Bugünkü şansınız :

  • Hayatı roman olamamış kadınlar -1
    24/09/2011 - 0 Yorum
    Elim kalem tuttuğu, sanatçı bi yönüm olduğu halde oldum olası 3 grup insana imrenirim, kıskanırım. Romancılar, Besteciler ve Yönetmenler.  Romancıları kıskanırım, çünkü onlar kadar bir hayatı, bir devri, ne hayal etmeyi ne aktarmayı becerebilirim. Yazdıklarım ya AN'ları anlatır ya da küçük birer öykü olabilir ancak. Zihnim sayfalarca yaşanmışlığı ya da kurguyu tutup, aktarmaya yetmez. Bestecileri kıskanırım, çünkü az çok şiirle haşır neşir olsam da, kendi kendime mırıldansam, bazen bundan iyi güfte olurdu desem de müzik yeteneğim yok, bir enstroman çalamam. Sesleri o denli…

Gülü solana, seni ölene kadar


 

Yukarıdaki satıların sahibine haksızlık etmeyelim ama, ciklet şairciliği ya da cep telefonu şairliğinden kalma gibi duran bu satırlar kimbilir kaç delikanlı tarafından sevdiklerine söylendi.

Malesef içinde yaşadığımız çağın algısı bu kadar "gülü solana kadar "harç bitti yapı paydos" türü bir sevgi. Madde temelli bir bakış açısı ama ilk bakışta hepimize yüceltici sözler gibi geliyor değil mi?

"Seni ölene kadar" yani herşey "senin ölümünle" sınırlı sevgili. Öldün mü, kusura bakma hayat devam ediyor. Harç bitti yapı paydos.

İyi Allah'tan seni "hasta olana dek" denmiyor. Bu tip örnekler de var toplumda. Adam yıllardır birlikte yaşadığı eşini, çocuklarının annesini hasta oldu diye terkediyor. Ya da kadın kocası çalışamaz hale gelince bırakıp kaçıyor.

Sevgiyi "ölümsüz kılacak" şeyleri öğretmeli bu günün gençliğine. Ruhu sevmeyi öğretmeli. Kaşından gözünden ilham almayı sevdiğinin. Nefesinden, gülümsemesinden hoşnut olmayı. Gülüşüne dünyalar değişmemeyi...

Ve bazen hiç kavuşmamayı... Mahşerde kavuşuruz" diyerek sevebilmeyi de.

Öğretmeli ki dün "gözlerine metfun oldum" diyen sevdalılar bu gün "ne güzel göğüslerin var" a indirmesin sevdaları.

90 60 90 sevilmesin insanlar. Sevdiğinin tenini sevdiği kadar, terini de sevebilsin. Bir parfüm şişesine mi aşık oldum ben diye kafasını vurmasın aylar sonra..

Her sevda belki beyinde başlar ama ruhta tamamlanır. Sadece arzularla kamçılanmış aşklar, sadece insan bedenine olan tapınmalar gün gelir biter... Ancak ruh hep canlı kalır.

Ölsen de, ölse de sevdiğin hala sevilir, hala seversin. Hatta bir başkasını sevse bile...

Öyle olursa gülü solduktan sonra da seversin, kuruyup gitse de defter yaprakları arasında da seversin. Çünkü o senin sevdiğin güldür daima.

Selüitleri ile de, kirli sakalları ile de, ağız kokusu, dökülmüş saçı ve bir gün elinde bastonu ile de sürer sevdan...

Titreyerek tuttuğun elleri ellerinde bir söz fısıldarsın kulağına "kader ayırsa bile, mahşerde buluşuruz"

Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • yeterince hayvan değilsin be aşkım
    04/06/2009 - 7 Yorum
    Sürdürülebilir bir birliktelik için sadece senin sevmen önemli değil. karşındakinin de aynı hisleri hala taşıyor olması gerek. Önce birlikte deli divane olsan da bakıyorsun bir yerden sonra frekanslar tutmamaya başlıyor. insanın hiç mi başı ağrımaz... ağrır tabi. bir anlayış abidesi olarak bendeniz de bu başağrılarına karşı ciddi anlayışlıyımdır. tabi bunun bir işve cilve olduğunu bilememek gibi bir kusurum da var. çünkü; gerçekten hastaysa kızcağız, gerçekten başı ağrıyorsa diye düşünerek bir hayvanlık yapmamak adına şefkat ve anlayış göstermeli değil mi insan... yok…
  • bu bahar, bu melankoli, nedir yarabbi bu ruh hali, şeytan diyo as bütün işleri
    26/03/2010 - 0 Yorum
  • üzerine zehirli yazılmış hıyar
    25/01/2010 - 4 Yorum
    yer misiniz? yemezsiniz değil mi? ya da dikkat zehirlidir! yazan bir şişe meyva suyu. azıcık şüphelenseniz bile içmezsiniz. ya da şöyle kızarmış bir piliç ve üstünde bir ibare : yerseniz çocuğunuz sakat doğabilir.... 1 kez olsa bile yemezsiniz değil mi? ama sigaranın üstüne zehirli ç..k..nüzü kaldırmaz spermlerinizi öldürür. evlat katili olursunuz yazsalar da nafile... bacağı kesilme pahasına erkekler, çocuğunu düşürme pahasına hamile kadınlar bile içiyor... insan sağlığını yoketmek için icad edilmiş yüzyılın değil 1000 yılın buluşu : Tütün!... için için, ne olacak ki?…