Merhaba. Saygıdeğer okuyucularım.
Herkes gibi ben de 23 Nisan'da blogumu birilerine bırakmaya karar verdim. Ama pek öyle çoluk çocuğa bırakasım yok. Yeni yetmeler cin gibi maşallah. Verip de geri alamamak var güzelim blogu. O yüzden blogumu bir postluk, ismini cismini vermek istemeyip, bana güzel bir yorum gönderen okuyucuma ve onun bir önerisine bırakıyorum.
Kendisi bir İbrahim'imi önermiş. Her ne kadar benim bloglarımdan alıntılar yapsa da herkes kendi İbrahim'ini anlatsın demiş. Eee doğru da demiş. Sizin de hayatınızda bir İbram yok mu. Kâh komik, kâh kro, kâh romantik, kah eş, dost, sevgili. Kâh abi, abla, teyze hala. Siz de yazın bakalım kendi İbrahim'inizi..
İster MİM sayıp sitenizde yazın, ister bu yazıya yorum olarak bırakın. Biz de okuyup, öğrenelim. Sizin İbrahim'iniz nasıl biri, aşağıdakilerden hangisi???
İBRAHİM’İMİ TAKDİM EDİYORUM:
İbrahim: Hayallerinizin erkeği. Yalan mı? Hayalinizde bir adam oldu o yazdıkça. Benim de hayallerimdeki erkekti. Hayalimdeki yüze profil fotoğrafını yapıştırdım. Boyunu posunu kendim kafama göre yazdım.
Teyzemdi dizine yattım, halamdı derdimi paylaştım, ablamdı kavga ettim, dayı kızımdı sataştım, babaannemdi hikayesini dinledim… E o dedi; bazen halanız bazen teyzenizim … diye. Ben de onun dediğini yaptım işte.
Teyzemdi dizine yattım, halamdı derdimi paylaştım, ablamdı kavga ettim, dayı kızımdı sataştım, babaannemdi hikayesini dinledim… E o dedi; bazen halanız bazen teyzenizim … diye. Ben de onun dediğini yaptım işte.
Herşeyden biraz var İbrahim’de. Hoş her şeyden her insanda var ama ondaki tat bir başka.Bazen bir parmak BAL çalıyor, bir de bakmışsınız biber oluyor dilinize, bazen de basıyor bam telinize.
Bazen mutfağınızda yemek yaparken aklınıza düşüyor sarımsak soyarken, İbrahim bir gün demişti kurcalama kokusu çıkar diye doğruymuş diyorsunuz. Azıcık gönlünüz akacak oluyor; tersoluğu geliyor aklınıza, çünkü bana bakma, benim yarim var diyor bas bas.
Şehirlerarası bir otobüse biniyorsunuz, ayaklarınız şişiyor çıkarsam ya şu ayakkabıları offf derken aklınıza yurdum insanı oldum diye otobüs yolculuğunu anlatan İbraaam geliyor. Hay Allah sadece halam teyzem değil yol arkadaşımmış bu adam diyebiliyorsunuz.
Şehirlerarası bir otobüse biniyorsunuz, ayaklarınız şişiyor çıkarsam ya şu ayakkabıları offf derken aklınıza yurdum insanı oldum diye otobüs yolculuğunu anlatan İbraaam geliyor. Hay Allah sadece halam teyzem değil yol arkadaşımmış bu adam diyebiliyorsunuz.
Nerde ne zaman karşınıza çıkacağı belli olmuyor İbram'ın işte. Öyle ki sevgilinizi öperken gözlerinizi açınca bile aklınıza İbraaam gelebiliyor doğru demiş adam, gözü kapalı öpülmüyormuş diyebiliyorsunuz.
Bir arkadaşınız apartmandan çıkıp, hızla önünüzden yürürken arkadaki sizi “kediye basma” diye uyarınca, noluyo nan İbrahim’in ruhu mu bu acaba burada durmuş, köşede. diyebiliyorsunuz.
Bir arkadaşınız apartmandan çıkıp, hızla önünüzden yürürken arkadaki sizi “kediye basma” diye uyarınca, noluyo nan İbrahim’in ruhu mu bu acaba burada durmuş, köşede. diyebiliyorsunuz.
Şahsen ben düşündüm çok defa hem de. Aslında ben düşünmedim de İbrahim'in söyledikleri bilerek-bilmeyerek kulağıma küpe olmuş. Farkettim ki hepimizin hayatında bir İbrahim var. Kâh komik, kâh kro, kâh romantik, kah eş, dost, sevgili. Kâh abi, abla, teyze hala. Öyleyse siz de yazın bakalım kendi İbrahim'inizi. Okuyalım.
Ben kim miyim, İbrahim’in okuyucularından biri. Yeterince sertleşemediği için, seviyorum en çok onu…
--------------------------------------------------------------------
* Hamiş: bold yazılar İbrahim'in yazılarından seçkiler olup, elimiz deyince linklenecektir.
--------------------------------------------------------------------
* Hamiş: bold yazılar İbrahim'in yazılarından seçkiler olup, elimiz deyince linklenecektir.
0 yorum:
Yorum Gönder
Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?