Bugünkü şansınız :

  • Yüzyılın buluşu: Aşkınız ölmesin
    25/03/2010 - 0 Yorum
    Ve nihayet... Cep telefonu ve internetten sonraki en büyük buluş gerçekleşti. Üstelik bu seferki ruhlarımızı doyuracak, gönlümüzü hoş edecek bir buluş. İnsan vücudunda mutsuzluk hormonu olarak adlandırılan ve melankoliye de yol açan hormonu baskılayan bir ilaç üretildi. Bilindiği gibi daha önce insan vücüdundaki genlerin ve hormonların cinsel yaşam ve aktiviteler üzerindeki etkisi bilimsel olarak ispatlanmıştı. Şimdi ise bu ilaç sayesinde aşkınızın sonsuza kadar sürmesi olası. Üretilen ilaç İngilterede ayrılmak üzere olan 132 çift üzerinde denendi. Deneklerden 86 çift ayrılmaktan…

Biraz ordan, biraz burdan, accık da şurdan




 Bir şeyler yazıyorsanız, okunmak hoşunuza gider, yorum almak, sözlerinizin karşıda bir etkisi olduğunu görmek, etkinize bir tepki almak, güzel şeylerdir bunlar. Nitekim bu konuda oldukça hoş anılarım vardır, sözümün dokunduğu yerlerden geri dönüşleri üzerine.

İşte geçenlerde bir arkadaş facebook’da paylaştığım bir yazıma şu yorumu yapmış “İpraam abi senin yazılarda bi başkalık var nedense. Böyle kekremsi bir tat, bir sehli mümteni (*) havası... yazmaya çalışıyorum yazamıyorum.:)”

Bu esprili yorum hoşuma gitti açıkçası çünkü ben 3 adamı üstad bildim hayatımda ve yazdıklarını örnek aldım. “Yunus Emre , Nasrettin Hoca ve Orhan Veli” Yunus’un sadelik ve güzelliği, Hocanın pratik zekası ve nüktedanlığı, Orhan Veli’nin akıcı, akılcı ve sade şiiri.

Hepsinin bende bir terkibi oluştu ise bu berbat eksik ve kusurlu karışımın adı da İbrahim ORTAÇ olmuş ve siz de beğenmişseniz ne mutlu bana.
Bunu bu yazı vesilesi ile vurgulamak istedim.

Şimdi de son bi kaç olaya gözatalım dilerseniz.

Biliyorsunuz politika yazmayı sevmem ama yazmadan da duramam. Sevmem çünkü hangi konuda fikir belirtsem diğer fikre angaje olduğumu sanırlar. Kimiler AK partici kimileri Gomonist diye sevmiyor. Orta yolu da ben bulamıyorum ama bir kez daha şeytanın avukatı olup, bir şeyler söyleyelim bakalım.

1- TOKİ başkanın sonunda özür dilemiş. Doğrusu da buydu. Her ne kadar Gsaray standında yaşanan olay tatsız ve çirkin görülse de şurası bir gerçek ki stadyumlar, arena gibidir ki zaten burasının adı Telekom ARENA’ydı.

Bizzat başbakan hasbel kader futbol oynadığı için Stadyumlarda seyircilerin neler diyebileceğini iyi bilir. Toki başkanının durduk yerde Gsaray’ın eski yönetimini yerden yere vurmaya kalkması cehaletin daniskasıdır.

Arenalar seçim meydanlarına benzemez. Kim ne söyler ve düşünürse düşünsün olay tirajik bir trafik kazasıdır. Tarafların artık olayı abartmaması gerekir.

2- Ergenekon davasının gönüllü avukatları kaldı mı hala bilmiyorum ama son balyoz planı belgelerinde öldürülmesi planlanan 16 tane aydının adı yer alıyormuş.

Uğur Mumcu’ların, Çetin EMEÇ’lerin katillerini arayıp, hesabını soran sivil insiyatif sahibi vatandaşlarımızın oturup kalkıp Ergenekon’un avukatlığı yapılır mı düşünmelerinin zamanı geldi de geçiyor sanırım. Türkiye’deki faili meçhul siyasi cinayetlerin faili olan birkaç örgüt kabak gibi sırıtıyor ortada, biz hala mı görmüyoruz.

Güneydoğu’da 13 gencin cesedinden sonra kimvurduya gitmiş 15 vatandaşın daha cesedine ulaşıldı. Ne için yapılmış olursa olsun evinizden çıkan evlatlarınızın kafalarına birer tane sıkılıp, bir çukura gömüldüklerini düşünmek hiç hoş değil.

Devlet görevini asıl şimdi yapıyor bence. Katilleri birbir açığa çıkarıyor. Suçlular hala tam olarak bulunamasa da güneydoğuda vatandaşın devlete güvenmesi konusunda ciddi adımlar atılıyor.

Terör örgütünü ve terörizmi tasvip etmemiz asla mümkün değil ama birileri de devletin adını kullanarak o bölgede çok zulümler işlemişler. Öyle gözüküyor. Yaraları kardeşlik ruhu ile sarmalı. Güneydoğulu kardeşler de artık provakasyonlara kolayca kanmamalı.



Bir de sahi, sizlerde ne var ne yok, neler yapıyorsunuz bakalım. Bir çok kişi blog yazmıyor bu aralar. Tweet, feed gidiyor. Başka nerelerde ne yapıyorsunuz. Kestane kebap, acele cevap.

Bu yazı pek komik ve neşeli olmadı ama, durum budur.
Paylaştım

T.İ.O

Hamiş:
(*) sehli mümteni: 1.edebiyatta, çok basit görünen; fakat benzeri kolay kolay yazılamayan beytlere, kıtalara verilen ad. 
dahası:
http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=sehl-i%20m%C3%BCmteni


Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • Bir kadını anla(T)mak
    17/09/2011 - 0 Yorum
    Zordur bir kadını anla(T)mak. Sözkonusu olan bir erkek olsa hadi neyse. Kolaydır işiniz. Saçının rengini, boyunu, posunu, kilosunu anlattıktan sonra. Sinirlidir, asabidir veya iyi huyludur, güler yüzlüdür, futbolu ya da kitap okumayı sever dersiniz. Olmadı, kaç fakülte bitirmiş, maaşı kaç para, ingilizce biliyor mu vs, sayar dökersiniz. Daha olsa olsa burcundan karakter analizi, sanata ilgisi var mı, romantik mi, melankolikmi yazarsınız işte hepsi o kadar. Topu topu bir yazı dizisinde ilk bölümün ilk makalesi, bilemedin "part II". Bitti... Oysa zordur bir kadını anla(T)mak.…
  • canınız çıkmasın e mi
    29/01/2010 - 4 Yorum
    hikmetinden sual olunmaz Rabbimin vardır bir bildiği. bi insana durduk yerde hapşurdu diye çok yaşa denir mi? karnı ağrıyana, başı ağrıyana çok yaşa demiyoruz, kanser olana demiyoruz ama hapşurana çok yaşa. demek ki hapşurma olayı diğer hastalıklara göre daha vahim bir durumun habercisi. hani kalp hapşururken bir anlık dururmuş derler onu da bilirim ama taaa! o günlerden belliymiş sanırım gribin bir gün hapşuruktan hepimizi götüreceği... sars derken, kuş gribi, domuz gribi derken bakmışsın "küüt diye" nükleer savaşa gerek kalmadan insanlık sizlere ömür. tabi gönül istiyor ki…
  • Twitteri sevemedim çakmasını yaptım. Siz de birşeyler yazın muhabbet olsun.
    04/03/2010 - 0 Yorum