah'tan ümit kesilmez diyoruz.

evrenin daha önceki bazı evlenme projeleri:
http://evrenin.blogspot.com/2009/06/sonrasini-biliyorsun-zaten.html
http://evrenin.blogspot.com/2009/06/ciliz-urkek-titrek.html
http://evrenin.blogspot.com/2009/06/hep-birseyler-eksik.html

Psikopat fare kameralarımıza iş üstünde yakalandı

Hiç yorum yok:
Sevgili Gossip İbram izleyicileri. Yine bomba gibi bir haberle karşınızdayız. Ne demiştik İbram'dan kaçmaz. Psikopat fare kedilere her türlü eziyeti yapıp elimizden kurtulabileceğini sanıyordu ama yanıldı.

Dahi anlamında DE'lere kafayı taktığı yetmiyormuş gibi, bir DE kedilere kafa atan psikopat farenin bu cinsliğini ayın muayyen günlerinde daha fazla yapmasından yola çıkan ekibimiz onun "kurt fare" olduğunu tesbit etti. Dolun ayın libido tavan ekseninde olduğu bir gece 3 kediyi birden farenin elinden zor kurtaran ekibimiz "Oha yani" diyerek şok oldu.

Severim sevilirim, ağlarsam ananızı da ağlatırım diyerek bloglarda terör estiren psikopat fare kendine kafa tutup, "kızım etin ne budun ne" diyenleri (122 kg. kemiksiz ve 120x120x120) cevabıyla acayip korkutuyor. Küçükken tavuktan korkan ama kedi köpeklere terör estiren psikopat farenin bir süredir kendini "darı" sandığı için darıca'da darıca'lı bir psikologda tedavi gördüğü söyleniyor.

Aslen Aslan burcu kadını olan psikopat farenin psikopat ve kendini bi matah sayan biri olduğunu anlamaya zaten burcu yetiyor. Yine de merak edenler için söyliyeyim yükselen burcu DA: Libido.
Ayrıca çocukluğunda çiğ patlıcan yediğinden kışın kendisini kırağı çalmıyor. Psikopat farenin itinayla sakladığı pet şişelerde yayınlanmış arı ve solucan kolleksiyonları var.

İnfosuna koyacak fotoğraf mı bulamadı, bize mi bişi demek istiyo gözleri derken, anladık ki bu tuhaf kızın en büyük isteği yeniden çocuk olmak. Gossip İbram'dan kaçmaz ekibi olarak gizlice daldığımız labaratuarında kendisini çocuk yapma işi üstünde yakaladığımız psikopat farenin mahzeninde duvarlara asılmış bir sürü sex kölesi siyam kedisi olduğunu gördük (muhtemelen zenci seviyo:) . Arada onlara kafa atarak "benim benjamin botton'dan neyim eksik lan, kendimi çocuk yapmak istiyorum" diyerek şiddet uyguladığı kameralarımızdan kaçmadı.

Gossip İbram abi Zekerriya Beyaz ve Haydar Dümen karışımı olgun bir amca tavırlarıyla "Bak psikopat hanım kızım evladım. İşi psikopata bağlama kedilerin de bi canı var. Kendini çocuk yapcam diye uğraşcana, evlen kendin bi çocuk yap, sonra da çocukla çocuk olursun" diyerek teselli etmeye çalıştığı psikopat fareyi kendi pederine terk ederek (babasına teslim ettik yani) "Saadettin SENSOY ben gerisini hallederim" abimiz gibi yepisyeni maceralara doğru yola koyuldu...

Psikopata bağlanmış yazılar:
http://obsesifkaralamalar.blogspot.com/2008/11/istiyorum.html
http://obsesifkaralamalar.blogspot.com/2009_05_01_archive.html
http://obsesifkaralamalar.blogspot.com/2009/05/mazretim-var-asabiyim-ben.html
Sevgili Gossip İbram izleyicileri. Yine bomba gibi bir haberle karşınızdayız. Ne demiştik İbram'dan kaçmaz. Psikopat fare kedilere her türlü eziyeti yapıp elimizden kurtulabileceğini sanıyordu ama yanıldı.

Dahi anlamında DE'lere kafayı taktığı yetmiyormuş gibi, bir DE kedilere kafa atan psikopat farenin bu cinsliğini ayın muayyen günlerinde daha fazla yapmasından yola çıkan ekibimiz onun "kurt fare" olduğunu tesbit etti. Dolun ayın libido tavan ekseninde olduğu bir gece 3 kediyi birden farenin elinden zor kurtaran ekibimiz "Oha yani" diyerek şok oldu.

Severim sevilirim, ağlarsam ananızı da ağlatırım diyerek bloglarda terör estiren psikopat fare kendine kafa tutup, "kızım etin ne budun ne" diyenleri (122 kg. kemiksiz ve 120x120x120) cevabıyla acayip korkutuyor. Küçükken tavuktan korkan ama kedi köpeklere terör estiren psikopat farenin bir süredir kendini "darı" sandığı için darıca'da darıca'lı bir psikologda tedavi gördüğü söyleniyor.

Aslen Aslan burcu kadını olan psikopat farenin psikopat ve kendini bi matah sayan biri olduğunu anlamaya zaten burcu yetiyor. Yine de merak edenler için söyliyeyim yükselen burcu DA: Libido.
Ayrıca çocukluğunda çiğ patlıcan yediğinden kışın kendisini kırağı çalmıyor. Psikopat farenin itinayla sakladığı pet şişelerde yayınlanmış arı ve solucan kolleksiyonları var.

İnfosuna koyacak fotoğraf mı bulamadı, bize mi bişi demek istiyo gözleri derken, anladık ki bu tuhaf kızın en büyük isteği yeniden çocuk olmak. Gossip İbram'dan kaçmaz ekibi olarak gizlice daldığımız labaratuarında kendisini çocuk yapma işi üstünde yakaladığımız psikopat farenin mahzeninde duvarlara asılmış bir sürü sex kölesi siyam kedisi olduğunu gördük (muhtemelen zenci seviyo:) . Arada onlara kafa atarak "benim benjamin botton'dan neyim eksik lan, kendimi çocuk yapmak istiyorum" diyerek şiddet uyguladığı kameralarımızdan kaçmadı.

Gossip İbram abi Zekerriya Beyaz ve Haydar Dümen karışımı olgun bir amca tavırlarıyla "Bak psikopat hanım kızım evladım. İşi psikopata bağlama kedilerin de bi canı var. Kendini çocuk yapcam diye uğraşcana, evlen kendin bi çocuk yap, sonra da çocukla çocuk olursun" diyerek teselli etmeye çalıştığı psikopat fareyi kendi pederine terk ederek (babasına teslim ettik yani) "Saadettin SENSOY ben gerisini hallederim" abimiz gibi yepisyeni maceralara doğru yola koyuldu...

Psikopata bağlanmış yazılar:
http://obsesifkaralamalar.blogspot.com/2008/11/istiyorum.html
http://obsesifkaralamalar.blogspot.com/2009_05_01_archive.html
http://obsesifkaralamalar.blogspot.com/2009/05/mazretim-var-asabiyim-ben.html

Sayın seyirciler, delinin biri hellimin tekiymiş...

Hiç yorum yok:
Şok şok şok.... Vay anasını sayın seyirciler. bıkmadan usanmadan, utanmadan sıkılmadan, herkese kendini anlatan daha doğrusu onların dinlediğini sanıp, bir türlü anlatamadığını farketmeyen, adsız yorumcuların kaşar diye yorumladıkları, akrep olmasına rağmen insanca davranıp onları sokmayan ya da sokacak iğne deliği bulamayan, ancak hala cahilce dünyanın akrebin kuyruğunda döndüğünü iddia eden talihsiz ama şanslı blog yazarımız delinin biri evinin kapılarını sadece Gossip İbram'dan kaçmaz ekibine açtı..

Biz de onun gizli sırlarını ifşa etmek üzere, evin altını üstüne getirdik ve nihayet gizlenemez gerçeği gördük. Bloggerimizi en sonunda sırrını mutfakta saklarken yakaladık. Ne demiştik delinin biri İbram'dan kaçmaz... Evet delinin birinin adsız okurları, avucunuzu yalarsınız delinin biri kaşar değildir. Şeker şeker demekle ağız tatlanmıyor. Kaşar kaşar demekle de kaşar ancak kendiniz olursunuz sevgili yorumcular. delinin biri halis muhlis kıbrıs mutfağının dünyaya armağanı olan hellimlerden bir hellim'dir....

yazdığı tek gecelik ilişkiler yazısı ile insanları anlama çabasının ürününü verdiğini zannneden bu masum bloggerin iddia edildiği gibi kaşar değil fıstık gibi çıtır bir hellim olduğu meydana çıktı...
Adsız ve sansız azıcık namert yorumcularca suçlanan ve bi ara özgürlükte bi yere kadar topunuzu sürerim guantonomaya diyerek otomatik yorumları kapatan resmen delinin biriydi...

Gossip İbram'dan kaçmaz farkıyla sizlere de gösteriyoruz ki.(göster oğlum kameraya peynirini). delinin biri kaşar değildir. Aptal aptal yorum yapmayın.. resimde kızımızın nasıl efendi efendi hellim peyniri gibi durduğunu görebiliyonuz... üstelik mis gibim güneşte yanmış teninyen, çıtır çıtır. yeme de paket yaptır akşam acıkınca.... bütün pis iftiracılara ilanen duyrulur...

delinin birinden peynir çeşitleri:
http://birdelidennagmeler.blogspot.com/2009/06/delinin-sacmalar.html
http://birdelidennagmeler.blogspot.com/2009/05/trajikomik-bir-copcatanlk-hikayesi_31.html
http://birdelidennagmeler.blogspot.com/2009/05/tehlikeli-bir-kadn-akrep-burcu-kadn.html
Şok şok şok.... Vay anasını sayın seyirciler. bıkmadan usanmadan, utanmadan sıkılmadan, herkese kendini anlatan daha doğrusu onların dinlediğini sanıp, bir türlü anlatamadığını farketmeyen, adsız yorumcuların kaşar diye yorumladıkları, akrep olmasına rağmen insanca davranıp onları sokmayan ya da sokacak iğne deliği bulamayan, ancak hala cahilce dünyanın akrebin kuyruğunda döndüğünü iddia eden talihsiz ama şanslı blog yazarımız delinin biri evinin kapılarını sadece Gossip İbram'dan kaçmaz ekibine açtı..

Biz de onun gizli sırlarını ifşa etmek üzere, evin altını üstüne getirdik ve nihayet gizlenemez gerçeği gördük. Bloggerimizi en sonunda sırrını mutfakta saklarken yakaladık. Ne demiştik delinin biri İbram'dan kaçmaz... Evet delinin birinin adsız okurları, avucunuzu yalarsınız delinin biri kaşar değildir. Şeker şeker demekle ağız tatlanmıyor. Kaşar kaşar demekle de kaşar ancak kendiniz olursunuz sevgili yorumcular. delinin biri halis muhlis kıbrıs mutfağının dünyaya armağanı olan hellimlerden bir hellim'dir....

yazdığı tek gecelik ilişkiler yazısı ile insanları anlama çabasının ürününü verdiğini zannneden bu masum bloggerin iddia edildiği gibi kaşar değil fıstık gibi çıtır bir hellim olduğu meydana çıktı...
Adsız ve sansız azıcık namert yorumcularca suçlanan ve bi ara özgürlükte bi yere kadar topunuzu sürerim guantonomaya diyerek otomatik yorumları kapatan resmen delinin biriydi...

Gossip İbram'dan kaçmaz farkıyla sizlere de gösteriyoruz ki.(göster oğlum kameraya peynirini). delinin biri kaşar değildir. Aptal aptal yorum yapmayın.. resimde kızımızın nasıl efendi efendi hellim peyniri gibi durduğunu görebiliyonuz... üstelik mis gibim güneşte yanmış teninyen, çıtır çıtır. yeme de paket yaptır akşam acıkınca.... bütün pis iftiracılara ilanen duyrulur...

delinin birinden peynir çeşitleri:
http://birdelidennagmeler.blogspot.com/2009/06/delinin-sacmalar.html
http://birdelidennagmeler.blogspot.com/2009/05/trajikomik-bir-copcatanlk-hikayesi_31.html
http://birdelidennagmeler.blogspot.com/2009/05/tehlikeli-bir-kadn-akrep-burcu-kadn.html

Siminya'nın sakalları neden çıkmıyor?

Hiç yorum yok:
Sanal alemin hit canavarı ve röntgen mütehassısı Siminya gizli gizli güzel yazılar yazmasının cezasını grand father tarafından "güzel yazma defterine o kadar para verdik ne hale çevirmişsin diye güzelce bir sopa yiyerek çekti".

Bi süre kendine gelemeyen Siminya'yı, yağcı yorumcular saz ekibi kısa sürede kendine getirmekte gecikmedi. Sen bizim canımızsın, balımızsın, sen olmazsan tüm bloglar kapalı kalsın tarzında yapılan yorumlara ilaveten yazarımız Gossip İbram'ın cep telefonuna geçtiği "SüperSiminya çabuk bi halt ye, dedikodu dünyasının sana ihtiyacı var" mesajı da eklenince Siminya kız öğrenci yurdunu özlemiş göçmen kuşlar misali iç çekip, jet hızıyla bloggere kesin dönüş yaptı.

Silkin ve kendine gel, titre ve yeniden orgazm ol moduna dönmek adına; oldu da bitti maşallah, bi daha sopa yemem işallah tarzında yazıVER kurtul adlı bir yazıyla blog dünyasının hitlerini yerinden oynatmak için 31.nci kez yeniden reenkarne olan Siminyanın nasıl hala pembe saçlı ve fıstık gibi gözüktüğünü anlamakta zorlanan ekibimiz, en kısa zamanda bunu da çözmeye su gibi and içti.

Gossib İbram abi'nin "Lan o resim infoda 9 aydır kaymak gibi duruyor, ben bir hafta resmimi değiştirmesem sakallarım uzuyor. Çabuk çözün şu işi" demesi üzerine Ar-ge çalışmalarına hız veren ekibimiz Siminya'nın bir sır gibi sakladığı yaşlanmayan erkek, kıllanmayan JPEG jelinin formülünü ele geçirmeyi başardı.

Seçmece Siminya vukuatları için:
http://siminya.blogspot.com/2008/12/bu-gece-hanginizle-yatacaktm.html
http://siminya.blogspot.com/2008/11/yasal-olsa-kime-tecavz-ederdin.html
http://siminya.blogspot.com/2009/01/ahlakszm-ama-namus-bende.html
Sanal alemin hit canavarı ve röntgen mütehassısı Siminya gizli gizli güzel yazılar yazmasının cezasını grand father tarafından "güzel yazma defterine o kadar para verdik ne hale çevirmişsin diye güzelce bir sopa yiyerek çekti".

Bi süre kendine gelemeyen Siminya'yı, yağcı yorumcular saz ekibi kısa sürede kendine getirmekte gecikmedi. Sen bizim canımızsın, balımızsın, sen olmazsan tüm bloglar kapalı kalsın tarzında yapılan yorumlara ilaveten yazarımız Gossip İbram'ın cep telefonuna geçtiği "SüperSiminya çabuk bi halt ye, dedikodu dünyasının sana ihtiyacı var" mesajı da eklenince Siminya kız öğrenci yurdunu özlemiş göçmen kuşlar misali iç çekip, jet hızıyla bloggere kesin dönüş yaptı.

Silkin ve kendine gel, titre ve yeniden orgazm ol moduna dönmek adına; oldu da bitti maşallah, bi daha sopa yemem işallah tarzında yazıVER kurtul adlı bir yazıyla blog dünyasının hitlerini yerinden oynatmak için 31.nci kez yeniden reenkarne olan Siminyanın nasıl hala pembe saçlı ve fıstık gibi gözüktüğünü anlamakta zorlanan ekibimiz, en kısa zamanda bunu da çözmeye su gibi and içti.

Gossib İbram abi'nin "Lan o resim infoda 9 aydır kaymak gibi duruyor, ben bir hafta resmimi değiştirmesem sakallarım uzuyor. Çabuk çözün şu işi" demesi üzerine Ar-ge çalışmalarına hız veren ekibimiz Siminya'nın bir sır gibi sakladığı yaşlanmayan erkek, kıllanmayan JPEG jelinin formülünü ele geçirmeyi başardı.

Seçmece Siminya vukuatları için:
http://siminya.blogspot.com/2008/12/bu-gece-hanginizle-yatacaktm.html
http://siminya.blogspot.com/2008/11/yasal-olsa-kime-tecavz-ederdin.html
http://siminya.blogspot.com/2009/01/ahlakszm-ama-namus-bende.html

Pucca erkek oluyor, kendinizi kollayın

Hiç yorum yok:
"Birkaç güzel erkek buldum ama elden çıkardım ben aşıkken insafsızım tatsızım sloganını" benimsemiş olan Blog dünyasının sosyetik güzellerinden Pucca uzun süredir epilasyon sorunları nedeniyle yeşil sahalardan uzak kalmaktan doğan abazanlığını nihayet geçen yazısında bozarak bitirdi.

Büyük bir iştahla yeri göğü inleterek ulaştığı orgazmı öyle bi anlattı ki ben dahil hepimizin bu kızın yerinde olasımız geldi.

Geldi de malesef bir çoğumuzun malum sebeplerden dolayı dükkan kapalı modunda yazılar yazmasına sebep oldu.

Lakin fenteziye doymayan
Pucca nın bugünlerde "erkek olmaya" meraklandığı söyleniyor. bi erkek olursa bu abazanlık ondayken son yazısında hepimizi sevip, okşayıp öpebilir. demedi demeyin. tedbir almakta gecikmeyin...

Ayrıntılar ahanda şurada:

http://passiflora-rapunzel.blogspot.com/2009/06/bir-tek-dilegim-var-yumurta-gibi-olaym.html
http://passiflora-rapunzel.blogspot.com/2009/06/sevismek-ya-da-sevismemek-iste-butun.html
http://passiflora-rapunzel.blogspot.com/2009/06/erkek-olmak-zor-zanaat.html
"Birkaç güzel erkek buldum ama elden çıkardım ben aşıkken insafsızım tatsızım sloganını" benimsemiş olan Blog dünyasının sosyetik güzellerinden Pucca uzun süredir epilasyon sorunları nedeniyle yeşil sahalardan uzak kalmaktan doğan abazanlığını nihayet geçen yazısında bozarak bitirdi.

Büyük bir iştahla yeri göğü inleterek ulaştığı orgazmı öyle bi anlattı ki ben dahil hepimizin bu kızın yerinde olasımız geldi.

Geldi de malesef bir çoğumuzun malum sebeplerden dolayı dükkan kapalı modunda yazılar yazmasına sebep oldu.

Lakin fenteziye doymayan
Pucca nın bugünlerde "erkek olmaya" meraklandığı söyleniyor. bi erkek olursa bu abazanlık ondayken son yazısında hepimizi sevip, okşayıp öpebilir. demedi demeyin. tedbir almakta gecikmeyin...

Ayrıntılar ahanda şurada:

http://passiflora-rapunzel.blogspot.com/2009/06/bir-tek-dilegim-var-yumurta-gibi-olaym.html
http://passiflora-rapunzel.blogspot.com/2009/06/sevismek-ya-da-sevismemek-iste-butun.html
http://passiflora-rapunzel.blogspot.com/2009/06/erkek-olmak-zor-zanaat.html

Çok okunan yazılar