Bugünkü şansınız :

  • bir militan bildiri dağıtıyor şehrimin sokaklarında
    27/01/2010 - 5 Yorum
    bir militan bildiri dağıtıyor şehrimin sokaklarında yüreğimin zillerine basıp basıp kaçıyor al beyaz, kan kırmızı akıtıyor zehrini yüreğime saplanmış kurşunları peşpeşe ok, pan(zehir) ve kan... ölüyorum bir militan bildiri dağıtıyor şehrimin sokaklarında her kelimesini bir mektup gibi açıp okuyorum iyi olacaksın diyor yaralarımı öperken dudakları üşüyorum, yorganım oluyor sarılıp aniden şuramı, buramı, oramı okşuyor elleri alev bir militan bildiri dağıtıyor caddelerimde bir militan bildiri dağıtıyor şehrimin sokaklarında bir militan bildiri dağıtıyor kuytularında ömrümün zaman…

benJamin tersine buTTon teyzem



Yaf teyzem anladık bir zamanlar kiraz güzeliydin. portakal, şeftali güzeliydin ama o bir zamanlardı işte. Hatta küçükken çirkin ördek yavrusuydun, sonraları fıstık gibi bir kuğu olmuştun. Ama şimdi geçti... Senin bir zamanlar sokağa çıktığında insanı hem bu dünyada hem öteki dünyada yakacak günahları çağrıştırdığın devirler bitti... Hala insanları günaha sokarsın ama, tövbe diye diye...

Mevsim yaz... Seni de anlamak mümkün. Sıcaklar bastı... Çiçekler açtı, fistanlar çiçekli pazen, tery cotton, penye her neyse ne... Güzele ne yakışmaz değil mi? Haklısın bak o konuda ama sana bu abartı yakışmıyor be teyzem. Hürmette kusur etmek istemem. Hani baktıkça insanın içinin açılası bir manzara değil senin gösterdiğin. Hem yaş müsait değil, hem de kilo almış başını gitmiş kamusal hizmet karasuları dışına...

Tamam. Mininin sana yakıştığı zamanlar da olmuştur ama şimdi selülitlerden dekoltene bakılmıyor teyzecim. Tamam sevgililerin bir zamanlar seni minik kuşum diye de seviyormuştur kabul ama daha detaya girmeyeyim işte okuyanlar anladı ne olduğunu manzaranın. Tamam vaktiyle 906090 mışsındır. Ajda halt yesin yanımda diyormuşsundur. Hala ajda'da baldır bacak yerinde diye kendinde de öyle sanıyorsundur ama kaldırımda 2 kişilik yer kaplıyorsun, kokun, terin, selülitlerin, bu dekolte seni açmıyor artık be teyzem.

Hani belki ömrünün büyük bir bölümünü türban mücadelesi ve sokak kedi ile köpeklerini koruma kollama ve mümkün olduğu kadar yaşatma görevine adamışsındır. Aferim. Bravo da diyeyim hatırın için hatta. Çağdaşsındır, eurupaisindir amenna ama bizim beklediğimiz manzara da bu manzara değil ki abla. Biz sahalarda 50+ları bu halde görmek istemiyoruz afedersin. Artık hidayete erip birazcık orayı burayı örtme zamanın gelmiş de geçiyor be teyzem.

Bu denize gitme, bikiniyle sahile inme işini de bırak istersen artık. Tamam güneş senin de hakkın. Ama yaşıtlarınla takılsan olmaz mı. Biliyorum eskiden mahallede kırıta kırıta bir yürüdün mü, erkekler arkadan bakarken boyun fıtığı olurdu ama o fıtık olan gençler artık prostat hastası beyamcalar oldular be teyzem. Hani illa rating yapacaksan mahalledeki ihtiyarlar kahvesinin önünden geç böyle yarı cıbıldak.

Biliyorum emeklisin. Kılık kıyafet alacak paran yok desem. Hani aramızda para toplasak azıcık örtsek üstünü başını ona da alınırsın, incinirsin sen şimdi. Biri kibarca söylemeli be teyzecim ajda sahnelerden inmiyor diye sen de kaldırımda defile yapmaktan zavgeçmemeye mahkum değilsin.

Kendinle ve kilolarınla barışık olmanı da anlarız ama olmuyor böyle.
İştahımızı kaçırıp, manzaramızı bozuyorsun...
....................................
Not: Maksat teyzeleri incitmek değildir. Ancak insan artık sokaklardan da jübile yapma zamanının geldiğini bilmeli...
Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • Ortada sandık sendromu hakkında
    27/08/2011 - 0 Yorum
    Hiç kendinizi Çağla ŞİKEL'in yediği tostun arasındaki içi geçmiş kaşar gibi hissettiğiniz oldu mu? Ya da yükü ağır gelmiş terazi gibi kendinizi kötü hissettiğiniz oldu mu? İşte o durumlardayım bu aralar.  Hayatta en zor şeylerden biri insanlar arasında kalmak, iyi niyetinizi bir türlü izah edememek, herkesin gönlünü yapmak isterken ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranabilmektir. Ben buna kısaca "ortada sandık sendromu" diyorum. Ortada sandık sendromu yaşamanıza sebep olan olaylar genelde şöyle gelişir. Çok sevdiğiniz iki dostunuz, akrabanız vardır ve birbirleri ile geçinemezler,…
  • cep telefonundan sevgili yapmak(!)
    12/02/2011 - 0 Yorum
    yuh! o kadarı da olmaz yani mi dediniz. yok demediniz. (olabilirliğine dair tecrübeniz var o zaman) günaydın, sen yeni mi uyandın diyenler de olabilir. mümkündür. ben zaten göbeğine gün doğmadan kalkamayanlardanım. badem ezmesinden bebek yapıp afiyetle yiyen insanoğlu, prezervatif kazası diyerek öz bebeklerini (bez değil) cami kapısı yerine çöp tenekesine atabiliyor artık. gerisin geriye çağ atladık yani.siz nasıl hissederdiniz bilemem ama çöp tenekesine bırakılmış ve köpekler yemeden önce polis amcanın kurtardığı bir çocuk olarak hayata başlamak nasıl bir şeydir. içinizde anne…
  • çevrimdışı ihanetler belgeseli
    12/06/2010 - 0 Yorum
    sanal alemin ilişkileri bir garip. günlerce konuşup, kaynaştığınız insanları bir müddet sonra tanımakta zorlanıyorsunuz.sanal arkadaşı online olup, eve işe kapanmaktan doğan boş vakitleri birlikte geçirdiği sürece canım cicim, sevgilisi iki dakka alemden uzak dursa ihaneti o biçim olan insanlar var.tanıdığım bir çok kişi zaten gerçek dünyada bir eş, dost, sevgili, sahibiyken, olmuşken bir de internetten sevgili yapayım derdine düşmüşler ama o bile hızlarını kesmiyor. Sanal alemde daha çok online olan malı götürüyor. kızı kapacaklar diye uyumayalım mı lan?aslı varsa sanal aşkları…