Birkaç Blog Hikayesi

Buralar eskiden hep dutluktu. Sonra taze çiçeğe konan kelebekler gibi, gelenler bir üşüştüler ki; sorma gitsin.
Tabi her güzel şeyin sonu geldiği gibi, gidenler gitti, kalan sağlarla artık burada başbaşayız. Neler yazmışız, çizmişiz haydi birlikte okuyalım. Bakalım neler varmış...

tio yazar
mahalle baskısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mahalle baskısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Biz artık birlikte daha mutluyuz

8 yorum:


Aşağıda ismi ve açık adresi bulunan bizler, bilerek ve isteyerek birlikte olmaya ve bunu blog kamuoyuna duyurmaya karar verdik. Umarım bu güzel birliktelikte bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da bizim yanımızda, yakınımızda olursunuz.

Artık zamanı geldi. Söylemek lazım. Bir yere kadar başa çıkmak mümkün ama bir yerden sonra söylemek lazım. İnsan için hem yıpratıcı hem de yorucu oluyor. Zihninizin karmaşıklığı bir yandan , stress gerilim bir yandan. Hem madem bu benim kalemimden çıkmadır. Neden sizlerden saklayayım. Zaten kısmen biliyorsunuz bir sürü blogum olduğunu o zaman bunların bir kısmını bir araya toplamaya karar verdim.

En azından çoğunu iki ana grupta birleştirebilirim. Böylece ordan oraya koşturmaya bir son vermek ve cami önüne bırakılmış çocuklar gibi bloglarımı yetim, öksüz bırakmamaya karar verdim. Sizlerde diğer yazılarımı okumaktan mahrum kalmamış olursunuz. Ayrıca "ulan bu adam kaç kişilikli, bloguna yorum yazdığım bu adam da "The İbrahim Ortach" olabilir mi? sanrılarından kurtulmuş olursunuz.

Özetle Artık İbrahim Ortach Külliyatını (şiirler hariç) sadece "kediyebasma.blogspot.com" adresinde okuyabileceksiniz. Ancak eski alışkanlıklarını ve eski bloglarımı özleyenler için konuları kategorilere ayırıp sizlere sunmaya çalışacağım. Şimdilik bu kadar.

Saygılarımla efendim...

http://kediyebasma.blogspot.com/  bünyesinde birleştirilen bazı İbrahim Ortaç blogları

Benim güzel çakma twitterim    http://cakmatwitter.blogspot.com
Foto Fal                                  http://fotofalarzuhal.blogspot.com/
Blog dedikoduları                   http://gossipibram.blogspot.com/
Ramazan Pidesi                      http://ramazanpidesi.blogspot.com/
Laf söyledi bal kabağı              http://bunubensoyledim.blogspot.com/
Mahalle Baskısı                       http://pantalonaskisi.blogspot.com/



Aşağıda ismi ve açık adresi bulunan bizler, bilerek ve isteyerek birlikte olmaya ve bunu blog kamuoyuna duyurmaya karar verdik. Umarım bu güzel birliktelikte bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da bizim yanımızda, yakınımızda olursunuz.

Artık zamanı geldi. Söylemek lazım. Bir yere kadar başa çıkmak mümkün ama bir yerden sonra söylemek lazım. İnsan için hem yıpratıcı hem de yorucu oluyor. Zihninizin karmaşıklığı bir yandan , stress gerilim bir yandan. Hem madem bu benim kalemimden çıkmadır. Neden sizlerden saklayayım. Zaten kısmen biliyorsunuz bir sürü blogum olduğunu o zaman bunların bir kısmını bir araya toplamaya karar verdim.

En azından çoğunu iki ana grupta birleştirebilirim. Böylece ordan oraya koşturmaya bir son vermek ve cami önüne bırakılmış çocuklar gibi bloglarımı yetim, öksüz bırakmamaya karar verdim. Sizlerde diğer yazılarımı okumaktan mahrum kalmamış olursunuz. Ayrıca "ulan bu adam kaç kişilikli, bloguna yorum yazdığım bu adam da "The İbrahim Ortach" olabilir mi? sanrılarından kurtulmuş olursunuz.

Özetle Artık İbrahim Ortach Külliyatını (şiirler hariç) sadece "kediyebasma.blogspot.com" adresinde okuyabileceksiniz. Ancak eski alışkanlıklarını ve eski bloglarımı özleyenler için konuları kategorilere ayırıp sizlere sunmaya çalışacağım. Şimdilik bu kadar.

Saygılarımla efendim...

http://kediyebasma.blogspot.com/  bünyesinde birleştirilen bazı İbrahim Ortaç blogları

Benim güzel çakma twitterim    http://cakmatwitter.blogspot.com
Foto Fal                                  http://fotofalarzuhal.blogspot.com/
Blog dedikoduları                   http://gossipibram.blogspot.com/
Ramazan Pidesi                      http://ramazanpidesi.blogspot.com/
Laf söyledi bal kabağı              http://bunubensoyledim.blogspot.com/
Mahalle Baskısı                       http://pantalonaskisi.blogspot.com/

kuşatılmak, dört bir yandan

5 yorum:

insan bazen kendini kuşatılmış gibi hissediyor.
hani önüm arkam, sağım solum sobe gibi oluyorsun. bakıyorsun yoldan yürürken meraklı gözler seni süzüyor. bundan erkek olarak bile rahatsız olabiliyorsun.

kadınsan durum daha kötü. süzmekle kalmıyor insanlar. en masumunun fantezisi etek boyuyla doğru orantılı. abazan olanlar için ise türbanlı, çarşaflı da olsan farketmiyor. onlar pek bi güzel soyabiliyor zihninde kadını. yeterki yürürken arkandan bakıp iyi kötü harekete eden bir kıvrımını görsünler.

ben buna makina mühendisi sendromu diyorum. oynayan hareketli bir mekanik aksam yetiyor arkadaşlara. hele bir de deniz kenarındaysanız bu kez çukur sendromlu insanlar sarar etrafınızı. göbek değilinizle, kulak memenizden ne fanteziler üretebilirler şaşarsınız...

aynı şekilde eviniz yüksek binaların ilk birkaç katındaysa meraklı gözlerden korunmak için perdelerinizle kanka olmak durumundasınız. artık üst katlarda daha özgür müsünüz, röntgen mütehassıslarının dürbün fantezilerine mi yakınsınız onu bilemem de iyi kötü hepimizin üzerinde bir mahalle baskısı olduğu kesin...

Önce sizin O biçim olduğunuza karar verir bu tipler. Bireysel veya kahvede oybirliğiyle. Zaten adınızın konması ondan sonra size yapılabilecekleri aklamak içindir. Nitekim hiçbir kedi yavrusunu fareye benzetmeden yiyemezmiş...

işte bu amaçla yarı gırgır, yarı şamata kabilinden Mahalle baskısı / pantalon askısı adıyla bir site açtım. Aslında çok öyle ahım şahım, büyük idealleri, kocaman söylemleri olan biri değilim. Hiç de olmadım. o yüzden sitemin de bir iddiası yok. Sadece eğer siz de bir şekilde mahalle baskısı gördüğünüze inanıyorsanız (kadın, erkek, yaşlı, örtülü, açık, daha açık:) farketmez maille paylaşırsanız, kendi tarzıma uygun olarak bu konuyu işlemek istiyorum.

bu komün çaba için katılımınızı bekliyorum...

Saygılar bizden...

insan bazen kendini kuşatılmış gibi hissediyor.
hani önüm arkam, sağım solum sobe gibi oluyorsun. bakıyorsun yoldan yürürken meraklı gözler seni süzüyor. bundan erkek olarak bile rahatsız olabiliyorsun.

kadınsan durum daha kötü. süzmekle kalmıyor insanlar. en masumunun fantezisi etek boyuyla doğru orantılı. abazan olanlar için ise türbanlı, çarşaflı da olsan farketmiyor. onlar pek bi güzel soyabiliyor zihninde kadını. yeterki yürürken arkandan bakıp iyi kötü harekete eden bir kıvrımını görsünler.

ben buna makina mühendisi sendromu diyorum. oynayan hareketli bir mekanik aksam yetiyor arkadaşlara. hele bir de deniz kenarındaysanız bu kez çukur sendromlu insanlar sarar etrafınızı. göbek değilinizle, kulak memenizden ne fanteziler üretebilirler şaşarsınız...

aynı şekilde eviniz yüksek binaların ilk birkaç katındaysa meraklı gözlerden korunmak için perdelerinizle kanka olmak durumundasınız. artık üst katlarda daha özgür müsünüz, röntgen mütehassıslarının dürbün fantezilerine mi yakınsınız onu bilemem de iyi kötü hepimizin üzerinde bir mahalle baskısı olduğu kesin...

Önce sizin O biçim olduğunuza karar verir bu tipler. Bireysel veya kahvede oybirliğiyle. Zaten adınızın konması ondan sonra size yapılabilecekleri aklamak içindir. Nitekim hiçbir kedi yavrusunu fareye benzetmeden yiyemezmiş...

işte bu amaçla yarı gırgır, yarı şamata kabilinden Mahalle baskısı / pantalon askısı adıyla bir site açtım. Aslında çok öyle ahım şahım, büyük idealleri, kocaman söylemleri olan biri değilim. Hiç de olmadım. o yüzden sitemin de bir iddiası yok. Sadece eğer siz de bir şekilde mahalle baskısı gördüğünüze inanıyorsanız (kadın, erkek, yaşlı, örtülü, açık, daha açık:) farketmez maille paylaşırsanız, kendi tarzıma uygun olarak bu konuyu işlemek istiyorum.

bu komün çaba için katılımınızı bekliyorum...

Saygılar bizden...

Çok okunan yazılar