Bugünkü şansınız :

  • Gossip İbram'dan kaçmaz: bloglarda kim ne halt yiyor
    01/02/2010 - 16 Yorum
    Herşeyi devletten veya paparazzilerden beklemek olmaz . Kendi dedikodunu kendin üretcen. bu konuda akıl verdim çömez bloggerlara ama, kimse verdiğim aklın kamışa sürülecek cinsten olmadığına karar vermiş olmalı ki dikkate alıp dedikodu yazmadı. Yani iş başa düştü. Ahanda yazıyorum.. Belki farkında değilsiniz ama sevgili bloggerciler. bir süredir gözüm üzerinizde. çoğunuzu izliyorum. bazılarınızı çaktırmadan bazılarınızı göstere göstere üstelik. izlersen izle lan yavşak. nolcak ki biz de seni izleriz diyen sekN kişi de beni dik dikizliyor... izlesinler bakalım. saklıcak bişim yok.…

Hesabı ödemeden kaçmak



 Ölürsem yakın beni...

Valla beni yakmayın. yakacaksa Allah yaksın. O da yakmasa çok memnun olurum ama bizde bu icraat varken işimiz zor....

Ölüsünün yakılmasını isteyenler bana hep bir yok olmak, kaybolmak sıvışmak isteğini anımsatır. Onların doğaya karışmak, külleri savrulup aramızda yaşamak söylemlerine karşın bana yok olmak istediklerine dair birşeyler hissettirirler.

Uzakdoğunun bize uzak inançları Avrupa ve Amerika sosyetesinden sonra ufaktan manevi boşluğa düşenlerimizin damarlarında dolaşmaya başlayalı çok oldu. Masum mistik öğretiler, bir müddet sonra bir inanç sisteminin zincirine dahil ediveriyor insanları. Tabi bu işte bir pazar da var. Yani üçüncü gözden, çakradan, reikiden gelir elde etmek de mümkün. Zaten pazarın öbür tarafı da farklı değil. Tekkeler ve şeyhlerle dolu bir sistemde Ali Kalkancı'lar türüyor.

Hitler'in fırınları bir kâbusu doğurdu. Şimdi insanlar başka bir inanç sisteminin (inançsızlığın) halkasına dahil olup, bu fırınlarda yakılmak için kendileri gönüllü başvuruyor.

"Ölürsem yakın beni savurun küllerimi evrene. Geri dönüştürün krematoryumlara atın cesedimi. "
Sıvışıvermek yani, hesabı ödemeden kaçmak istiyorumu güzel cümlelerle süsleyip kendini kandırıyor insanlar..Yıllarca Tanrı yok diye yaşayıp, ölüme yakın "ya varsa korkusu ile yok olmak istiyorlar" Sen beni yakmadan, ben beni yaktım! diyor içlerindeki isyan dalgaları. Oysa o kül ve toz zerresinden de seni yeniden yaratamaz mı Tanrı?. Madem ki yaratmış bir kan pıhtısından... su damlasından.. portakaldaki C vitamininden...

Yok öyle, doğaya karışıyorum, evrende küllerimle yaşıyorum demek:)
Etlerimizi lime lime kurtlar böcekler yiyince de geridönüşmüş olmuyor muyuz? Hem börtü böceğe, bitki çiçeğe de bir faydamız dokunur fena mı?...

Yok öyle hesabı ödemeden kaçmak...
Yansak da yakılsak da. Ölsek de öldürülsek de. Bir şekilde yapmamız gerekirken yapmadıklarımızın, yapmamamız gerekirken yaptıklarımızın hesabını ödeyeceğiz.

En azından ben öyle düşünüyorum...
Bu yazıyı paylaş: :

2 yorum:

  1. Günü gelir o dengede herkes öder payına düşeni ister yaksın kendini ister gömsün toprağın dibine ne frk ederki..

    YanıtlaSil
  2. Olaya hiç bu açıdan bakmamıştım,aklıma böylesi gelmemişti doğrusu..Oldum olası,kimse kusura bakmasın ama "beyinsizce" gelir bana naaşın yakılması.Bunun için mi yakılmak istiyorlar gerçekten?Sanki yakılırken acı çekmeyeceklerini mi sanıyorlar?Eminim cayır cayır yanarken ne büyük pişmanlıklar duyuyorlardır.Ama "söndürün beni diyemiyorlar" tabi öteki taraftan...

    YanıtlaSil

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • Aleme değil, kendine ayar vermeli insan
    22/02/2014 - 0 Yorum
    Camı aç denilince kamera açtığımız günlerdeyiz hala. Oysa Şubat tam bahar havası yaptı. Zamanlama manidar anlayacağınız. Bir don bir kırağı, elmalar martta hapı yuttu yutacak... (deyimin orjinali için bakınız argo sözlük) Üstümüze sinmiş gündem ve osuruk kokusu yüzünden odaları bir bir havalandırıp, temiz havayı ciğerlerimize çekmeye muhtacız. Ancak bu muhtaç olduğumuz kudret büyük şehirlerde pek bulunmuyor. Bulabildiğimiz parkları da siyasi malzeme aracı yaptılar. Adam gibi girip çıkamıyoruz. Katty Perry'li rüyaların içine kabus gibi dalan ak sakalsız hoca…
  • Piraye yengemiz blogger olsaydı?
    04/02/2010 - 0 Yorum
    Piraye yengemiz blogger olsaydı ya da Vera?Üstad Nazım Hikmet bu kadar kolay "en fazla bir yıl sürer /yirminci asırlarda ölüm acısı" diyebilir ve daldan dala uçarak,  kadınlarını ölmeden peşpeşe gömebilir miydi acaba? Tadı enfes bir duygudur aslında. Bir şairin, bir yazarın sizi yazması, duygularına size olan sevdasını katarak kaleme alması çok güzeldir eminim. Bu güne kadar genellikle kadınlar yaşadı bu hazzı ve erkek yazar, şairlerin uçarılığından kırılıp dökülen, şiir okumaya yazı görmeye tövbe edenler de genellikle kadınlar oldu. Çünkü önce kendileri için yazılan…
  • Hey ŞERİF! sakin ol
    29/10/2011 - 0 Yorum
    Aksi bir ihtiyar işte. Evet efsanevi bir aktör, gerçekten ünlü bir şahıs. Bir çok filmde başrol oynamış, hem de holywood filmleri boru değil. Ama yine de adam zaten kavgacı, mazisinde bir kaç tokat atmışlığı var.Şöhret böyle birşey sanırım. En azından bizim coğrafya insanlarında böyle bir durum var. Gerçi yabancıların da çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Gerçi Acun ILICALI'ya bakarsak bizimkiler daha çok kasıyor kendini.Olayı hatırlayalım. Ömer ŞERİF Katar'da düzenlenen film festivalinde kırmızı halıda yanına gelen bayan hayranına "sana sonra dedim" diyerek bir tokat atmıştı. Gerçi…