Bugünkü şansınız :

  • Kadınların içindeki ÖKÜZ
    28/12/2010 - 0 Yorum
    Erkeğiz. kadınlar tarafından sık sık eleştiriliriz içimizdeki ÖKÜZ konusunda. Yalan da değil hani ne kadar incelsek de bazen içimizdeki patavatsız, vurdumduymaz ÖKÜZ meydana çıkar ve sevdiklerimizi kırar döker, incitiriz. Ancak her erkek tartıştığında karşısındaki kadının da içinde yaşayan bir ÖKÜZ’ü olduğunu düşünür. Oysa bizim ÖKÜZ'ümüzün gözden kaçırdığı kadınlarımızın içinde yaşayanın ÖKÜZ değil, bir ÖksÜZ olduğu gerçeğidir. Çoğu zaman kavgalarda kadınlarla benzeşir davranışlarımız, o yüzden kızar öfkeleriniz kadınlarımızın içindeki ÖKsÜZ ile karşılaştığımızda. Biz ne…

Hayatı roman olamamış kadınlar -1


Elim kalem tuttuğu, sanatçı bi yönüm olduğu halde oldum olası 3 grup insana imrenirim, kıskanırım. Romancılar, Besteciler ve Yönetmenler. 

Romancıları kıskanırım, çünkü onlar kadar bir hayatı, bir devri, ne hayal etmeyi ne aktarmayı becerebilirim. Yazdıklarım ya AN'ları anlatır ya da küçük birer öykü olabilir ancak. Zihnim sayfalarca yaşanmışlığı ya da kurguyu tutup, aktarmaya yetmez.

Bestecileri kıskanırım, çünkü az çok şiirle haşır neşir olsam da, kendi kendime mırıldansam, bazen bundan iyi güfte olurdu desem de müzik yeteneğim yok, bir enstroman çalamam. Sesleri o denli ahenkli harmanlayıp, sunamam. Kendimi bu konuda çok eksik, hatta kusurlu hissederim.

Yönetmenleri kıskanırım, çünkü birşeyleri zihnimde kurgulayıp sunabileceğime inansam da, senaryosunu kafamda canlandırsam da, ne o yeteneğe, ne de imkanlara sahibim.

Oysa her insanın hayatı roman olmayı, film olmayı, öyküsü, şiiri yazılıp, güftesi bestelenmeyi bekliyor bana göre. Özellikle de ülkemizde yaşadıkları sıkıntılar ve duygusal iniş çıkışları ele alındığında, kadınların bunu fazlasıyla hakettiği kanısındayım. 

Geçenlerde bir yazı dizisi hazırlamaya karar vermiştim. Tanıdığım, bildiğim, çevremde görüp, işittiğim kadın öykülerini paylaşmayı. Birşeyler yazıp, taslak hazırladım da, ancak daha sonra bu konuda ne kadar yetersiz olduğumu gördüm. Üzüldüm, bir roman yazarı ya da film yönetmeni olmadığım için. Ben de, yaşayıp gördüklerinden, ya da duyup işittiklerinden dolayı, hayata bir vefa borcu olan her insan gibi, en azından bazı taslaklarımı sizlere sunmaya karar verdim. 

Gelecek yazıda bir kaç öyküyü bir çırpıda sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Bakalım acıları ve sevinçleri ile birkaç kadın öyküsünü paylaşmayı, sizlere o dünyayı aktarmayı başarabilecek miyim?
Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • Güzel bir kadın gördüm sanki
    24/08/2009 - 0 Yorum
    Okumak için Ramazan Pidesi'ne tıklayın
  • Ayakları yere basmayan kadınların burcu (BALIK)
    21/04/2010 - 0 Yorum
    BALIK BURCU KADINI (20 ŞUBAT - 2O MART) Balıklar suda yaşarlar, bu yüzden de ayakları yere basmaz diye düşünebilirsiniz. Yok öyle değil, balık burcu kadınlarının akılları kafalarından bir karış yukarıda olduğu için ayakları yere basmaz. Balık burcu kadınları tam bir hayalperesttir. Hayata bakışı gerçeklerden ziyade, algıları, duyguları üzerindendir. Genelde yeşil ve mavi renkleri severler. Kendilerini küçümseme dışında pek kötü huyları yoktur. Balık kadını özünde çok iyi niyetli ve merhametlidir. Dünyayı balıklar yönetse tam bir hümanizm hakim olur. Asla savaşlar çıkmaz, insanlar…
  • Niye bahar ayları gelince, damarda durduğu gibi durmuyor kan?
    30/03/2010 - 0 Yorum