Bugünkü şansınız :

  • Sonunda bu da oldu ya...
    17/03/2012 - 0 Yorum
    Duygusal bir çocuk olduğumdan ve vaktiyle çok Yeşilçam filmine ablaların yanında beleş gitmişliğimden "sulu göz" bir adamımdır. Duygusal iniş çıkışlarım yıl içerisinde tölere edilebilir seviyelerde seyreder ve genelde baş edebildiğim bir durumdur. Gençliğimde "Kürkü için öldürülen Foklara, ABD'nin yediği boklara ve zulüm gören halklara" ağlamışlığım var. Bu duygusal durumun "bahar" geldiğinde azdığına veya bir periyoda bağlı olduğuna dair bir his de var içimde. Gerçi rahmetli babam "bizim oğlanın aybaşı tuttu yine" diyerek bunu çok iyi özetlese de bu duygusal iniş çıkışlar…

Uçan davuklar belgeseli


Şimdi sevgili okuyucu. İnsan boş kalmaya görsün, bokunda boncuk arar da karıştırır durur. İşte bende bugünlerde, onca iş yoğunluğu arasında arka bahçemde stress atmak için aldığım davuklara bakıyorum. Bu işten de bir hayli keyif aldığım için olayı sizlerle paylaşıyorum. Gerçekten de iş dışı bir şeylere zaman ayırmak stress için birebir. Tavsiye ederim.
Madem davuklara bakıyorum, onları gözlemliyorum Afrika'ya gidip, aslan, kaplan belgeseli çekecek değilim ya. Düşündüm ben de bizim davukların belgeselini çekerim dedim.
 Ceptelefonu ile bir kaç foto, video, afilli bir fon müziği ile çalışmalara başladım. İleride ikinci
belgeselim karıncalar, kedi
ve köpekler üzerine olabilir. Ee tesis yok, eldeki imkanlarla bu kadar oluyor. Ne yapalım idare edeceksiniz artık.

Şimdi sizlerle basına sızan, taslak halindeki notlarımı paylaşayım:

1- Bu tavuk milletinin civcivken duyguları ve cinsel tercihleri pek belli olmuyor. Her ne kadar satarken "abi full tavuk" deseler de, aldığınız her 5 dişi civcivden 3ü horoz çıkabiliyor. Her civcivin içinde büyüyüp, erkek olma hayali var sanırım. Yoksa davuk diye alınan bu kadar civciv, niye horoz çıksın da birbirinin peşine düşüp, zapık olsun.

2- Ayrıca klasik usulde kuluçkadan çıkan civcivler daha sağlıklı ve uyanık oluyor. Anne davuk 2 kıçı kırık yumurtanın üstüne oturunca aslan kesiliyor. O ne agresiflik yarabbim. Hele yavrular yumurtadan çıksın; Zeyna oluyor mubarek. Kedi, köpek yanına sokulamıyor. Zaten kuluçkadayken sen bile yanına salavatla girebiliyorsun.

3- Bir de davukların uçmadığı gibi bir yalan var. Kanatlarını kesmediğiniz müddetçe yetişkin tavukların kısa mesafede gayet güzel uçabildiği ve ağaçlara konabildiğini görmek mümkün. İşte bu yüzden tavukları etkilemesine rağmen, neden malum gribe kuş gribi dendiğini de anlamış oldum. Çünkü davuklar uçmayı unutmuş kuşlar kategorisine giriyorlar.

4- Davuklarınızın uçmamasını istiyorsanız kanatlarını kesmek zorundasınız. Kanadını kırmak deyimi belki de oradan geliyor. Üstelik kanatları saç traşı yapar gibi düzenli keserseniz tavukların uçmalarına engel olamıyorsunuz. Bir tarafını kısa keseceksiniz ki aerodinamiğine zarar veresiniz. Hayvan uçayım derken hafif yan, pikeyle yere çakılsın.

5- Bazı insanatın misyonerden başka pozisyon bilmediği gibi, tavuk milletinin cinsel hayatı da malesef horozun tavuğun tepesine çıkıp, kafasını gagalamasından ibaret. Şahsen o işin o kadar can yanarken ve üstünde kocaman bir horozun ağırlığı varken yapılabilmesini anlamış değilim. İleride kümeste cinsel hayat adlı bir kitap yazabilitem olsa da, aman bana ne diyor konuyu burada kapatıyorum.

6- Bazen tavuk cinsinin erkekleri arasında, kıyasıya rekabet görülebiliyor. Özellikle kümese sonradan dahil olan bir horoz, ya da sonradan ergenleşen biri için, kavgasız bir karşılama beklemek imkansız. Uzun süren kıyasıya bir kavganın sonucu, (eğer kümesteki horoz çok yaşlı değilse) genelde yeni gelen horozun boyun eğmesi ve bundan sonraki hayatını tavuk olmasa da Lavuk olarak sürdürmesi ile sonuçlanıyor. İnsanların aksine aralarında öldüresiye bir rekabet yok ama lidere itaat şart. Yoksa kafa göz yarılıyor. Karizma fena çizilip, hayvan içine çıkamaz hale geliniyor. Ayıp oluyor.

7- Sonra bu davuk milletinin erkeğiyle hiç takışmaya da gelmiyor. Hiç bişi yapamaz, gagalasa nolcak dediğiniz hayvan, gecenin üçünde "kalk zabah oldu len" deyip, (sarhoş da yeni mi ayıldı artık bilinmez) ötebiliyor. Üstelik komşu kümeslerden, yanına bir iki kafa dengi arkadaş da buldu mu, uykunuzun içine edebiliyor. O yüzden davuk cinsinin erkeklerine pek bulaşmayın.

8- Davukların genelde psikopat olduğu konusunda ise, neredeyse kesin karara vardım.  Kümesten çıktıklarında, açık görüşe çıkmış mahkumlar gibi volta attıkları, birbirileri ile kanlı bıçaklı kavgaya tutuştukları görülüyor. Ayrıca sen koşarak hayvanın üstüne gidiyosun, hayvan da bodoslama sana koşuyor. Normalde kaçması gerekmez mi? Ama öyle olmuyor, artık hanginiz tırsarsa, o geri çekiliyor.

9- Ayrıca bu tavuk milletinin yumurtasına güvenip de yola çıkacaksanız, hemen bu işten vazgeçin derim. Kümeste yetiştirdiğiniz tavuğun yumurtası marketten aldıgınızın bi kaç katı fiyata çıkabiliyor. Üstelik hayvan zırt pırt stress oldum, ay! pms dönemine girdim ayağına yatıp, yumurtayı kesebiliyor. Ya da madem, o kadar kıçımı yırtarak bunu yumurtluyorum, o zaman üstüne de zıçarım arkadaş diyebiliyor.

10- Vee sen insan olarak, ne kadar hayvansever olursan ol, bu davuk milletinin tadı da pek güzel oluyor .Hele kendin beslemişsen, pek bir semiriyor. Fenni yem yerine, doğal arpa, buğday yedirdiğin tavukların eti, marketlerde gördüğünüz "beyaz et"in yerine adaleli ve kaslı, siyah butlar şeklinde oluyor. Tavuk suyuna çorba ise tam bir şifa kaynağı. Ayrıca "Çingene tavuğu" denilen, genelde pikniklerde yapılan bir pişirme yöntemi var ki; Üff üff...

Şimdi geldik, belgeselimizin sonuna.
-Mmmm gnam gnam. Oğlum şurdan tuzluğu uzatsana.





T.İ.O
Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • kadın kokusu ve köpek burnu
    14/06/2010 - 0 Yorum
    herşeyin bir ayarı var. mahmutpaşadan mı aldı. bedava mı buldu. yoksa para babası bir sevgilisi mi var bilemem ama hatun parfüm şişesine şöyle bir girip çıkmış gibi kokuyor.  it gibi kapadık gözlerimizi kaldırımda, düştük kokunun peşine. karşımıza çıka çıka bir kokona çıktı. hani insan kendine yakışanı giymeli derler ya. e nası minicik bodyler kocaman göbekli ablalara gitmiyorsa parfüm de öyle her döt sahibine gitmiyor. şahsen ben zaten burnumun direğini sızlatan kokulu ablalar hakkında kötü düşünmeye başladım. ya pis bir teşhirci ve tacizcisiniz ya yukarıdaki…
  • Blogcular teker teker ölürken
    18/11/2011 - 0 Yorum
    Ölüm en büyük ve acı ders insanoğluna ve en büyük öğretmen aynı zamanda. Yıllar önce Şahika Günsel TUĞRUL ablamızı kaybettik. Kendisi bir blog yazarıydı. Kanserden tedavi gördüğü günlerde yardımcısı bir kardeşimiz vasıtasıyla ölüm döşeğinde bile yazılarını bizlerle paylaştı. Kaybı hepimizi çok üzdü ama her ölen unutuluyor ne yazık ki. Hayat öyle de acımasız. Şimdilerde ise blog aleminde "ölesim geldi-öldüm" türünden bir salgın yayılıyor. Bu virüs salgını ilk belirtilerini gösterdiğinden bugüne bir-iki-derken üç blogger'in vefat haberini aldık, üzüldük. Garip bir şey bu.…
  • Yazılarınıza nasıl daha çok yorum alırsınız?
    31/08/2009 - 0 Yorum
    Bunu bana sormayacaksınız aslında. şurda bir iki makale var. Bunun dışında çok yorum alan cici beylerle hanım ablalara da sormakta fayda var. herşeye rağmen "abi sen de az çok bişiler biliyosundur" diyorsanız buyrun okuyun. 1-Kanka sayınızı arttırın. yani herkesi izleyin, onlar da sizi izlesin ve izlediklerinizde çok yorum olan kişilere sık sık yorumlar bırakarak kanka olmaya çalışın. aynı şeyi az yorum alan arkadaşlarla da yapabilirsiniz. böylece körler sağırlar birbirini ağırlar. ne kadar ekmek o kadar köfte. 2- Bazı platformlarda hır çıkarın. özellikle bayansanız. kaprisli…