Bugünkü şansınız :

  • Yurdum insanı oldum, pişman değilim / seçtiklerim-5
    27/06/2010 - 0 Yorum
    İş icabı gezdiğim Anadolu'dan Trakya'ya uzanan İstanbul yollarında birçok şeyi bir arada yaptığımdan yorgun düşerim genelde. Giderken derli toplu olsam da dönüşlerde iyice dağılırım. Saçım, üstüm başım toplanmaya muhtaç halde olur... Dönüşlerde ise tam bir yurdum insanıyımdır. Uyku basar, yorgun argın başımı koltuğa uzatır yatarım. Az çok horlarım, top atlasalar hatta öpseler duymaz bir haldeyimdir. Bu halimi bildiğimden de otobüste mümkünse arka sıralardan bir yer alırım ve yanım boş olursa oteldeymişçesine keyifli bir yolculuk yaparım. Tabi bu her zaman mümkün olmaz. Bu kez…

Yalanın bünyede kişisel gelişimi - II



Yalan ve korku, insan bünyesinde can ciğer kuzu sarması iki arkadaş gibi güçlü bir ilişki içerisindedir. Genelde d".t korkusu" yüzünden yalan söylersiniz ama korktuğunuz şey başınıza da en çok yalan söylediğiniz için gelir.

"_derse geç kaldım diye korkup, geç kağıdı alırken öğretmen sınıfa almadı deyivermiştim müdür yardımcısına. o da teneffüste öğretmeni fırçalamış:) 2.derste fırçayı ben yedim.

_tembih edildiği halde eve ekmek almayı unuttuğumda babam fırça atmasın diye "bakkalda ekmek kalmamış" dediğim gibi... bla bla"

Kısa süre sonra yalan bünyeye o kadar işler ki, neredeyse doğru söylediğiniz her an zarar göreceğinizi düşünürsünüz. "Trafik polisine, vergi memuruna, sevgiliye, eşe dosta" yalan söyler durursunuz.

Bazen de çektiğiniz acılar öyle yüreğinizi sızlatir ki, bir yalana ihtiyaç duyar ve uydurursunuz. Kendinizi kendi yalanlarınızla avutur durursunuz. Mutlu olursunuz. "O da beni çok seviyor" gibi.

Zamanla doğru söylemenin işe yaramadığını ya da bünyenize zarar verdiğini, doğruluk ve aptallığın genelde aynı kapıya çıktığını görünce yalana olan ihtiyacınız daha da artar. "askerlik ve angarya" terimlerinin içeriği bunun sayısız örnekleri ile doludur.

_Ardından yalana bir kutsallık atfedilen "bir aileyi kurtarmak" iki dosta yardımcı olmak, bazı arkadaşların vaziyeti kurtarması adına söylenen yalanlar gelir. Bu belki de en masum biçimidir yalan söylemenin. -"Yenge İbram abi akşam bizdeydi. Sonra halı sahaya maça gittik falan." gibi gibi.

Ne şişi, ne de kebabı yakmak istememektir, bir başka sebep. "Alime gücenmesin halime de" derken, bazen her ikisinin de gücenmesi ile biter macera.

Ancak tüm bunlar bir yana, bir erkek kendisine "bana asla yalan söyleme, ne olursa olsun doğruyu söyle" diyen kadınların kahir ekseriyetine bir kaç kez doğru söyleyip, söylediğine bin pişman olunca tamamlar, yalan konusundaki kişisel gelişimini.

Bana asla yalan söyleme diyen kadınların aslında "bana işime gelen, güzel yalanlar söyle, gerçeği aratmasın" demek istediğini ve yalandan nefret eden kadınların da aslında "yalandan" bir eylem içerisinde olduklarını öğrenir "ufo gören" masum erkeğimiz.

İşin aslı çoğu zaman sizden doğruluk, dürüstlük bekleyenler "gırtlağına kadar" yalanın içerisindedir. Bunu bir şekilde yaşar öğrenir, ondan sonra şu yalan dünyada "gerçeğin peşinden koşmaya pek de değer bir matah olmadığına karar verirsiniz.

 Sonra ne mi olur? Ne olacak sevip, sevildiklerinizle "gül gibi" geçinir gider, yalan dünyada artık işinize geldiğince "dosdoğru" yaşamayı öğrenirsiniz...
Hamiş: "Onlara o kadar çok yalan söylemiştim ki, aklıma artık doğrudan başka söyleyecek bir yalan gelmiyordu" -Prag'da Bahar- filminden
Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • insanlık mirası bloglar
    20/01/2010 - 1 Yorum
    ilk maddenin ardından ~salak demeden önce 2ncisini okumanızı rica ediyorum. canımdan çok değerli aziz ve muhterem okuyucularım. 1-bendenizin mail şifrelerimi ve bazı sitelerimin şifrelerini yazıp kasama koydum efendim. kazara ölürsem (sezeryan olması şart değil normal ölüm de olabilir) vasiyetnamemin digital bölümü hazır. 2- bu digital vasiyetnamem sadece ticari veya sosyal amaçlı yayınladığım web sitelerine ait bilgileri içeriyor efendim. kişisel mail ve blog şifrelerim şu ana kadar içeriğe dahil değildir:) bu konuların benim gibi kafasına takılan arkadaşların da var…
  • her saatler geri yada ileri alındığında söylenen mızmız insanlar olur hani, onlardan biri de benim
    29/03/2010 - 0 Yorum
  • Kapitalizme karşı kazandığımız ilk zafer
    26/01/2010 - 5 Yorum
    Tek sermayemizin babamızın verdiği harçlık olduğu yıllar... Ancak 2nci el bir bisiklete binebiliyoruz ve hayallerimizde sermaye sınıfına katılıp altımıza bir hacı murat çekmek var. Diğer arkadaşlarla tartışmalarımız Renault'la Hacı Murat'ı kapıştırmaktan ibaret. Anadol'cular çoktan pes etmiş. Rallilerde görebildiğimiz sadece 2 markanın modifiyelileri... Ufkumuz o kadar yani. Bi de aya gitmeyi düşlüyorum acayip şekilde... Arkadaşın babası tuttu bir sarı mercedes aldı geldi mahalleye... Birden bizim bütün hayali kavgalarımız da bitiverdi.. İlkokulun bahçesinde fener-gs maçları…