an gelir, bir blogger ölür


çocukluk arkadaşlarınız nerde

ilk orta, lise yüksekokul arkadaşlarımız
yurt arkadaşlarınız
arkadaşını bul işi pişir servislerinden hizmet alanlardan değilseniz özlemleriniz hep belden yukarıda kalbinizde bir yerlerdedir. insancadır. duygusaldır. romantik ve nostaljiktir.
net dünyasına daldıktan sonra irc icq msn arkadaşlarınızın yerini şimdilerde blogger arkadaşlarınız almaya başladı değil mi?
yazıyor çiziyor birlikte anılar paylaşıyorsunuz. herşeyi sanaldır diyerek kestirip atmak o kadar kolay değil. bir çok insanla en yakınlarınızla paylaşmadığınız bir çok şeyi blogger arkadaşlarınızla paylaşıyorsunuz. iç dünyanızı özlemlerinizi arzularınızı ruhunuzun arlanmaz ve uslanmaz yönlerini bile fütursuzca açabiliyorsunuz.
bazılarımız bu arkadaşlıkları burda sınırlı tutarken bazılarımız gerek ikili ilişkiler, arkadaşlıklar veya kolonileşerek fan kulupler halinde bir araya geliyoruz. dostlar ediniyoruz.

insan sevdiklerinin başına gelen olaylardan nasıl üzülüyorsa bu alemde de tanıdığı insanların başına birşey gelmesinden korkuyor, üzülüyor. oysa hayat devam etmekte ve tanıdığımız insanlar çoğaldıkça kaza ve ölümün tanıdıklarımıza değme riski de artıyor.
Bu ne kadar üzücü, dramatik bir durum. arada mesafeler var. hiç tanımadığınız ama kısa zamanda yorumlarıyla veya yazdıklarıyla sevdiğiniz olmuş bir insanın ölüm haberine duyarsız kalmak.

ne yapabilirsiniz. reelde görüşmüşseniz kalkıp gidersiniz, bir başsağlığı mesajı gönderirsiniz ortak tanıdıklarınıza. oysa ölen bizzat blogger dostunuzsa kime mesaj çekeceksiniz.
bloguna taziye mesajı yazıp. kendi blogunuza siyah kurdela mı takacaksınız. mesajlarınızı kim onaylayacak.
yüreğiniz acıyacak...
acıklı bir kaç satır veya şiir yazacaksınız. belki gözünüzden belli belirsiz bir kaç damla yaş gelecek...

havalar ısındı...
trafik hareketleniyor. zaten bu ülkede sebepsiz yere ölmek için sebep çok, kimvurduysa gitmeniz her an olasılık dahilinde. bakarsınız gittiğiniz bir düğünü TÖRE-ristler basar...

~an gelir:
~ bir blogger ölür.
(ölen siz de olsanız taziyeleri de siz kabul edeceksiniz mecburen)
~şimdiden başınız sağolsun.
Bu yazıyı paylaş: :

3 Yorum var:

  1. en çok bu kafama takılır varya. şimdi ben ölsem, bu yazdığım yazılar öteki tarafta delil olacak mı hocam? bide bu var.
    bir yakınıma şifreyi falan versemde bloğu silse bütün hesaplarımı kapatsa olur belki, ama ya yapmazda yerime geçerse?? nınınınımmm..
    ya kimse öldüğüme inanmaz "aman yazmaktan sıkılan, öldüm ben diyip kayboluyor" derse? hem öldüğümü nasıl haber vereceğim?
    yani bir sürü soru işaretim var bu konuda

    YanıtlaSil
  2. düşünmek eylemden sayılmıyor o yüzden düşünce suçuna ceza yok (teoride) yazmak eylem sayıldığından haliyle delil yerine de geçer. biri hesapları kapatsa kısmı bu dünyada olacağından dolayı öteki tarafta hesabı bizim yerimize kapatacak bir gönüllü bulmadıkça o da zor. tabi digital kıyamete yakın bütün şifrelerin default anonim olacağına dair bir söylenti de var. kimin eli kimin blogunda, kim kimin mailine bakarsa:p

    YanıtlaSil
  3. Ne dedin ipraam yahu fena yazmışsın :(
    Dostlar sağolsun o zaman..

    YanıtlaSil

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Çok okunan yazılar