Bugünkü şansınız :

  • Ödünç veriliyor bize mutluluklar, kıymetini bilmediğimizde, Tanrı, alıp onu başkalarına veriyor
    28/03/2010 - 0 Yorum

Söyle bana senin İbrahim'in hangisi?



Merhaba. Saygıdeğer okuyucularım.
Herkes gibi ben de 23 Nisan'da blogumu birilerine bırakmaya karar verdim. Ama pek öyle çoluk çocuğa bırakasım yok. Yeni yetmeler cin gibi maşallah. Verip de geri alamamak var güzelim blogu.  O yüzden blogumu bir postluk, ismini cismini vermek istemeyip, bana güzel bir yorum gönderen okuyucuma ve onun bir önerisine bırakıyorum.

Kendisi bir İbrahim'imi önermiş. Her ne kadar benim bloglarımdan alıntılar yapsa da herkes kendi İbrahim'ini anlatsın demiş. Eee doğru da demiş. Sizin de hayatınızda bir İbram yok mu. Kâh komik, kâh kro, kâh romantik, kah eş, dost, sevgili. Kâh abi, abla, teyze hala. Siz de yazın bakalım kendi İbrahim'inizi..

İster MİM sayıp sitenizde yazın, ister bu yazıya yorum olarak bırakın. Biz de okuyup, öğrenelim. Sizin İbrahim'iniz nasıl biri, aşağıdakilerden hangisi???

İBRAHİM’İMİ TAKDİM EDİYORUM:
 
İbrahim: Hayallerinizin erkeği. Yalan mı? Hayalinizde bir adam oldu o yazdıkça. Benim de hayallerimdeki erkekti. Hayalimdeki yüze profil fotoğrafını yapıştırdım. Boyunu posunu kendim kafama göre yazdım. 

Teyzemdi dizine yattım, halamdı derdimi paylaştım, ablamdı kavga ettim, dayı kızımdı sataştım, babaannemdi hikayesini dinledim… E  o dedi; bazen halanız bazen teyzenizim … diye. Ben de onun dediğini yaptım işte.


 
Herşeyden biraz var İbrahim’de. Hoş her şeyden her insanda var ama ondaki tat bir başka.Bazen bir parmak BAL çalıyor,  bir de bakmışsınız biber oluyor dilinize, bazen de basıyor bam telinize.
  
Bazen mutfağınızda yemek yaparken aklınıza düşüyor sarımsak soyarken, İbrahim bir gün demişti kurcalama kokusu çıkar diye doğruymuş diyorsunuz. Azıcık gönlünüz akacak oluyor; tersoluğu geliyor aklınıza, çünkü  bana bakma, benim yarim var diyor bas bas.

Şehirlerarası bir otobüse biniyorsunuz, ayaklarınız şişiyor çıkarsam ya şu ayakkabıları offf derken aklınıza yurdum insanı oldum diye otobüs yolculuğunu anlatan İbraaam geliyor. Hay Allah sadece halam teyzem değil yol arkadaşımmış bu adam diyebiliyorsunuz.
Nerde ne zaman karşınıza çıkacağı belli olmuyor İbram'ın işte. Öyle ki sevgilinizi öperken gözlerinizi açınca bile aklınıza İbraaam gelebiliyor doğru demiş adam, gözü kapalı öpülmüyormuş diyebiliyorsunuz.

 
Bir arkadaşınız apartmandan çıkıp, hızla önünüzden yürürken arkadaki sizi “kediye basma”  diye uyarınca, noluyo nan İbrahim’in ruhu mu bu acaba burada durmuş, köşede. diyebiliyorsunuz.

Şahsen ben düşündüm çok defa hem de. Aslında ben düşünmedim de İbrahim'in söyledikleri bilerek-bilmeyerek kulağıma küpe olmuş. Farkettim ki hepimizin hayatında bir İbrahim var. Kâh komik, kâh kro, kâh romantik, kah eş, dost, sevgili. Kâh abi, abla, teyze hala. Öyleyse siz de yazın bakalım kendi İbrahim'inizi. Okuyalım.

Ben kim miyim, İbrahim’in okuyucularından biri. Yeterince sertleşemediği için, seviyorum en çok onu…

--------------------------------------------------------------------
* Hamiş: bold yazılar İbrahim'in yazılarından seçkiler olup, elimiz deyince linklenecektir.

Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • Domuz gribinden hasta olmak yasaklandı mı?
    05/05/2010 - 0 Yorum
    meraklardayım. ne oldu da domuz gribi haberleri birden bire kesildi. havalar soğudu, virüsün bayram edeceği zamanlar. elde kalan aşıları ne yapmayı düşünüyor yetkililerimiz, acaba seneye çıkacak bir katır gribine iyi gelir mi bu aşılar? yoksa y-etkililerin gündem değiştirme ihtiyaçları mı kalmadı. yaygaracı medyamıza iskender kebap mı ısmarladı aşı firmaları da sustular.
  • Eti-ket24
    09/10/2009 - 0 Yorum
    Havalar soğuduğundan mıdır nedir? Yoksa Murat Boz gibi sevgilim var dedim diye mi? Hayran kitlemin Ayranı kabarmıyor eskisi kadar... Üzgünüm kızlar :(
  • Orta yaş bunalımı ve bayram tatili
    19/09/2009 - 0 Yorum
    Bu bana 12–15 yaşları arasındayken de oldu. Yani daha küçükken işte. Hani garson boy zor bulunur ne küçük çocuk elbiseleri uyar ne büyük. Ceketin kolları, ya kısa kalır ya da uzun. Bunalıma girerdim resmen. Bayramları bu yüzden pek sevmezdim. Bugünlerde de ne otobüste yer veriyorlar, ne de yazıktır kaldırmayalım amcayı diyorlar. Otobüste yer vermekle, verilmesini beklemek arasında kaldım, bunalımlardayım. Genç kızlara da yer versem mi, vermesem mi diye siyah kara düşünüyorum. Bir yerlerde kuyruğa girsem, çıtı pıtı hanımefendiler, hooop diye "ay çok işim vardı beyefendi,…