Bugünkü şansınız :

  • kot ve döt birlikteliği
    11/05/2010 - 0 Yorum
    kot ve döt arasındaki bu uyum nerden kaynaklanıyor bilen var mı? erkekler kot pantalon giymiş bir  kadın görür görmez neden yüzüne doymadan arkasını dönse de dötünü görsek derdinde. Neden millet yolda kafasını çevirip çevirip kota/döte bakıyor?Neden kot etek ya da kumaş pantalon aynı etkiyi yapmıyor. Nedir bu kot pantalonda döte baktıran cazibe bir bilen var mı? Len filozof olucam kafayı yormaktan nedir bu kot pantalon ve döt  baktıran olayı sevabına biri söylesin...

Lütfen benim için ağla (*)




Ağlıyorum demişsin.
Hani erkekler ağlamaz diyordun?

Bak ağlayabiliyormuşsun. Sevin buna olur mu? Gerçekten sevin. Sevgi senin de yüreğini acıtıyor demek ki.Ben mi? Ben sevindim mi bir gece yarısı ağladığını öğrendim diye. Bir garip oldum evet. İtiraf etmeliyim.
Ama biliyordum. Bu kadar katı bir insan olamayacağını. O çelik zırhın altında pırıl pırıl bir kalp olduğunu biliyordum.
Mutluyum. Sanki bir buket gül armağan etmiş gibisin. Bir buruk sevinç. Benim için ağlıyorsun öyle mi.

Aşkımız için, sevdamız için, ikimiz için. Ağla o zaman…
Azıcık denize, azıcık buğulu gözlerine bakayım nolur? Ellerimi tut ve gözlerimin içine bakarak ağla beni sevdiğini söylerken. Saklanma gözlüklerinin ardına. Çıkar onları, gözlerini göreyim. Konuş benimle, sesin titresin ilk kez bileyim.

Ne çok bekledim seni. Ne çok. Bilmiyorsun.
Telefonum her çaldığında gözüm kapalı açıyorum kim aramış diye bakmadan. Sen ol diye umut ederek. Olmuyor. Olmuyordu bugüne kadar. Ama bugün…

Bugün beni arayıp ağladığını söylediğinde ne yaptın biliyor musun? İçimdeki kanadı kırık onlarca martıyı havalandırdın. Boynu bükük yüzlerce çiçeği canlandırdın. Dünyama ışık, hayatıma renk oldun sen. Bilmeden…

Sevdiğim. Bunları asla sana söylemeyeceğim. Sadece yazıyorum belki de hiç okumayacağın bir yerdeyim. Kendimdeyim… Bu oyun için beni affet. 


Sana bir kez daha tutulurken, rüzgârınla sürüklenen bir kuru yaprak olmak istemiyorum. Senin için yine geçici bir heves miyim bunu bilmek derdindeyim.
Yine dalında bülbül olduğun güller canını yaktığı için mi bendesin bilmeliyim.


Oysa kalbim nasıl çarpıyor bilemezsin. Kollarına atılmamak için kendimi nasıl zor tuttuğumu bilemezsin. Bilmeni de istemiyorum. Ben sensizliği ezberledim bunu iyi bilirim. Çekip gittiğin zamanlardaki yoksunluğumu… Senli bir hayatı ise öğrenmek istiyorum…

Lütfen. Ne olur.
Hadi benim için ağla…
Bekliyorum…………

(* tio'dan empati denemeleri - http://ebruliaksamlar.blogspot.com - leyla)

Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • sıradan vatandaş olmanın en güzel tarafı seçme hakkı. oysa başbakan bile olsan seçilmek zorundasın
    27/03/2010 - 0 Yorum
  • İçimizdeki Renkler / Siyah-2
    13/06/2012 - 0 Yorum
    Hırçındı biraz siyah. Dalgalı denizlere gözünü kırpmadan açılacak bir yelkenli kadar hırçın. Bazen ise ölüm kadar sessiz ve tepkisiz. Ben, düz sıradan bir rengim diyecek kadar mütevazı, bazen ise dudaklarındaki mor da benim, gözlerindeki kahverengi de siyahsız olmaz diyecek kadar küstah. Karışmak istemediği renklere karşı; işim olmaz, aklım ermez diyecek kadar sarışın, tüm grilikleri reddedecek kadar net, asaleti vurgulandığında biliyorum diyecek kadar kendinin farkında. Uykusuz gecelere hiç yabancı değil. Kendi yastığından başkasında uyuyamayacak kadar seçici. Her gün…
  • Kış geliyor ulan kış kış
    27/09/2016 - 0 Yorum
    Bu yaz biraz uzun sürdü. Hal böyle olunca da kış beklentisinde olanlar bitmek bilmez sonbahardan dolayı huzursuz olmaya başladılar. Aslında bu her zaman yaşadığımız bir kısır döngü. Vatandaşın odun, kömür ve doğalgaz faturalarına dair masrafları henüz minimum düzeyde olduğu için bu durumdan şikayeti değil memnuniyeti söz konusu tabi. Ancak bu konuda esnafın ve devletin beklentileri aynı değil. Nitekim bu bayramda da Ramazan bayramında aldığımız kıyafetlerle idare ettik., Bu her yerde böyle mi bilmem ama sonuçları küçük yerleşim birimlerinde giyim kuşam sektörünün de…