Bugünkü şansınız :

  • Kadın olmanın dayanılmaz cazibesi (memeler)
    25/08/2010 - 0 Yorum
    Birçok erkek aynaya baktığında bir kadının bakıp da kendisinde olmasından büyük haz aldığı, iyi ki kadınım dediği çok güzel iki şeyi göremez. Memeler. Bazı erkekleri yoldan çıkarıp travestilikten, transseksüelliğe kadar götüren süreç hep o memeler yüzünden başlamıyor mu zaten? Uff! Lan memelere bak deyip, sonra bunlardan bende niye yok diye hayıflanmaya giden süreç. Gerçekten kadını her açıdan erkeğe göre daha cazip kılan, çekicileştiren o iki yol tümseğinden, o iki küçük dağ tepesinden daha güzel ne var ki? Ne kadar ruhsuz yazıyorum değil mi? Oysa dahasını yazmak isterdim. Hani…

2011 yılı hesap özeti



Bendeniz uzun yıllardır yeni yılı bırak kutlamayı çekirdek çıtlatarak bile girmem. Hesap kitap yaparım yılın son ayında hayata dair. İşlere dair. Son hafta bu daha da artar. Ne kazandık, ne kaybettik. Neler oldu neler geldi, kimler geçti gitti. Size de tavsiye ederim. İçip, sıçıp ne kadar rezil olursak o kadar iyi demekten iyidir.

Öncelikle memleketin hali ekonomi hariç pek de hoşuma gitmiyor. Mazallah dış düşman sayısı arttı. Sıfır sorun politikası başına 1 eklenip en az 10 olmuş durumda. Terör belası ile mücadele derken, 30-40 g.doğulu vatandaşımızı bombalamamızın şoku ise hepimizin üzerinde. Tabi bu şok geçince anlıyoruz ki vatandaşlarımız kaçakçı imiş, buna göz yumuluyormuş geçim kaynakları yok diye. Düşünmesi bile üzücü, can sıkıcı.

Net alemi blogdan face'ye ordan twittere doğru akıyor. Ben TV programlarında twitter adresleri görmek dışında pek birşey anlamıyorum hala twitterden. İhtimal ki öyle de ölüp gidicem. Napim bir yanım da eksik kalsın. Face ve blog mesajlarım oraya otomatik gidiyor zaten. Üzücü ama blog dünyası kan kaybediyor, su üstüne yazılan yazılar daha rağbet görüyor.

İşler, güçler dersen ülkemiz acayip kalkınıyormuş ama nedense bu bana pek yansımıyor. Kötü giderken acayip kalın yansırdı. Her krizde bir yerime batmış kıymık izleri var. Yara, bereleri de saracağız ama bankacılık sektörünün hiç arkamızı boş bıraktığı yok ki. Buna bir de telekom sektörünü eklemek gerek. Şimdi elektrik sektörü de sıraya girmiş durumda. Hepimizi öpen öpene, yeni yıllarda bu ilişkiden doğacak çocukların babaları belli olmayacak bu gidişle.

Yaş ilerliyor. Henüz romatizmalarım azmadı ama romantizm cephesinde biraz azalma var. Hayata daha mı gerçekçi bakıyorum bugünlerde bilmem. Şiir miir yazamıyorum mesela. Güzel aşk, meşk sözleri gelip gidiyor bazen. O da muhatabına ulaşmadan havada asılıp kalıyor.

Karın doyuran işlere doğru bir meyil var bende. Giderayak paracı bir moruk olup çıkmaktan korkuyorum. Bu yılbaşında kimse bilet almasın diye bir sürü umut kırıcı mesaj yazdım Face'de. Bana çıkçak siz almayın diye. Umarım MP beni dava etmez:)) Zaten bana çıkarsa da yarısını Face arkadaşlarıma dağıtacağımı söylemiştim. Bazıları bilet almayı unuttuğumu duyarlarsa çok kızacaklar:)

Kilo veremiyorum. Sağlıklı bir bünye için vermek şartmış ama bu yaştan sonra cinsel tercihimi mi değiştireyim canım. Veremiyorum işte. Eskiden olsa veresiye bile verirdim. Ona güven buna güven, ne satarsan sat alan geri gelmiyor. Artık veresiyeyi de kestik. Yeni yılın ilk icraatı dükkana bir veresiye verilmez yazısı asmak olacak. 

Yarım kalmış bir sürü blog yazım var. Yeni yılda gaza gelir, bir heyecanla belki hepsini tamamlarım. Belki de bu iştahsızlıkla sürünür dururlar bir gün bu adam bize ne zaman bir el atıp yazacak diye.


Hayatta en kötü şey, umutsuzluk, heyecansızlık, yeni birşeyler yapma arzusunu yitirmek. Zaman geçtikçe de ruh haliniz o oluyor zaten. Hatta bazen hayatın size yüklediği dertler sıkıntılar bile ona tutunmak için bir ilaç gibi gelebiliyor. En azından başınızdan atmanız gereken bir derdiniz sizi meşgul ediyor.

Yeni bir yıl, bir bebek, bir genç kız ya da erkek ile temsil edilir. Buyursun gelsin hoşgelsin. Biliyoruz olay bir takvim hareketinden ibaret. Duvardaki takvimi değiştireceğiz hepsi o. Bugün ne ise yarın da o olacak. Ancak özel günlerin, gecelerin icad edilmesinin kapitalist beklentiler dışında, insan ruhunda bir tazelenme, hayata tutunma gibi işlevleri de olduğu aşikar.

O zaman buyursun gelsin arkadaşımız. Nasıl olsa birlikte 365gün geçireceğiz. Şimdilik başımızın üstünde yeri var. Zaten zaman geçtikçe, o başımızdan    aşağı inip bizi kucağına oturtacak.


Hamiş: Küçük bir not da Yeni yıl kutlamalarına karşı olup, Mekke'nin fethini bazen rumi, bazen miladi, bazen hicri takvime göre bu işe bahane etmek isteyen kardeşlere; Gidin evinize yatın kardeşim...
Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • Herkes, durmadan kendi davulunu tokmaklıyor
    04/05/2010 - 0 Yorum
    nihayet hür ve özgür basınımızda dengeler yerini buldu. iktidarın da, muhalefetinde yeteri kadar medyası var. nemalananlar demokrasi yanlısı kesilerek, istenen bazı haberleri sürekli gündemde tutuyor. neması kesilenler ise, memlekette demokrasi kalmadı diyerek feryad ediyor. bizim gibi tarafsız haber meraklıları ise, yorum (su) katılmamış doğru dürüst haberleri bekliyor.
  • Ölsen gömenin olmaz, ama
    14/01/2010 - 0 Yorum
    Sanal dünya işte... gerçeğe yakın ilişkiler var gibi görünse de, burada güzel dostluklar kurulsa da ölsen gömenin olmaz, evinde kokar gidersin. Ama versen gömenin olur, bilmem kaç km öteden uçağa binip uçarak gelen de çıkar, ilk otobüse atlayıp inip, binen de. Öldüğünde belki bir kaç blooger dost arkandan iyi şeyler yazar, yorum yapar, üzülür haberi olursa. Belki de ağlar, ama hepsi o kadar. Şayet, neşeli ve komik biriysen işi abartıp bloglarında bayrakları yarıya indirirler, çıplak karı, kız resmi koymazlar üç beş post. İşi çok abartan siyah kurdela takar sidebara, bir dakika da…
  • Sen cakasını sat, ben parasını ödüyorum nasılsa
    04/05/2010 - 0 Yorum
    emekli maaşlarına şu kadar zam, 3 gün demez sigaraya da şu kadar zam. işçi memur ücretlerine şu kadar zam, sigaraya da şu kadar zam. duble yollar yaptık, hizmette fark yarattık, 3gün demez sigaraya şu kadar zam. hadi ben bütün ümitlerimi milli piyangoya bağlamıştım ama hükümette bana bağlamış sanki. vay be ne yollar yaptık, ne köprüler barajlar benim içtiğim 2 paket cigarayla.