Bugünkü şansınız :

Nitelikli çoğunluk aranıyor


Eskiden buralar hep dutluktu. Biz kırk kişiydik birbirimizi bilirdik. Sonra ne oldu birden blog dünyası popüler oldu ardından herkes herkesi eklemeye başladı. Derken bir baktık bir kaç yüz kişi bizi ekliyor. Bazılarımızın izleyici sayısı binleri buldu. Ama bir atasözü daha gerçekleşti ardından "nerde çokluk orda yokluk." Sayılar birileri için çok anlam ifade etse de işin niteliğini düşündüğünüzde durum hiç de öyle göründüğü gibi değil.

Aynı şey bu kez çok daha korkunç biçimde Facebook ardından da Twitter'de başına geldi insanların. Sahi ne yapacaksınız, yüzlerce sizi takip edecek kişiyi. Ya da sizi takip eden yüzlerce kişi, ne yapacak sizin ağzınızdan çıkan kelimeleri.

Hurra! "Altına hücum" kültürü sona erecek birgün. Taze ot'a konan sinekler gibi her çıkan yeni uygulamanın "okunu yayından" çıkarmaktan vazgeçecek ve nitelikli yazılar, nitelikli yazarlar okumaya başlayacağız. En azından arkadaş çevremizden, ya da yazılarına anlam yükleyebildiğimiz, gerçekten kalemi güçlü insanlardan oluşan bir takip listemiz olacak. Herkes kendi ilgi alanına göre bir kaç on tane blog izleyecek. Hızla eklediğimiz sayfaları hızla gözden çıkaracağız. Çünkü herkesi izleyelim derken, şimdi kimse hiç kimseyi izleyemez, okuyamaz hale geldi. Her ağzımızdan çıkanı Tweet'lemekten de blog yazamaz olduk. Samanlıkta iğne arıyoruz, düşüncelerimizi çöpe atıyoruz yani.

Tabi ki herkesin yazdıkları kendince değerli, tabi ki bizim önemsediğimiz birini diğeri önemsemeyebilir. İlgi alanlarımız, yazılardan aldığımız tadlar değişebilir. Zaten olması gereken de bu. İnternet gerçekten bir okyanus. Yeni medya düzeninin "hit adamları" her yerdeler. Çünkü her yerde olmak zorundalar. Bir kaç gün, birşeyler yazmasalar kaybolup gidecek belki de sahte yıldız ışıkları. Kimileri bu işe kendini kaptırmış, kimileri ise sanal şöhretin gelip geçici olduğunun farkında, doğru bildiği yolda devam ediyor...

Her ne olursa olsun, yine küçük çemberimizin içine dönüp, biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz diyerek, daha samimi daha içten sohbet ve paylaşımlara döneceğiz. Tribünlere oynamayı bırakıp, kendi bahçemizde neşeli, sıcak sohbetlere dönmenin zamanı geldi de geçiyor bile.
Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?