Eben ölsün cımtıstak, neredesin destancı?




Çıktığı günden beri Org'la çalınan müziklerden pek hoşlanmam. Aslında hoşlanmadığım Org'un her çalgının sesini verebilmesi değil de, adına Ritim dedikleri her şarkının arka fonuna "olmazsa olmaz" kabilinden konulan "cım tıs tak" sesleri.

Üç şarkıyı, türküyü üst üste aynı "cımtıstak"larla dinleyince zaten olayın sadece "cımtıstak"tan ibaret olduğunu düşünüyorsunuz oysa yanılıyorsunuz. Aynı şarkı, türküyü gitar, piyano veya saz ile dinleyince özgünlüğü yakalayabiliyorsunuz. Biz çok sesliliği de "gürültü" olarak anladık sanırsam ve her zamanki gibi yine yanıldık.

Tüketerek var olmaya çalışan toplumumuzda yeni bir trend de elde malzeme kalmayınca eski şarkıları türküleri Pop müzik çalgıları ve ritimleri ile söylemek. Bazı sanatçılar bunu "Nostalji" adı altında gayet iyi bir şekilde icra edebiliyor "Candan ERÇETİN" gibi . Ancak özellikle yeni yetmelerin her eski şarkı türküyü bulup, eşeği boyayıp babasına satan uyanık Kayserili tüccar gibi "cımtıstak"layıp bize kakalaması pek de hoş olmuyor.

Hadi buna bile katlanacağız ama bir de insan "cımtıstak"ladığı müziğin sözlerine bir bakar yahu. Eski bir türkü vardı "iyi günün dostu zor günde hani?" diye. Bu türkü'de halay çeker oynardı folklor ekibi "İzzet ALTINMEŞE" türküyü ağlamaklı gözlerle söylerken. Biz de arkadaşlara güler misin, ağlar mısın der gülerdik.

Ablamız Türkü'yü "cımtıslak"lamış. "Ordu'nun dereleri aksa yukarı aksa / Vermem seni ellere Ordu üstüme kalksa" diyor demesine de; Klipte binmiş yarı çıplak bir limuzine, diskoda diğer kızlar, herkes göbek atıyor. Hani "vermem seni ellere" derken, diskodaki herkese potansiyel "veresim var" tarzı bir yaklaşım sergileniyor.

Haydi, bakalım eller havaya "cımtıstak cımtıstak" Hey onbeşli, onbeşli / Onbeşliler gidiyor kızların gözü yaşlı" (kıvır, yandan, oh, oh.)
-Ulan gözünüz kör olmasın
o türkü Çanakkale savaşlarında artık 15 yaşındaki delikanlıların da askere alınması üzerine yazılmış. Bu türküde göbek mi atılır?
-Olsun artık pop yaptık ya. Oh oh!

Eben ölsün "cımtıstak" , nenen ölsün "oh yandan" nedir yavrum bu rezalet. Her hoş melodi kıvrak ve oynak bir havaya çevrilmek zorunda mı? Dans edip, göbek attığınız türkülere bir dikkat edin yahu. Bunun Çanakkale'de Anzak koyunda ayinle başlayıp, faşingle günü bitiren Anzaklar'ın yaptıklarından ne farkı var? Her şeyi popüler kültüre kurban etmek zorunda mıyız?

Destancılar. Bugünün 3. sayfa haberlerini seçip dünün Türkiye'sinde "gazete pek ulaşmayan köy kahvelerinde" A3 ebadında gazete kağıdına bastırdıkları bir takım haberleri, dörtlükler halinde şiirlerle de süsleyip "1TL" gibi bir bedelle satan yurdum insanlarıydı.

"Fatma kızı, babası başlık parası için yaşlı bir adama satacak olmuş, kız da kaderine isyan edip sevdiği gençle kaçmış. Sonra bunları bulup, bir yerde vurarak öldürmüşler" örneğinden yola çıkıp; Ana sayfada kocaman bir "genç damat ve gelin resmi" ve iri puntolarla yazılmış dörtlükler halinde bu talihsiz çiftin hayat hikâyesini sunarlardı bizlere, destanımsı bir tatla...

Destancı, hazırladığı bir yapraklı gazetemsi dokümanın şiirlerini hem kahve kahve dolaşıp okur, hem de satmaya uğraşırdı. Ama en azından bir emek sarf eder, dramatik bir dil kullanır, olayı şiire döker, destana döker ve insanlara köy köy gezerek aktarır, para kazanmaya çalışırdı.

Günümüzde ise prof.lar bile "intihalle" prof oluyor. Başkalarının eserlerini çalıyor, "ben yazdım ben araştırdım" diyerek üzerine konuyor. Sanat eserlerinin ve sanatçıların durumu ise çok daha vahim. Şarkı örneğinde gördüğünüz gibi "birisinin gözü yaşlı, yüreği buruk" yazarak paylaştığı satırları, diğerleri göbek atarak "cımtıstak" ortamlarda üstüne yarı çıplak klipler çekerek icra-i sanat eyliyor.

Ne diyeyim. Eben ölsün "cımtıstak".

Bu yazıyı paylaş: :

4 Yorum var:

  1. İyi diyorsunuz doğru diyorsunuz da yeni nesil Türk gençliği artık İsmail Y.K lara sanatçı diyor onlarla gecelere akıyor hayattan lezzet alıyor...Böyle durumda sanata sanatçıya emeğe ne kadar değer verilir ki....Neyse ki doğru ve yanlışı en azından kıyaslama yoluna giden birileri var bu devirde de..onlarında yolu açık ola..Kalın sağlıcakla

    YanıtlaSil
  2. Eline diline sağlık İbraammm başka ne diyeyim çok önemli bir konuya değinmişsin.
    15 yaşında savaşa giden çocuklar adına yakılmış türküyle göbek atmak kadar olmasa da benim yazacağım da insanı çileden çıkaran cinsten.''Dışarda deli dalgalar gelir duvarları yalar,bu sesler seni oyalar,aldırma gönül aldırma'' Bu şarkıyı bilirsiniz Edip Akbayram ne güzel söyler o farklı ses rengiyle.Sanahattin Ali'nin Sinop ceza evinde yattığı dönemlerde yazdığı şiirdir o.Ceza evini görünce tüylerim diken diken olmuştu.Denize doğru uzanan kayalıklar üzerine kurulmuş.Fırtınalı bir gecede denize,özgürlüğe haster bir şairin dizelerini cıstak cıstak söyleyen Ferhat Göçer sana diyom beri bak;Eben ölsün yetmez ölmüştür belki ayrıca onun suçu ne.Sesin batsın Ferhat,zaten cırtlak bi sesin var iyice batsın bir ''laaaa''veremez olasın emi.

    YanıtlaSil
  3. bende cok eskiden köy düğünlerinde söylenen bir türkü yü hatırladım...
    Alim gitme pazara uğratırlar nazar a

    YanıtlaSil
  4. pabuç: bu da geçer ya hu:))

    bucera: haklısın. o şarkıda da benzer bir durum var. che ne için öldü millet tişörtünü ne diye giyiyor. durumlar böyle malesef... umreye bile sosyeteye hava basmak için gidiliyorsa var sen düşün gerisini..

    bilge: evet güzel türküdür o da..

    YanıtlaSil

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Çok okunan yazılar