Birkaç Blog Hikayesi

Buralar eskiden hep dutluktu. Sonra taze çiçeğe konan kelebekler gibi, gelenler bir üşüştüler ki; sorma gitsin.
Tabi her güzel şeyin sonu geldiği gibi, gidenler gitti, kalan sağlarla artık burada başbaşayız. Neler yazmışız, çizmişiz haydi birlikte okuyalım. Bakalım neler varmış...

tio yazar
bazı insanlar sadece tasarım aşamasında kalmış hissi veriyorlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bazı insanlar sadece tasarım aşamasında kalmış hissi veriyorlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Adamı da zehirleyemem ya!

17 yorum:
Resim, Eskişehir Tepebaşı belediyesi ve HAYTAP (Hayvan hakları federasyonu'nun) bir duyarlık projesine ait. Bu dünyada yalnız olmadığımızı kedi köpek cinsinden başka hayvanlarla bir arada yaşadığımızı vurgulamak adına yapılmış. Bir de bulduğumuz her yere beton döküp hayvanların yaşama alanını ota değil de b.ka çevirdiğimiz için içecek su bulabilmeleri adına kapımızın önüne bir tas su bari koymamızı söylüyor. Eskiden atalarımız kurtlar, çakallar aç kalmasın diye dağlara koyun kesip atarlarmış desem bazılarımızın bugünki algı düzeyimiz ile o hassasiyeti anlaması mümkün değil.

Tabi kediyi köpeği pet shoplarda görüp sonra da kırıp döktüğümüz oyuncaklar gibi kapının önüne koyanlarımız bu sıkıntının ne olduğunu pek anlamayabilir. Marketlerden alıp, kedi köpek mamasına alıştırıp sokağa salıverdiğiniz hayvan bir müddet sonra açlıktan ölmezse artık çöp karıştırmayı öğrenmesi gerekir. O yüzden sokağa atmak yerine bakabilecek birine vermeyi tercih edin ya da hayvan besleme işine hiç bulaşmayın...

Ayrıca akşama kadar o bar senin bu meyhane benim deyip de nette de gördüğümüz kedisine köpeğine içki içirenlerden de olmayın. Kapının önüne bir tas şarap, iki duble rakı falan koymayın hayvanlara. Ya su, ya süt, ya da et. Vejetaryen olup marul , taze fasülye falan da bırakmayın, bu hayvanlar inek değil, sokaklarda tavuklar başıboş dolaşmıyor şehirlerimizde.

Diyorsunuz ki İbram abi'nin kafasının tası atmış yine, hırlayacak yer arıyor. Evet doğru. Yoksa ben niye bulaşim sağa sola durduk yerde. Komşum balkonunda köpek beslemeye karar vermese. Üstelik işyerinin balkonunda. Gündüz sev okşa, gece bırak benim yatak odamın kenarına xtir ol git. Oh! Lanet olsun komşumun hayvan sevgisine. A be eşek herif ben de severim hayvanı ama bakabileceksen bak şuna. Gece yarısından sabaha kadar havlıyor hayvan. Sabah ise karnı mı acıkıyor, annesini mi özlüyor yoksa çişi mi geliyor ağlıyor saatlerce. Hal böyle olunca da 3 gündür geç yatıp erken kalkıyorum.

Sabaha doğru yataktan kalkıp oturma odasında yere uzandım. Kemiklerim ağrıyor resmen. Bu sabah söyledim arkadaşa gördüm minik köpeciği de. Hayvan adamdan daha anlayışlı duruyor. Yüzünden belli işte acıktığı ve zincire bağlanmaktan hoşlanmadığı. Biraz gezdirin bunu sonra da evinize götürün. Bu hayvan insana alışmış. Üstelik küçük, annesini de özlüyordur, süt de verin dedim ama amcam peki efendimci memurlar gibi başını sallasa da bi halt yiyeceğini sanmıyorum. Neymiş oğlu çok sevmiş ama karısı evde bakmalarına izin vermiyormuş o da işyerine getirmiş. Hem büyüyünce hırsızları da korkuturmuş. Pişkinliğe vurup, "pencere balkon açık yatıyorsun komşu sana da faydası olur bak" demez mi.

Şikâyet etmek zorunda kalmak istemediğimi ama buna katlanamayacağımı söyledim. Şeytan diyor ki, dicem de neler diyor bilseniz. "komşunun balkonuna el bombası, kimyasal silah ve zehirli et atmaya kadar her türlü adilik geliyor aklıma" ama insan yanım düşünüp düşünüp diyor ki "hayvanın günahı ne" insan insan olmadıktan sonra.

Adamı da zehirleyemem ya...
Resim, Eskişehir Tepebaşı belediyesi ve HAYTAP (Hayvan hakları federasyonu'nun) bir duyarlık projesine ait. Bu dünyada yalnız olmadığımızı kedi köpek cinsinden başka hayvanlarla bir arada yaşadığımızı vurgulamak adına yapılmış. Bir de bulduğumuz her yere beton döküp hayvanların yaşama alanını ota değil de b.ka çevirdiğimiz için içecek su bulabilmeleri adına kapımızın önüne bir tas su bari koymamızı söylüyor. Eskiden atalarımız kurtlar, çakallar aç kalmasın diye dağlara koyun kesip atarlarmış desem bazılarımızın bugünki algı düzeyimiz ile o hassasiyeti anlaması mümkün değil.

Tabi kediyi köpeği pet shoplarda görüp sonra da kırıp döktüğümüz oyuncaklar gibi kapının önüne koyanlarımız bu sıkıntının ne olduğunu pek anlamayabilir. Marketlerden alıp, kedi köpek mamasına alıştırıp sokağa salıverdiğiniz hayvan bir müddet sonra açlıktan ölmezse artık çöp karıştırmayı öğrenmesi gerekir. O yüzden sokağa atmak yerine bakabilecek birine vermeyi tercih edin ya da hayvan besleme işine hiç bulaşmayın...

Ayrıca akşama kadar o bar senin bu meyhane benim deyip de nette de gördüğümüz kedisine köpeğine içki içirenlerden de olmayın. Kapının önüne bir tas şarap, iki duble rakı falan koymayın hayvanlara. Ya su, ya süt, ya da et. Vejetaryen olup marul , taze fasülye falan da bırakmayın, bu hayvanlar inek değil, sokaklarda tavuklar başıboş dolaşmıyor şehirlerimizde.

Diyorsunuz ki İbram abi'nin kafasının tası atmış yine, hırlayacak yer arıyor. Evet doğru. Yoksa ben niye bulaşim sağa sola durduk yerde. Komşum balkonunda köpek beslemeye karar vermese. Üstelik işyerinin balkonunda. Gündüz sev okşa, gece bırak benim yatak odamın kenarına xtir ol git. Oh! Lanet olsun komşumun hayvan sevgisine. A be eşek herif ben de severim hayvanı ama bakabileceksen bak şuna. Gece yarısından sabaha kadar havlıyor hayvan. Sabah ise karnı mı acıkıyor, annesini mi özlüyor yoksa çişi mi geliyor ağlıyor saatlerce. Hal böyle olunca da 3 gündür geç yatıp erken kalkıyorum.

Sabaha doğru yataktan kalkıp oturma odasında yere uzandım. Kemiklerim ağrıyor resmen. Bu sabah söyledim arkadaşa gördüm minik köpeciği de. Hayvan adamdan daha anlayışlı duruyor. Yüzünden belli işte acıktığı ve zincire bağlanmaktan hoşlanmadığı. Biraz gezdirin bunu sonra da evinize götürün. Bu hayvan insana alışmış. Üstelik küçük, annesini de özlüyordur, süt de verin dedim ama amcam peki efendimci memurlar gibi başını sallasa da bi halt yiyeceğini sanmıyorum. Neymiş oğlu çok sevmiş ama karısı evde bakmalarına izin vermiyormuş o da işyerine getirmiş. Hem büyüyünce hırsızları da korkuturmuş. Pişkinliğe vurup, "pencere balkon açık yatıyorsun komşu sana da faydası olur bak" demez mi.

Şikâyet etmek zorunda kalmak istemediğimi ama buna katlanamayacağımı söyledim. Şeytan diyor ki, dicem de neler diyor bilseniz. "komşunun balkonuna el bombası, kimyasal silah ve zehirli et atmaya kadar her türlü adilik geliyor aklıma" ama insan yanım düşünüp düşünüp diyor ki "hayvanın günahı ne" insan insan olmadıktan sonra.

Adamı da zehirleyemem ya...

Çok okunan yazılar