Birkaç Blog Hikayesi

Buralar eskiden hep dutluktu. Sonra taze çiçeğe konan kelebekler gibi, gelenler bir üşüştüler ki; sorma gitsin.
Tabi her güzel şeyin sonu geldiği gibi, gidenler gitti, kalan sağlarla artık burada başbaşayız. Neler yazmışız, çizmişiz haydi birlikte okuyalım. Bakalım neler varmış...

tio yazar
behzat ç. ceberrut etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
behzat ç. ceberrut etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Behzat Ç. amirim işini bilir...

Hiç yorum yok:
Biraz da ironi yapalım. Emrah Serbest Behzat Ç. nin senaryosuna açlık grevlerini dahil eder. Açlık grevindeki iki gençle görüşmeye gider. Aaa bir de bakar bunlar "Serpil"in içinde bulunduğu otobüse molotof atan gençler. Hani belki de onları başka bir Behzat Ç. tutuklamıştır. "Ağız burun dalıp, seni a.q çocuğu şerefsiz, anan bacın yok mu la senin diyerek" kahramanımız burada düşüncelere dalar, kendi kızının ölümünü düşünür, belki o da bir molotof kurbanıdır....

Hepimiz ne kadar beğenmiş olursak olalım, ağzı bozuk, sıradışı polisler, amirler, valiler neticede "ceberrut devleti" temsil ederler. Olay bir film kahramanının boyunu aşacak kadar şiddet içermekte ve kahramanımız gibi adamlar kıçlarını "devlet" denilen o müthiş güce dayamadan tekmek tokat girememektedirler. Nitekim tekme tokat girilen vatandaşlar davacı olduklarında da, "-Hakimim Bu şerefsiz, Behzat Ç. abimlere saldırmış karakolda, sonra da gidip duvara, kendine kendine burnunu vurup kırmış" bla bla.. "haydi beraat" denilmektedir.

Behzat Ç. karakterini sevmemize rağmen şiddete bulaşmış kanun adamları ister suçluyu dövsünler, ister bir katili, ister bir sapığı bunu arkalarındaki "devlet" gücüne dayanarak yaparlar. Sıradan vatandaşa da tekme tokat girmemeleri, masumların da bu sopadan nasibini almamaları pek olası değildir. Çünkü bu milletin adam edilmesi gerekmektedir. Tıpkı devlet gibi "senarist"imiz de farklı düşüncede değildir. Her ne kadar eli sopalı bir adamı kahramanlaştırırken, idealize ederken güçlü bir dil kullanmış olsa da, "Behzat Amirim de eli sopalı bir amirimdir. Vatandaş ise memur'un bile altında sopa yemesi gereken tu kaka adamdır. O kadar.

En azından bu durum dün böyledir.Yarın neler olur kimbilir.
Bu yüzden Behzat Ç. haksızlıklara karşı çıksa da ruhumuzdaki sözde özgürlükçü özde "faşist" damardan beslenmektedir. Bu yüzden senaristimiz kolay gündem peşindedir. Ağzını bozup "açlık grevlerini de" işleyeceğiz, bakalım ne yapacaksınız" diye kahramanlık taslamaktadır.

Behzat Ç. açlık grevlerinde olsa olsa grevi bastırmak için "tekme tokat giren" bir amir ya da zorla açlık grevi yaptırılıp, ölüm orucuna yatırılanları kurtaran "cengaver" polisimiz olabilir. Ha  siz Behzat Ç.'yi kötü cezaevi koşullarından  dolayı açlık grevine giden masum!ları kurtaran adam yapmak isterseniz, o zaman da farklı oyuncularla "Kurtlar Vadisi Filisin"i çekmiş olursunuz.

Mangalda kül bırakmamak kolay ama film film, senaristler senarist. dizi kahramanları ise, eften püften kağıttan askerlerdir...

Biraz da ironi yapalım. Emrah Serbest Behzat Ç. nin senaryosuna açlık grevlerini dahil eder. Açlık grevindeki iki gençle görüşmeye gider. Aaa bir de bakar bunlar "Serpil"in içinde bulunduğu otobüse molotof atan gençler. Hani belki de onları başka bir Behzat Ç. tutuklamıştır. "Ağız burun dalıp, seni a.q çocuğu şerefsiz, anan bacın yok mu la senin diyerek" kahramanımız burada düşüncelere dalar, kendi kızının ölümünü düşünür, belki o da bir molotof kurbanıdır....

Hepimiz ne kadar beğenmiş olursak olalım, ağzı bozuk, sıradışı polisler, amirler, valiler neticede "ceberrut devleti" temsil ederler. Olay bir film kahramanının boyunu aşacak kadar şiddet içermekte ve kahramanımız gibi adamlar kıçlarını "devlet" denilen o müthiş güce dayamadan tekmek tokat girememektedirler. Nitekim tekme tokat girilen vatandaşlar davacı olduklarında da, "-Hakimim Bu şerefsiz, Behzat Ç. abimlere saldırmış karakolda, sonra da gidip duvara, kendine kendine burnunu vurup kırmış" bla bla.. "haydi beraat" denilmektedir.

Behzat Ç. karakterini sevmemize rağmen şiddete bulaşmış kanun adamları ister suçluyu dövsünler, ister bir katili, ister bir sapığı bunu arkalarındaki "devlet" gücüne dayanarak yaparlar. Sıradan vatandaşa da tekme tokat girmemeleri, masumların da bu sopadan nasibini almamaları pek olası değildir. Çünkü bu milletin adam edilmesi gerekmektedir. Tıpkı devlet gibi "senarist"imiz de farklı düşüncede değildir. Her ne kadar eli sopalı bir adamı kahramanlaştırırken, idealize ederken güçlü bir dil kullanmış olsa da, "Behzat Amirim de eli sopalı bir amirimdir. Vatandaş ise memur'un bile altında sopa yemesi gereken tu kaka adamdır. O kadar.

En azından bu durum dün böyledir.Yarın neler olur kimbilir.
Bu yüzden Behzat Ç. haksızlıklara karşı çıksa da ruhumuzdaki sözde özgürlükçü özde "faşist" damardan beslenmektedir. Bu yüzden senaristimiz kolay gündem peşindedir. Ağzını bozup "açlık grevlerini de" işleyeceğiz, bakalım ne yapacaksınız" diye kahramanlık taslamaktadır.

Behzat Ç. açlık grevlerinde olsa olsa grevi bastırmak için "tekme tokat giren" bir amir ya da zorla açlık grevi yaptırılıp, ölüm orucuna yatırılanları kurtaran "cengaver" polisimiz olabilir. Ha  siz Behzat Ç.'yi kötü cezaevi koşullarından  dolayı açlık grevine giden masum!ları kurtaran adam yapmak isterseniz, o zaman da farklı oyuncularla "Kurtlar Vadisi Filisin"i çekmiş olursunuz.

Mangalda kül bırakmamak kolay ama film film, senaristler senarist. dizi kahramanları ise, eften püften kağıttan askerlerdir...

Çok okunan yazılar