Birkaç Blog Hikayesi

Buralar eskiden hep dutluktu. Sonra taze çiçeğe konan kelebekler gibi, gelenler bir üşüştüler ki; sorma gitsin.
Tabi her güzel şeyin sonu geldiği gibi, gidenler gitti, kalan sağlarla artık burada başbaşayız. Neler yazmışız, çizmişiz haydi birlikte okuyalım. Bakalım neler varmış...

tio yazar
kıçının ayarı kaçık bir baltalı ilah çıktı gece şansıma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kıçının ayarı kaçık bir baltalı ilah çıktı gece şansıma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Az kalsın boka basıyorduk

6 yorum:

Gecenin hayrından gündüzün şerri iyidir derler. Bunu bir kere daha görüp anladım ve doğruladım. İbram abiniz neredeyse dün gece imamın kayığına binip bok yoluna gidiyordu tahtalı köye.

Efendim bok yolu dedikse hakikatten öyle. Gece biraz geç vakte kadar çalıştım. Çarşıda kimse kalmamış ya da ben farketmemişim. Kapımı kilitledim, kepenkleri kapatıp, kat kaloriferine bakmadan önce defi hacet ihtiyacımı gidereyim istedim.

Bizim çarşının tuvaletleri de pek ilginç, umumi kısmı kapatırlar ama gece nöbetçi wc bırakırlar bir tanesini. Neyse efendim ne boktan bir konu anlatıyorum. Geldim tuvaletin kapısına, içeride bir su sesi ancak ışık kapalı. Hayrolsun dedim tıklattıp, içerden daha bir tak, tak sesi geldi. Anladım ki dolu.

Bekledim de bekledim. Basiretim bağlandı resmen. Ben bi hayli bekledikten sonra kapı açıldı. İçeriden tipi kayık (Allah'tan benden iri cüsseli olmayan) elinde cigara ve sarhoş adımları ile yürüyen bir tip çıktı. Şöyle bir pis pis yüzüme baktı. İlk defa kapıyı ikinci kez tıklatmadığım için şükrettim.

Neden mi? Adamın öbür elinde kolum kadar bir balta. Hem sallandı, hem beni süzdü. İçinden de mırıldanıyor. Ben baltayı görünce sarhoşun mektubu gece yarısı okunmaz diyerek kendimi wc ye attım. Kapıyı çekerken adam sendelediği için kızdı ve baltayı bi kaç kez demir kepenklere vurdu hiddetle. Aslında çelimsiz sayılmam başedebilirim de hiç baltaya karşı kung-fuculuk oynamadım ki nerden bileyim.

Adam küfrederek merdivenleri çıkıyor ben ise el yordamı ile sigara dumanına boğulmuş wc'de ışık arıyorum. Açtım ışığı, açmaz olaydım mı desem. Manzara bakılır gibi değil. Amcam deliği bir türlü tutturamamış o karanlıkta. Kafası zaten kıyak.

Eee dedim kendime. Oğlum İbram nefsini terbiye etme zamanın geldi. Madem baltalı boksör merdivenleri terketmeden ortamdan ayrılamıyorsun. Bari aç musluğu, dök suyu "nasıl bulmak istiyosan öyle bırak" -çünkü nasıl bulduğumun pek bi önemi yoktu.

İçeriyi miss gibi değil ama tahammül edilebilir boyuta getirirken kapı yine tıkladı. Açmadım. az oyalandım. Baktım benden sonraki gece kuşu da tanıdık bir arkadaş. O da baltalı biri çıktı burdan gördün mü dedi. Gördüm gördüm, üstüne de bokunu temizledim dedim. Durumu izah ettim. (içerisi her ne kadar tahammül edilebilir olsa da hakkımda kötü düşünmesini istemem:) hani kıçının ayarı yokmuş İbram abinin diye)

Ne yazık ki hayat böyle işte. Kimilerimiz sıçar, kimilerimiz içer, bazen de başkalarının bokunu temizlemek bize düşer.


Gecenin hayrından gündüzün şerri iyidir derler. Bunu bir kere daha görüp anladım ve doğruladım. İbram abiniz neredeyse dün gece imamın kayığına binip bok yoluna gidiyordu tahtalı köye.

Efendim bok yolu dedikse hakikatten öyle. Gece biraz geç vakte kadar çalıştım. Çarşıda kimse kalmamış ya da ben farketmemişim. Kapımı kilitledim, kepenkleri kapatıp, kat kaloriferine bakmadan önce defi hacet ihtiyacımı gidereyim istedim.

Bizim çarşının tuvaletleri de pek ilginç, umumi kısmı kapatırlar ama gece nöbetçi wc bırakırlar bir tanesini. Neyse efendim ne boktan bir konu anlatıyorum. Geldim tuvaletin kapısına, içeride bir su sesi ancak ışık kapalı. Hayrolsun dedim tıklattıp, içerden daha bir tak, tak sesi geldi. Anladım ki dolu.

Bekledim de bekledim. Basiretim bağlandı resmen. Ben bi hayli bekledikten sonra kapı açıldı. İçeriden tipi kayık (Allah'tan benden iri cüsseli olmayan) elinde cigara ve sarhoş adımları ile yürüyen bir tip çıktı. Şöyle bir pis pis yüzüme baktı. İlk defa kapıyı ikinci kez tıklatmadığım için şükrettim.

Neden mi? Adamın öbür elinde kolum kadar bir balta. Hem sallandı, hem beni süzdü. İçinden de mırıldanıyor. Ben baltayı görünce sarhoşun mektubu gece yarısı okunmaz diyerek kendimi wc ye attım. Kapıyı çekerken adam sendelediği için kızdı ve baltayı bi kaç kez demir kepenklere vurdu hiddetle. Aslında çelimsiz sayılmam başedebilirim de hiç baltaya karşı kung-fuculuk oynamadım ki nerden bileyim.

Adam küfrederek merdivenleri çıkıyor ben ise el yordamı ile sigara dumanına boğulmuş wc'de ışık arıyorum. Açtım ışığı, açmaz olaydım mı desem. Manzara bakılır gibi değil. Amcam deliği bir türlü tutturamamış o karanlıkta. Kafası zaten kıyak.

Eee dedim kendime. Oğlum İbram nefsini terbiye etme zamanın geldi. Madem baltalı boksör merdivenleri terketmeden ortamdan ayrılamıyorsun. Bari aç musluğu, dök suyu "nasıl bulmak istiyosan öyle bırak" -çünkü nasıl bulduğumun pek bi önemi yoktu.

İçeriyi miss gibi değil ama tahammül edilebilir boyuta getirirken kapı yine tıkladı. Açmadım. az oyalandım. Baktım benden sonraki gece kuşu da tanıdık bir arkadaş. O da baltalı biri çıktı burdan gördün mü dedi. Gördüm gördüm, üstüne de bokunu temizledim dedim. Durumu izah ettim. (içerisi her ne kadar tahammül edilebilir olsa da hakkımda kötü düşünmesini istemem:) hani kıçının ayarı yokmuş İbram abinin diye)

Ne yazık ki hayat böyle işte. Kimilerimiz sıçar, kimilerimiz içer, bazen de başkalarının bokunu temizlemek bize düşer.

Çok okunan yazılar