Bugünkü şansınız :

  • Kitapsız
    28/11/2011 - 0 Yorum
    Kendimi bildim bileli birşeyler yazıyorum.  Yazıyorum dedimse sadece internet alemini ve blogları kasdetmiyorum. Yazıyorum diye kızıldığı, o yüzden yorganı tepemden çekip kör karanlıkta şiirler karaladığım ergenlik günlerinden beri. Mahalli gazetelerde köşe yazarlığı yaptığım günlerden beri... yazıyorum işte. İlk şiir kitabımı arkadaşlarla (1987)'de bastıktan sonra, birisi gelip üste para vermedikçe kitap basmamaya and içmiştim. Çok şükür o da oldu. Geçenlerde severek katkıda bulunduğum  yakında 2.baskısı da yapılacak bir kitap için küçük de olsa telif ücreti aldım.…

Söyle bana senin İbrahim'in hangisi?



Merhaba. Saygıdeğer okuyucularım.
Herkes gibi ben de 23 Nisan'da blogumu birilerine bırakmaya karar verdim. Ama pek öyle çoluk çocuğa bırakasım yok. Yeni yetmeler cin gibi maşallah. Verip de geri alamamak var güzelim blogu.  O yüzden blogumu bir postluk, ismini cismini vermek istemeyip, bana güzel bir yorum gönderen okuyucuma ve onun bir önerisine bırakıyorum.

Kendisi bir İbrahim'imi önermiş. Her ne kadar benim bloglarımdan alıntılar yapsa da herkes kendi İbrahim'ini anlatsın demiş. Eee doğru da demiş. Sizin de hayatınızda bir İbram yok mu. Kâh komik, kâh kro, kâh romantik, kah eş, dost, sevgili. Kâh abi, abla, teyze hala. Siz de yazın bakalım kendi İbrahim'inizi..

İster MİM sayıp sitenizde yazın, ister bu yazıya yorum olarak bırakın. Biz de okuyup, öğrenelim. Sizin İbrahim'iniz nasıl biri, aşağıdakilerden hangisi???

İBRAHİM’İMİ TAKDİM EDİYORUM:
 
İbrahim: Hayallerinizin erkeği. Yalan mı? Hayalinizde bir adam oldu o yazdıkça. Benim de hayallerimdeki erkekti. Hayalimdeki yüze profil fotoğrafını yapıştırdım. Boyunu posunu kendim kafama göre yazdım. 

Teyzemdi dizine yattım, halamdı derdimi paylaştım, ablamdı kavga ettim, dayı kızımdı sataştım, babaannemdi hikayesini dinledim… E  o dedi; bazen halanız bazen teyzenizim … diye. Ben de onun dediğini yaptım işte.


 
Herşeyden biraz var İbrahim’de. Hoş her şeyden her insanda var ama ondaki tat bir başka.Bazen bir parmak BAL çalıyor,  bir de bakmışsınız biber oluyor dilinize, bazen de basıyor bam telinize.
  
Bazen mutfağınızda yemek yaparken aklınıza düşüyor sarımsak soyarken, İbrahim bir gün demişti kurcalama kokusu çıkar diye doğruymuş diyorsunuz. Azıcık gönlünüz akacak oluyor; tersoluğu geliyor aklınıza, çünkü  bana bakma, benim yarim var diyor bas bas.

Şehirlerarası bir otobüse biniyorsunuz, ayaklarınız şişiyor çıkarsam ya şu ayakkabıları offf derken aklınıza yurdum insanı oldum diye otobüs yolculuğunu anlatan İbraaam geliyor. Hay Allah sadece halam teyzem değil yol arkadaşımmış bu adam diyebiliyorsunuz.
Nerde ne zaman karşınıza çıkacağı belli olmuyor İbram'ın işte. Öyle ki sevgilinizi öperken gözlerinizi açınca bile aklınıza İbraaam gelebiliyor doğru demiş adam, gözü kapalı öpülmüyormuş diyebiliyorsunuz.

 
Bir arkadaşınız apartmandan çıkıp, hızla önünüzden yürürken arkadaki sizi “kediye basma”  diye uyarınca, noluyo nan İbrahim’in ruhu mu bu acaba burada durmuş, köşede. diyebiliyorsunuz.

Şahsen ben düşündüm çok defa hem de. Aslında ben düşünmedim de İbrahim'in söyledikleri bilerek-bilmeyerek kulağıma küpe olmuş. Farkettim ki hepimizin hayatında bir İbrahim var. Kâh komik, kâh kro, kâh romantik, kah eş, dost, sevgili. Kâh abi, abla, teyze hala. Öyleyse siz de yazın bakalım kendi İbrahim'inizi. Okuyalım.

Ben kim miyim, İbrahim’in okuyucularından biri. Yeterince sertleşemediği için, seviyorum en çok onu…

--------------------------------------------------------------------
* Hamiş: bold yazılar İbrahim'in yazılarından seçkiler olup, elimiz deyince linklenecektir.

Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • İşleri yapmalıyım, ihmal ettim, unuttum. Dur bi facebooka gireyim daha sonra yaparım
    05/03/2010 - 0 Yorum
  • Tadı damağında kalır sevdaların (*)
    06/09/2010 - 0 Yorum
    -cefakar kadınlarımız için- Daha doğmamışsın… 9 ay 10 günü beklemezler. önce aklını sonra seni ayırırlar annenden. sezeryan…. ana kucağına şöyle bir koklatırlar. sonra hoop elden ele… arkasından çalışan annedir bahanesiyle önce sütten keserler… mama ile avunursun yetmez doğum izni biter annenin, bir bakıcının kucağına atılıverirsin sen sevgiye hasret, ana baba güvenlik kameralarıyla sever uzaktan en fazla sevse sevse seni. az büyürsün babanın paçasına yapışırsın, annenin eteğine.. hepsinin işi gücü olur, yorgun gelirler eve.. sana kalmaz zamanlar.. azıcık büyür de abla…
  • Çitlenbik
    10/05/2009 - 3 Yorum
    ne haşlanmış yumurta severim ne üfleyerek yemeyi herhangi bir yemeği dudaklarımı yakan ince belli bardakça çay kokusuyla tadıyla dem ay! sıcak denilince bir tek seni bilirim ben bir de; fırından taze çıkmış pidem... * hamiş: baktığın camların buğusundayım.