Bugünkü şansınız :

  • Eti-ket23
    09/10/2009 - 0 Yorum
    Blog rekoru peşinde olduğum dedikodusu yayılmış feed'de. Sanal hiçbir rekor beni ilgilendirmiyor şahsen. Benim ilgilendiğim rekorlar da sanırım feed'dekileri ilgilendirmiyor :)

Dönenin blogu okunur mu?



Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı derler. Gerçi eskitilmiş kotların moda olduğu dönemleri de gördük. Ak saçlı yakışıklıların kızların gönlünde taht kurduğu dönemleri de. Neymiş olay, tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıymış. geldik dükkânı açtık işte nitekim.

Blog âleminden kopalı bir hayli zaman oldu yalan söylememek lazım. Günün modası ne, hangi bloglar, hangi konular çok okunuyor. Kimin eli kimin cebinde. Kızlar hala reglini, erkekler osbirini yazıyor da hit alıyor mu bilmiyorum. Zaten öyle bir şey yapmak gibi bir niyetim de yok.

Benim blog âleminde beğendiğim iki hatun blogger vardı ki herkes de beğenir. Pucca & Siminya ikilisi top tüfek koymayan kızlardır biliyorsunuz. Başarılarını hep birlikte alkışladık. Kolay değil yaptıkları, morallerini bozmadan istikrarlı bir şekilde yazmaya devam ettiler. Kitap bile çıkaran oldu içlerinde. Erkek blog yazarlarını pek bilmiyorum. Kendileri aslında birileri için mihenk taşı olsalar da ben inatla görmezden geliyorum. Adiliğimden işte, beğendiğim var içlerinde ama yazmıyorum buraya hitleri artmasın diye. Sanki onların çok da umurlarında bu durum ama olsun, yaşasın kötülük.

İstisnasız blog aleminde hiç esen rüzgarları iplemeden yazıp çizmeye devam eden her bloggeri takdir ediyorum. Ben bile bu âlemde 3 yılda 3 kez, kızdım küstüm darıldım. Eee zkerim blogunu da, tasını da tarağını da dedim ya da işi duygusala bağladım Romeo & juliet tripleri ile bloglarımı kapadım bir kaç kez. Demek ki aslolan istikrarlı bir şekilde yazmayı sürdürmek. Bunu yapanları yurtta ve dış temsilciliklerde öperek takdir etmek. Ediyorum...

Bi de ayarı kaçırıp 99 blog açtığımdan olsa gerek ben ipin ucunu iyice kaçırmıştım. Hangi taşın altını kaldırsan altından benim blogum çıktığından ben bile hangi blogu yazdığımı ya da sanal çakma kimliklerden hangisinin ben olduğumu sapıtmış haldeydim kapatıp giderken. Aslında kakara - kukara gözüksem de duygusal adamım. gözü yaşlı, gönlü kırık bıraktıklarım olmuştur, affetsinler.

Yine de  şöyle İbram abi bizi bırakıp da nerelere gidiyorsun diye arkamdan ağlayan afilli bir kalabalık felam olsa hemen de dönebilirdim ama baktım kimse iplemiyor gittim ben de. Zaten geldim diye ipliceniz mi o da muamma benim açımdan.

Şimdi şurasını bilhassa belirteyim ki; dönmek ayıp değildir. Nitekim Cem KARACA rahmetli de döndüm a.q dememiş miydi? Demek ki dönülebiliyo. Kaç kere gidersen git. Üstelik dönüşüm mevlana haftasına denk geldiğinden de anlamlı oldu. Gel kel olsan fodul olsan da gel çağrısına uyarak geldim işte. Aranızdayım.

Her neyse, kendimden bilirim arada bazı blog yazarları da duygusala bağlayıp aşk meşk işlerinden bloglarını kapıyorlar ama benimkisi tamamen duygusal ($)'dı bu kez. Yokluk da gördük, fakirlikte ama sağ olsun Mevla bu kez iş güç bolluğu ile imtihan etti. Yağdır mevlam su misali iş yağdı. Gece gündüz çalıştık. Eee bir yerde musluktan nasibimiz akarken kovayı bırakıp ben balık değil blog istiyorum demek olmazdı. Nitekim öyle de yaptık para işlerine daldık. Nasibimizi karınca kararınca aldık.

İşler biraz sakinleşti şimdi. ben de sanaldaki dükkânı açim bi bakalım blog âleminde ne var ne yok dedim. Haberleri sizden alırım diye bekledim olmadı, dedikoduları fısıldamadınız kulağıma. Şşşt abi ne haber, hoş geldin nerelerdeydin diyen bi kaç kişi dışında pek kimse de olmayınca kendimi ezik, büzük hissettim. Öyle etrafımda pervane olan kişi ve dişi de kalmadığı için biraz face'den kanka yaptım. Okuyan olursa kendi kendime görüp sevineyim diye.

Eee yeter bu kadar ajitasyon. Eziğiz dedikse o kadar da değil. Elimizden geldiğince sosyal işlere de giriştik, elimizi taşın altına, başın üstüne de koyduk, boş durmadık canım. Şimdi de kuyruğu kıstırdık geldik kürkçü dükkânına, yazıyoruz işte, .

Eski dönemde gözünüzden kaçan bi kaç blogumu da ekledim profilime. Okursunuz belki diye. Anaa bu da mı İbram'mış der belki bazıları, bazılarınız da ben biliyodum zaten diyebilir.

Canınız sağ olsun. Yeter ki kırmayın, kırılmayın, darılmayın, sarılın, sevin sevilin mutlu olun...


Saygılarımla


T.İ.O






Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • Bu yazı hit alır mı sence?
    26/11/2009 - 0 Yorum
    Bayramlık ağzımı açmamam lazım ama madem bayram geldi açayım. Nedir bizim toplumdaki gereksiz eleştiri hastalığı anlamıyorum. Üstelik eleştirisini yaptıklarımız bizatihi ya yaptıklarımız ya da baktıklarımız oluyor nedense. -Tüüü terbiyesizler diye laf soktuğumuz insanların yaptıklarını yapabilmek için yana yakıla can atanlarımız var. Bir kadın sokaktan az rahat bir giyimle geçiyor, mahallenin bütün kelli fellileri hatunun arkasından boynu yamulana kadar baktıktan sonra söylenir. "Edepsiz bu yahu, böylede giyinilir mi, ayıp diye bir şey var." Madem öyle bakma sen de…
  • Yüzyılın buluşu: Aşkınız ölmesin
    25/03/2010 - 0 Yorum
    Ve nihayet... Cep telefonu ve internetten sonraki en büyük buluş gerçekleşti. Üstelik bu seferki ruhlarımızı doyuracak, gönlümüzü hoş edecek bir buluş. İnsan vücudunda mutsuzluk hormonu olarak adlandırılan ve melankoliye de yol açan hormonu baskılayan bir ilaç üretildi. Bilindiği gibi daha önce insan vücüdundaki genlerin ve hormonların cinsel yaşam ve aktiviteler üzerindeki etkisi bilimsel olarak ispatlanmıştı. Şimdi ise bu ilaç sayesinde aşkınızın sonsuza kadar sürmesi olası. Üretilen ilaç İngilterede ayrılmak üzere olan 132 çift üzerinde denendi. Deneklerden 86 çift ayrılmaktan…
  • Oruç bozmadan yiyip içme kılavuzu -2
    16/09/2009 - 0 Yorum
    Elde kaşık, sevgilinizle kucak kucağa oturmuş pc başındabenim bu yazımı beklediyseniz daha çok beklersiniz. Öyle işkembeden fetva veremem. O işlere beyaz hocam bakıyor. Kıt aklımla benden himmet beklemeyin. Orucunuza bilir bilmez adamların lafları ile yazık etmeyin. Öncelikle bilin ki; Oruç bozmadan Ramazan'da yiyip içmenin bilinen iki yolu vardır. Birincisi o orucu hiç tutmamaktır. İkincisi de bir sebeple sefere çıkıp, orucu kazaya bırakmaktır. Aslında hülle yüzünden adı kötüye çıkan "Hile-i Şeriye" denilen bir yöntem vardır. Bu da mecbur kalınan zor bir durumda, iki sakıncalı…