Bugünkü şansınız :

  • Twitteri sevemedim çakmasını yaptım. Siz de birşeyler yazın muhabbet olsun.
    04/03/2010 - 0 Yorum

Yamyamlar daha mı mutludur acaba? Hani bu dünyada kimse kimseyi pek yemiyor da...


Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • İbrahim Ortaç Final Edition-2
    15/01/2010 - 0 Yorum
    Evet, nerde kalmıştık? 2010 da aramızda olmayacak olan "Çakma blogger" İbrahim Ortaç'ın tuhaf ve bir o kadar sıradan hayat hikâyesini anlatıyorduk. Devam edelim o zaman. AĞUSTOS -Ağustos ayında İbrahim Ortaç çeşitli konulara değindi ancak değinirken google'da kendini aramaya başladı. Yazdıkları indekslendikçe bir şey gözüne çarptı. Bazıları büyük adam olan, bir kaç İbrahim Ortaç daha vardı. Oysa google en fazla kendisinin yazdıklarını indeksliyordu. "Çakma" bir adamın o ismi gerçek hayatında kullanan insanların adının önüne geçmesini pek doğru bulmayan yazarımız. Adını…
  • Ben eskiden -2 / Hatıra defterimden
    07/11/2009 - 0 Yorum
    Ben eskiden kalpten kalbe bir yol olduğuna inanırdım. Kalp bağının da fiziksel bir şey olabileceğini düşünürdüm. Ben eskiden sol ayağımı ve sol elimi çok iyi kullanırdım. Hala sol elim iyi bıçak tutar ve fareyi iki elimle kullanırım. Ben eskiden kâğıt ve kalemimle yatağa girer, karanlıkta şiirler yazardım. Ben eskiden ve hala sabahları çok pis rüya görürüm. Bir saate yakın sürer neredeyse dizi film gibi. Bu yüzden işe hep geç kalırım ve kimse rüyalarımı dinlemek istemez. Ben eskiden şiir yazmayı babamın hatıra defterini okurken keşfettim. Hiç konuşmadık bu konuyu ama rahmetli de…
  • Çok şeker insanlar
    04/07/2015 - 0 Yorum
    Canan KARATAY ablanın da dediği gibi şeker en sinsi uyuşturuculardan biridir. Çocuk yaşta sana lolipop alayım mı diyen amcaların şerrine uğramasak da, bahçeye topumuz kaçmasa bile komşu bakkal amca sayesinde tanışırız onunla. Ya da yaşadığımız ilk akraba ziyaretinde “ağlamasın çocuk” diye meme yerine ağzımıza tutuşturulan bir çikolata ile öğreniriz. Ancak yıllar geçer şeker sinsice bizi kendine alıştırır. Onu yemediğimiz zamanlarda huysuzlaşırız. Anne babalar elimize tutuşturdukları üç beş kuruşla bizim mızmız ve yaramaz halimizden kurtulmak için bakkala yönlendirirler.…