Bugünkü şansınız :

  • Blog nedir, ne değildir
    28/10/2011 - 0 Yorum
    Bloglar bizdendir ve bizi yansıtır. Hepimiz ruhumuzun iniş, çıkışlarını biliriz. Dalgalanmalarını. Kendimizi bazen iyi, bazen kötü hissettiğimiz anları... Bu blog onları da gözönünde bulundurmasına rağmen, derdi bu değildir. Blogda okuyucu olarak hangi siyasal düşünce, hangi etnik köken, hangi cinsiyetten olduğunuz da bizi ilgilendirmez. Biz genelde içinde yaşadığımız toplumda bazen iyi, bazen kötü dediğimiz şeyleri. Bazen beğenip, bazen hoşlanmadığımız durumları blog yazıları ile detaya kaçmadan basitçe anlatmaya çalışırız. Bu yazılar bazen komik, bazen hüzünlü, bazen…

Çay içmek abdesti bozar mı? Bozar...



Okumak için Ramazan pidesi'ne tıklayın...
Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • İki gözün önüne aksın ki
    11/03/2016 - 0 Yorum
    Gündemimizde terör olayları olduğundan ve bir çok memleket evladı bu vatan için yine yeniden toprağa düştüğünden beri tadımız tuzumuz yok. Şehitlerimize gazilerimize yeniden bir vatan borçlanıyoruz. Ruhları şad, mekanları cennet olsun. Gündem gereği de bugünlerde HDP milletvekillerinin teröre arka çıkan, milletvekili yemini ile bağdaşmayan tutumları ve dokunulmazlıklarının kaldırılması konuşuluyor. Sözümüze bir çok Amerikan filminde rastladığımız bir cümle ile devam edelim. "Ben Amerikan anayasasına ve bayrağı üstüne yeminle bağlıyım." Peki bu yemin konusu elin…
  • Hayatı roman olamamış kadınlar -Aliye
    29/09/2011 - 0 Yorum
    Herkes kendi yaşadığı acıyı bilir. Kaderdir, yazgıdır ama bana kalsa şiddet suçlarına en ağır cezalar verilmeli ve can alanın canı alınmalı derim. Münevver KARABULUT olayını hatırlarsınız. Bir genç kız çığlık ata, ata öldürüldü ve cesedinin kolu bacağı kesilerek, çöpe atıldı. Buna benzer başka olaylar ve başka acılar da var. Sevdiği, seviştiği kızın cesedini havalandırma boşluğundan atandan, töre diye kızını, torununu tavuk kümesinin altına gömen insanlara kadar ne olaylar yaşandı bu ülkede. Mağduru hep kadınlar olan, baskı şiddet gören, ölen, öldürülen hayat hikayeleri yaktı…
  • Ortada sandık sendromu hakkında
    27/08/2011 - 0 Yorum
    Hiç kendinizi Çağla ŞİKEL'in yediği tostun arasındaki içi geçmiş kaşar gibi hissettiğiniz oldu mu? Ya da yükü ağır gelmiş terazi gibi kendinizi kötü hissettiğiniz oldu mu? İşte o durumlardayım bu aralar.  Hayatta en zor şeylerden biri insanlar arasında kalmak, iyi niyetinizi bir türlü izah edememek, herkesin gönlünü yapmak isterken ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranabilmektir. Ben buna kısaca "ortada sandık sendromu" diyorum. Ortada sandık sendromu yaşamanıza sebep olan olaylar genelde şöyle gelişir. Çok sevdiğiniz iki dostunuz, akrabanız vardır ve birbirleri ile geçinemezler,…