Bugünkü şansınız :

  • içine çekmek üzerine bir yazı
    21/07/2009 - 0 Yorum
    Allah bin kere razı olsun sigara içmememin sebebi babamdır. Kendisi günde 2-3 paket içerdi, sigara karaborsaya düştüğünde evde mutlaka 3-5kg zulası olurdu ama sigara izmaritlerini yerden toplayıp, mahalle aralarında içmeye çalıştığım bir gün beni yakalamıştı. Öyle güzel bir sopa attı ki içimdeki sigara aşkı orada sönüverdi. İlk içime çekişim burda başladı. (ağlarken burnumdan akan sümüklerimi içine çekmiştim). Zaten rahmetli çok güzel döverdi nur içinde yatsın. Sopasını bol yedim ama sevgisinden hiç şüphe etmedim. Öyle güzel döverdi ki, sıskalığıma rağmen askerde yediğim hiçbir…

Kulağı tersten göstermek


Hükümet bir çok şeyi iyi yapmasına rağmen, yöneticilerimiz halka iletişimi büyük oranda başarmış olmasına rağmen, toplumun bir kısmını (özellikle muhalif kesimini) pek iplemiyor görüntüsü veriyor.

Bu da gereksiz gerilimlere sebep oluyor. Bunu bilerek mi yapıyorlar, bir iletişim danışmanı yok mu, yoksa o da aynı kafadan mı bilemiyoruz tabi ki.

Cumhuriyet bayramı törenlerinin iptal edilmesi yine benzer bir görüntü oluşmasına yol açtı. Şehit askerler, ardından gelen deprem yüzünden 3o Ağustos ve 29 Ekim resepsiyon ve törenlerinin iptal edilmesi zaten bu konuda önyargı ile bakılan AKP hükümetine bakışta yine sorunlara yol açtı. Muhalefete asist yapılıp, adeta al sen de gol at denildi. Gerçi olaya satranç gibi bakıp, bir sonraya başka bir hamle saklandı mı onu da ileride göreceğiz.

Eskilerin "ilm-i usul" dedikleri bir yöntem bilimi var. Yani işi usulünce yapmak ya da söylemek diye tercüme edebiliriz belki. Örneğin: Kutlamalar ve geçit töreni iptal, gerisi normal olarak yapılacak demek yerine olayı tersinden vurgulayıp, sıkıntılı günler yaşadık ama bayramı kutlayalım, sadece işin geçit resmi ile eğlence kısmını bu ortamda iptal ettik denilse halkın algısı daha farklı olabilirdi.

Yani bazen olayın mantığı doğru bile olsa, halkta yanlış algılamalar uyandırmak yerine kulağını tersten göstermeyi becerebilmek gerek. Yetkililer biraz da bardağın dolu tarafına bakmamızı istiyorlarsa, en önce kendileri bardağın dolu tarafını göstermeyi denemeliler.
Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • doyum günümüz kutlu olsun sevgilim
    16/07/2009 - 0 Yorum
    Bundan aylar önce sevgilimle bir karar aldık. geçmiş zaman dilimlerinde neden karşılaşmadığımıza hayıflandığımız bir andı. bu günlerimizi kaçırmadan ayın herhangi bir gününü doyum günü olarak kutlamaya karar vermiştik. bu öyle sandığınızca muzur bir gün değil. çocukluğumuzda yaşayamadığımız, ergenliğimizde tanışamadığımız ve birbirimizi görmeden geçen zaman dilimlerinde paylaşamadığımız d/günlerimiz için küçük bir telafi çabası... sandığınızın aksine biz o gün hiç sevişmiyoruz, romantizm yüklü bir gün oluyor paylaştığımız. elele tutuşup parklarda geziyoruz. sokaklarda yaşımıza…
  • Ölmeye geldik ya zaten
    12/09/2012 - 0 Yorum
       Gel de neşeli bir yazı yaz.  Bir süredir içimizi gam kasavet kapladı. Gündem nası olduysa birden bire öyle değişti ki. Ne eğlence, sanat, ne ekonomi, borsa, döviz, ne de spor'un tadı tuzu kaldı.    Birden bire terör ve üçüncü sayfa haberleri ülke gündemini belirler oldu. 2012 yılı ülkemizde insanların tam anlamıyla kim vurduya gittiği bir yıl oldu. Şehit haberleri her gün yürekleri dağlarken; yağmur yağdı, sel oldu TOKİ konutlarını bastı insanlar boğularak öldü. Askeri cephanelikte el bombası patladı, cephanelik havaya uçtu, 25 can öldü…
  • Matematikçiler ve şairler tembeldir vesselam
    08/01/2010 - 0 Yorum
    hani herşeyin formülünü yazıp, çizen adamlar var ya. obebi, okeki bulan adamlar, aslında çok tembeldirler bence. kestirmeden gitme arzuları yüzünden onca zaman uğraşıp, bulurlar formülleri. şairler de öyledir. Ooo işin yoksa iki saat mektup yaz sevgiline deyip, kestirmeden ruha dokunan kelimeleri bulurlar. katlettikleri zaman, kendilerinin kazandırdıkları güzel şeyler bizimdir.