Birkaç Blog Hikayesi

Buralar eskiden hep dutluktu. Sonra taze çiçeğe konan kelebekler gibi, gelenler bir üşüştüler ki; sorma gitsin.
Tabi her güzel şeyin sonu geldiği gibi, gidenler gitti, kalan sağlarla artık burada başbaşayız. Neler yazmışız, çizmişiz haydi birlikte okuyalım. Bakalım neler varmış...

tio yazar
kelebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kelebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Büyük yalan: siyah kelebek aslında esmer bir çingeneymiş

Hiç yorum yok:
Oh! nihayet, kameralarımızdan köşe bucak kaçan, her aradığımızda napayım işte evimdeyim, işimdeyim gücümdeyim, röportaja gelemem, komşuda pişti konken oynamam, altın gününe gidemem, çoluk çocuk büyütüyoruz kolay mı? türünden mazeretlerle bizi atlatan siyah kelebek'i domates almaya pazara çıkarken yakaladık.

Kasap ve sütçü ile küs olduğundan evde herkese brokoli ve kereviz yemekleri pişirerek işkence eden siyah kelebek "ne yapalım etliye sütlüye karışmam dedim bi kere, varsa yoksa sebzeli pilav en çok yiyebilceniz yemek" diyerek ev halkının tüm umutlarını kırmaktadır. Yalvaran çocukların anne bari balık olsun yiyelim sözlerine dayanamayan ana yüreciği ara sıra bazı bazı menüye balık eklemekte ancak balık eti olmamak adına sebzeye devam demektedir.

İşkence yapmaktan pek hoşlanmayan, yapınca da tadında bırakmak taraftarı olan siyah kelebek eline düşenlere "işi uzatmayalım geç gelen itiraflardan hoşlanmam" vaktiyle konuş, daha fazla sopayı yemeden diyerek iyi polis-kötü polis soloları yapmakla tanınmaktadır.

Hayallerinde bir kitap bastırmak olan, hemen hemen her gece rüyasında basılan kitabını gören ve "şu baskı ne zaman bitecek" diyerek yayınevini sıkıştıran siyah kelebek'e yayın evi sahibinin "ya bi gece de paketlenmiş kargoya verirken görseniz biticek ama ben sizin hayallerinize müdahale edemem ki" diyerek isyan ettiği, matbaa işçilerinin gece gündüz çalışmaktan telef olduğu ve onların da "şu kızın baskısı ne zaman bitecek" dediği gözlenmektedir.

Arada kurdu kuşu unutmayıp, ekmek kırıntılarını ıslayıp pencereye koyan sonra da camlardaki kuş kakalarını silerken "ah bendeki insanlık duygusu" diyerek kafasına vuran annelik ve ablalık duyguları yüzünden "önce anneyim, sonra blogger" ilkesini benimseyen , arada cici kızların yazdığı "tu kaka" yazılara gönül koyup, sitem eden ve "nereye gidiyoruz?" "nolcak bu internetin hali?" diyen siyah kelebek aynı zamanda en ufak olumsuz bir rüzgarda kanadı kırılacak kadar nazik, narin bir dişi kelebektir.

Aslı değilse de ruhu çingene olan bu altın yürekli annemizi üzmeyelim...

Siyah kelebeğin kanadından benekler:
http://curcuna-siyahkelebek.blogspot.com/2009/06/yine-her-zamanki-guzel-bir-sabahti.html
http://curcuna-siyahkelebek.blogspot.com/2009/06/ben-cingeneyim.html
http://curcuna-siyahkelebek.blogspot.com/2009/06/canlarm-benim.html

Oh! nihayet, kameralarımızdan köşe bucak kaçan, her aradığımızda napayım işte evimdeyim, işimdeyim gücümdeyim, röportaja gelemem, komşuda pişti konken oynamam, altın gününe gidemem, çoluk çocuk büyütüyoruz kolay mı? türünden mazeretlerle bizi atlatan siyah kelebek'i domates almaya pazara çıkarken yakaladık.

Kasap ve sütçü ile küs olduğundan evde herkese brokoli ve kereviz yemekleri pişirerek işkence eden siyah kelebek "ne yapalım etliye sütlüye karışmam dedim bi kere, varsa yoksa sebzeli pilav en çok yiyebilceniz yemek" diyerek ev halkının tüm umutlarını kırmaktadır. Yalvaran çocukların anne bari balık olsun yiyelim sözlerine dayanamayan ana yüreciği ara sıra bazı bazı menüye balık eklemekte ancak balık eti olmamak adına sebzeye devam demektedir.

İşkence yapmaktan pek hoşlanmayan, yapınca da tadında bırakmak taraftarı olan siyah kelebek eline düşenlere "işi uzatmayalım geç gelen itiraflardan hoşlanmam" vaktiyle konuş, daha fazla sopayı yemeden diyerek iyi polis-kötü polis soloları yapmakla tanınmaktadır.

Hayallerinde bir kitap bastırmak olan, hemen hemen her gece rüyasında basılan kitabını gören ve "şu baskı ne zaman bitecek" diyerek yayınevini sıkıştıran siyah kelebek'e yayın evi sahibinin "ya bi gece de paketlenmiş kargoya verirken görseniz biticek ama ben sizin hayallerinize müdahale edemem ki" diyerek isyan ettiği, matbaa işçilerinin gece gündüz çalışmaktan telef olduğu ve onların da "şu kızın baskısı ne zaman bitecek" dediği gözlenmektedir.

Arada kurdu kuşu unutmayıp, ekmek kırıntılarını ıslayıp pencereye koyan sonra da camlardaki kuş kakalarını silerken "ah bendeki insanlık duygusu" diyerek kafasına vuran annelik ve ablalık duyguları yüzünden "önce anneyim, sonra blogger" ilkesini benimseyen , arada cici kızların yazdığı "tu kaka" yazılara gönül koyup, sitem eden ve "nereye gidiyoruz?" "nolcak bu internetin hali?" diyen siyah kelebek aynı zamanda en ufak olumsuz bir rüzgarda kanadı kırılacak kadar nazik, narin bir dişi kelebektir.

Aslı değilse de ruhu çingene olan bu altın yürekli annemizi üzmeyelim...

Siyah kelebeğin kanadından benekler:
http://curcuna-siyahkelebek.blogspot.com/2009/06/yine-her-zamanki-guzel-bir-sabahti.html
http://curcuna-siyahkelebek.blogspot.com/2009/06/ben-cingeneyim.html
http://curcuna-siyahkelebek.blogspot.com/2009/06/canlarm-benim.html

Çok okunan yazılar