Bugünkü şansınız :

  • gözüm kapalı öperim
    03/05/2009 - 1 Yorum
    ne büyük bir iddia. şahsen ben yapamam. en azından bir kaşımı kaldırıp bakarım kirpiklerim arasından. öyle ya kimi öpüyoruz. güzel midir, çirkin midir. erkek midir, dişi midir? evvel zaman masallarından veya derviş baba öykülerinden kalma günleri saymazsak kimse kimseyi gözü kapalı öpmez gibime geliyor. tabi tineri çekip yaşlı komşusuna tecavüz eden hayvanları hesaba katmazsak. o zaman beğeniyi oluşturan ne. objeleri kafamızda iyi güzel çirkin diye tanımlıyor sonra beğenimizi zaman içerisinde oluşturuyoruz. hani tarzan gibi uzak ormanlarda maymunların yetiştirdiği biri olsak…

Erbabı sorarsa, istediği cevabı alır




Arayan bulur diye bir şey var. Ne kadar bu millet adam olmaz diye yırtınırsa yırtınsın birileri yine de bu millet acayip adamdır efendim. İşini bilir işe gitmez. Saman altından su yürütür, belli etmez. Bir şeyi vatandaşın aptalca yaptığını sanıyorsanız, emin olun vardır altında bir cinlik, hinlik. Hatta hinoğlu hinlik.

Tübitak'a fetva sormuş halkımız mesela. E güzide bir bilim kuruluşundan da fetva almayacak da nereden alacak. Diyanete de hardron çarpıtırıcısını sormuşlardır eminim. (o deney de fos çıktı ya.)

Millet kafasına göre takılıyor, sanmayın. TÜBİTAK’a sevişerek oruç açılır mı? Diye soranın vardır bir bildiği emin olun. Ancak karamanın koyunu sonra çıkar oyunu. Bekleyelim bakalım bu sorunun altından ne domuzluk çıkacak...

Bir patlıcan fetvası vardır. Oldukça ünlüdür ama bilmeyenler için anlatalım:

Vatandaş sormuş:
-Hocam, pazardan aldığım bir küfe patlıcandan 1 tanesi yere düşse, bütün küfe mi yıkanmalıdır yoksa o bir tanesi mi?

Hoca da demiş ki:
-Ne gerek var evladım. Bir patlıcan için koca küfe yıkanır mı? Bir taneyi yıkarsın. Gereksiz yere suyu israf etme.

Adam eve gelmiş:
- Tamam hanım demiş. Ben hocaya sordum gusül abdesti gerekmiyormuş, patlıcanı yıkasak yeter...
Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • inleyen nağmeler
    23/08/2009 - 0 Yorum
    şu insan ruhu bir alem. sanki bir tiyatro sahnesi kurulu içimizde. örneğin mesela:p bana öyle geliyor ki gülmekle ağlamak kapı komşusu veya kardeş. bu tiyatral ikili aynı kapıya çıkmasa bile ruh ve bedende aynı merkezden çıkıyor gibiler. araştırsalar büyük olasılıkla bir tek gen bulunacak. ağlama ve gülme geni.. ya da kesdirmeden ifadesiyle //tiyatro// geni. boş konuşuyorsun dediğinizi duyar gibiyim. doldururuz sorun değil. söylediklerimin bilimsel bir iddiası yok zaten. sadece yine bana öyle geliyor ki (yine gelemez mi?) bu iş böyle. bir çok insan sinirinden gülmez mi, gülerken…
  • Domuz gribinden hasta olmak yasaklandı mı?
    05/05/2010 - 0 Yorum
    meraklardayım. ne oldu da domuz gribi haberleri birden bire kesildi. havalar soğudu, virüsün bayram edeceği zamanlar. elde kalan aşıları ne yapmayı düşünüyor yetkililerimiz, acaba seneye çıkacak bir katır gribine iyi gelir mi bu aşılar? yoksa y-etkililerin gündem değiştirme ihtiyaçları mı kalmadı. yaygaracı medyamıza iskender kebap mı ısmarladı aşı firmaları da sustular.
  • Bahçelievler Mahallesi Dokuz kiremit Sokak
    30/11/2015 - 0 Yorum
                        Küçüklüğümden beri tek katlı, bahçeli evleri hep çok sevmişimdir. Belki çocukluğum o tip evlerde geçtiğinden olsa gerek. Tüm şehirlerdeki Bahçelievler Bana daha sıcak gelir. O yüzden bir mektup zarfında bile adres olarak Bahçelievler kelimesini görsem çocukluğumun geçtiği ön ve arka bahçesi olan o eski evimiz gözlerimin önüne gelir. Ön bahçemizde sağlı sollu yetiştirilmiş çiçeklerin ortasındaki beton yolun üzerinde okul arkadaşlarımıza toplanır oyunlar oynardık. Belki koşup top oynayacak kadar geniş bir…