Birkaç Blog Hikayesi

Buralar eskiden hep dutluktu. Sonra taze çiçeğe konan kelebekler gibi, gelenler bir üşüştüler ki; sorma gitsin.
Tabi her güzel şeyin sonu geldiği gibi, gidenler gitti, kalan sağlarla artık burada başbaşayız. Neler yazmışız, çizmişiz haydi birlikte okuyalım. Bakalım neler varmış...

tio yazar
bayram etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bayram etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kulağı tersten göstermek

Hiç yorum yok:
Hükümet bir çok şeyi iyi yapmasına rağmen, yöneticilerimiz halka iletişimi büyük oranda başarmış olmasına rağmen, toplumun bir kısmını (özellikle muhalif kesimini) pek iplemiyor görüntüsü veriyor.

Bu da gereksiz gerilimlere sebep oluyor. Bunu bilerek mi yapıyorlar, bir iletişim danışmanı yok mu, yoksa o da aynı kafadan mı bilemiyoruz tabi ki.

Cumhuriyet bayramı törenlerinin iptal edilmesi yine benzer bir görüntü oluşmasına yol açtı. Şehit askerler, ardından gelen deprem yüzünden 3o Ağustos ve 29 Ekim resepsiyon ve törenlerinin iptal edilmesi zaten bu konuda önyargı ile bakılan AKP hükümetine bakışta yine sorunlara yol açtı. Muhalefete asist yapılıp, adeta al sen de gol at denildi. Gerçi olaya satranç gibi bakıp, bir sonraya başka bir hamle saklandı mı onu da ileride göreceğiz.

Eskilerin "ilm-i usul" dedikleri bir yöntem bilimi var. Yani işi usulünce yapmak ya da söylemek diye tercüme edebiliriz belki. Örneğin: Kutlamalar ve geçit töreni iptal, gerisi normal olarak yapılacak demek yerine olayı tersinden vurgulayıp, sıkıntılı günler yaşadık ama bayramı kutlayalım, sadece işin geçit resmi ile eğlence kısmını bu ortamda iptal ettik denilse halkın algısı daha farklı olabilirdi.

Yani bazen olayın mantığı doğru bile olsa, halkta yanlış algılamalar uyandırmak yerine kulağını tersten göstermeyi becerebilmek gerek. Yetkililer biraz da bardağın dolu tarafına bakmamızı istiyorlarsa, en önce kendileri bardağın dolu tarafını göstermeyi denemeliler.
Hükümet bir çok şeyi iyi yapmasına rağmen, yöneticilerimiz halka iletişimi büyük oranda başarmış olmasına rağmen, toplumun bir kısmını (özellikle muhalif kesimini) pek iplemiyor görüntüsü veriyor.

Bu da gereksiz gerilimlere sebep oluyor. Bunu bilerek mi yapıyorlar, bir iletişim danışmanı yok mu, yoksa o da aynı kafadan mı bilemiyoruz tabi ki.

Cumhuriyet bayramı törenlerinin iptal edilmesi yine benzer bir görüntü oluşmasına yol açtı. Şehit askerler, ardından gelen deprem yüzünden 3o Ağustos ve 29 Ekim resepsiyon ve törenlerinin iptal edilmesi zaten bu konuda önyargı ile bakılan AKP hükümetine bakışta yine sorunlara yol açtı. Muhalefete asist yapılıp, adeta al sen de gol at denildi. Gerçi olaya satranç gibi bakıp, bir sonraya başka bir hamle saklandı mı onu da ileride göreceğiz.

Eskilerin "ilm-i usul" dedikleri bir yöntem bilimi var. Yani işi usulünce yapmak ya da söylemek diye tercüme edebiliriz belki. Örneğin: Kutlamalar ve geçit töreni iptal, gerisi normal olarak yapılacak demek yerine olayı tersinden vurgulayıp, sıkıntılı günler yaşadık ama bayramı kutlayalım, sadece işin geçit resmi ile eğlence kısmını bu ortamda iptal ettik denilse halkın algısı daha farklı olabilirdi.

Yani bazen olayın mantığı doğru bile olsa, halkta yanlış algılamalar uyandırmak yerine kulağını tersten göstermeyi becerebilmek gerek. Yetkililer biraz da bardağın dolu tarafına bakmamızı istiyorlarsa, en önce kendileri bardağın dolu tarafını göstermeyi denemeliler.

Çok okunan yazılar