Bugünkü şansınız :

  • Korkular, takıntılar, bağımlılıklar (Mim)
    22/10/2012 - 0 Yorum
    Hepimizde var değil mi?  Ha pardon sizde yoktu. Siz hiç kimseden ve hiç birşeyden korkmazdınız di mi Yusuf Yusuf bey? Hayatımıza yön verir hale geldiğinde "hastalığa" dönüşen, ancak birlikte yaşamak zorunda olduğumuz korku ve takıntılarımız var. Kısaca "fobi" diye kategorize edilen korkular ve "Obsesif" davranışlar. Bir de bağımlılıklar işte. -Korkularım:Ben eskiden Annem, Babam ölür diye korkardım. Sonra çocuklar için aynı kaygıyı duymaya başladım. Takıntılarıma takılıp kalmaktan korkuyorum bir de. Bu yüzden çevre temizliği ve geri dönüşüme o kadar duyarlı…

Kadın olmanın dayanılmaz cazibesi (memeler)




Birçok erkek aynaya baktığında bir kadının bakıp da kendisinde olmasından büyük haz aldığı, iyi ki kadınım dediği çok güzel iki şeyi göremez. Memeler. Bazı erkekleri yoldan çıkarıp travestilikten, transseksüelliğe kadar götüren süreç hep o memeler yüzünden başlamıyor mu zaten?

Uff! Lan memelere bak deyip, sonra bunlardan bende niye yok diye hayıflanmaya giden süreç. Gerçekten kadını her açıdan erkeğe göre daha cazip kılan, çekicileştiren o iki yol tümseğinden, o iki küçük dağ tepesinden daha güzel ne var ki?

Ne kadar ruhsuz yazıyorum değil mi? Oysa dahasını yazmak isterdim. Hani nice şairleri baştan çıkarmış, nice erkeklerin aklını baştan almış o iki güzel çıkıntı nasıl anlatılabilir ki? Kadın vücudu zaten hoş yaratılmış. Ancak dekolte, göğüs çatalı, meme uçları derken erkeğin aklını baştan alan birçok şey de o noktada toplanmış.

Hani öküz gibi baktığımız o çıkıntılar, baktıkça aklımızı karıştıran kum tepecikleri. Baktıkça bakmaya doyamadığımız, dokundukça kıyamadığımız, Freud’a sorulsa belki anne sütünden erken kesilmekten diye tarif edebileceği, ama benim  bu görüşe katılmadığım, insanın içinde dudaklarını uzatıp; bazen emme, bazen canını yaka yaka ısırma, bazen uçlarıyla oynama hissi uyandıran o güzel memeler.

Ressamların çizerken, şairlerin yazarken mest olduğu, üzerine düşmüş bir damla tere fotoğraf makinesi objektiflerinin odaklanıp kilitlendiği, kadını baştan çıkarıcı hale dönüştürmeye yeten iki nükleer füze gibi olan o çıkıntılar. Uyandırdığı şehvetle, şefkati harmanlayan adına türküler yakılmış, şarkılar bestelenmiş dam üstünde un eleyen memeler.

Adı, argoda meyveye benzetilip portakalla, ayvayla, armutla, uçları üzümle özdeşleştirilmiş, tanımlamada erkeklerin kifayetsiz kaldığı memeler.

Erkeklerin şımarıklık ve tembelliğinde küçük birer yastık gibi başını yaslamaktan, sevdiği kadının kalbinin atışlarında kendini aramaktan mutluluk duyduğu, gözlerden sonra günaha davetin baştan çıkarıcı ikinci durağı olan, cennet vaatleri içine “turunç memeli kızlar” kategorisinden giren memeler.

Küçük kızların ergenliğe erişirken gözüküyor diye utana sıkıla sakladığı, erişkinlerin niye küçük diye takviye kullanmaya kalktığı, sutyen diye kimine göre gereksiz kimine göre olmazsa olmaz bir aksesuarın icad sebebi olmuş memeler.

Kapı zili gibi düğmelerine dokunmaktan kendinizi alamadığınız, düşlediğinizde utanmadığınız, annesini emen bir çocuğunki gibi dokunduğunuzda dudaklarınıza gülümseme yayan memeler.

Kadına annelik duygusunu ve şefkatini doyasıya yaşatan,  emzirmek, anne sütü, sütüm haram olsun gibi kavramları dilimize kazandıran, erkek için o kadar cazip çekici olmasına rağmen (çocuğunu emziren bir anne görüntüsünde) insanın içindeki bütün uyanışları bertaraf edip masumiyet ve şefkat, merhamet hissini uyandıran memeler.

İşte gerek biz erkeklerin gerek aynada kadınların bakmaya doyamadığı ancak adıyla bir kanser türünün de var olduğu ve bunun her kadının korkulu rüyası olduğu memeler.

Belli bir yaşın üzerinde her kadın için riskin arttığı o yüzden her yetişkin kadının belirli aralıklarla gerek kendinin elle dokunarak, gerek mamografi ile kanser riskine karşı erken teşhisinin önemsenmesi gereken memeler.

Lütfen sevgili kadınlar. Sizi gerçekten üstün kılan memelerinize iyi bakın. Hatta kontrol etmenize biz de her şekilde:) gönüllü yardımcı olalım. Sevelim, sevilelim. Memesiz bir hayat dünyanın sonu değil ama inanın dünya memelerinizle çok daha güzel…

Meme kanseri ile ilgili ayrıntılı bilgi için:




Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • İbrahim Ortaç Final Edition-3
    14/01/2010 - 0 Yorum
    İnsanoğlu doğar, büyür ve yaşar, ölür. Nasıl öldüğünüz biraz da nasıl yaşadığınızla ilgilidir. Askerlik yapanlar bilir, en ceberut çavuş bile teskere alırken duygusal bir konuşma yapar. Arkadaşlar bazılarınızın kalbini, bazılarınızın burnunu kırmış ,bazılarınızın ölmüş akrabalarının hatırını sormuş olabilirim. Bir kusurumuz varsa affedin, helalleşelim diye. Ben o kadar da can yakıp, kâlp kırdığımı düşünmüyorum ama hasbelkader eşeklik edip haddimi aştığım, bir şekilde kalbini kırdığım blogger arkadaşlarım varsa yine de kusuruma bakmasınlar. (Hepsi haklarını, hukuklarını ve taktığım…
  • Kandil dolayısı ile kapalıyız!
    19/07/2009 - 0 Yorum
    Halk olarak kendimize has bir din ve laiklik anlayışımız var. Yok, öyle siyasete dini alet edecek falan değilim. Sadece Anadolu halkının pratik zekasından, minareye kılıf uydurmasından ve kimilerimize iki yüzlülük gibi gelse de karşılıklı saygı ve sevgi kültüründen bahsedeceğim size. Bakmayın bugünlerde samimiyet ve dürüstlük ayağı ile her haltın aleni kendimiz tarafından bloglarımızda ilan edildiğine. Artık çekinmeden çiğ, çiğ yediğimizi, içtiğimizi söylüyoruz ya eskiden öyle değildi. İnsanlar naif'ti, kibardı. Büyük ihtimal yine evlerinde her yol ankara kabilinden…
  • Kız kaçıran (*)
    02/04/2012 - 0 Yorum
    Bu dünya gariptir, kovalarsınız kaçarlar uzunca bir müddet. Sonra siz pes edersiniz ama bakarsınız bu kez de kovalanan siz olmuşsunuz. Bazıları gayrı ciddi davransa da ,bazıları kaptırır gider şu sanal aleme. Ağlayanı da olur, sızlayanı da, aşık olanı da. Ağzınız laf yaparsa, biraz biraz kaleminiz keskinse bir müddet sonra belirli bir hayran kitleniz oluşur ve şımarmaya başlarsınız. Neşeli sohbetlerde haddinizi aşmaya başlarsınız. Aslında en iyisi yol yakınken kestirip atmaktır ama insanız hepimiz ve okşanmayı çok seven bir egomuz var. Kim ilgi görüp de şımarmasın kolay…