Birkaç Blog Hikayesi

Buralar eskiden hep dutluktu. Sonra taze çiçeğe konan kelebekler gibi, gelenler bir üşüştüler ki; sorma gitsin.
Tabi her güzel şeyin sonu geldiği gibi, gidenler gitti, kalan sağlarla artık burada başbaşayız. Neler yazmışız, çizmişiz haydi birlikte okuyalım. Bakalım neler varmış...

tio yazar

Bugünkü şansınız :

twitter etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
twitter etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Asosyal adamın gözüyle sosyal ağlar

Hiç yorum yok:
Sosyal ağ ortamları blog alemini öldürdü diyorlar. Cidden de bu görüş doğru gibi. Açıkça söylemek gerekirse eski dostumuz blogger'deki şaşalı günlerimizi mumla arıyoruz hepimiz.

Herkes ağzındaki baklayı ıslatmadan söylediğinden ya da yumurta kıçımızda pek durmadığından olsa gerek. Artık blog okuyamaz, yazamaz olduk. Çok meşgulüz ya o sebepten böyle olmalı.

 Torba olmadığı için büzülemeyen ağızlarımız değer ifade edecek blog yazıları yerine, uçup gidecek gürültülere, saman alevlerine dönüştü bir bakıma. Buyrun bakın nerelerde laf ve ömür tüketiyoruz.

Friendfeed: Kavga edip tartışacaksan, birbirine laf sokacaksan güzel ortam. Ciddi zaman kaybına ve bağımlılığa yol açıyor. Sinirlenip hesap kapatmak cabası. Genelde fake hesap kaynıyor. Gruplaşmalar, ordan oraya sataşmalar, anlık tavan yapan tepkilerle diğer sosyal medya araçlarına göre daha "online" daha "aktif" ama bir o kadar da mahalleli algısı yaratıyor. Üstelik facebook FF'i satın aldığında kullanıcıları facebook'tan kazmalar burayı işgal edecek demesine rağmen. 

Facebook: Bir çok insanın genelde kendi adı sanıyla, nadiren de fake hesaplarla yer aldığı bir ortam. Ailenizin Facebook'u gibi birşey. Paylaşımlar daha samimi. Ancak insanın kendi eliyle kendini fişlemesine yol açan sıkıntılı bir durumu var. Yine de hem dünyada hem de ülkemizde en aktif kullanılan sosyal medya aracı.

 Neredeyse Facebook hesabı olmayana kız verilmeyecek kadar standart hale geldi ülkemizde. Öte yandan iş dünyasının da Facebook'a yönelmesi, Facebook sayfamızı beğen uygulamaları ve Viral reklamlar haline gelen küçük çaplı kullanıcı rüşvetleri Facebook'daki üyeler arası iletişimin tadını daha da kaçıracağa benziyor. 

Twitter: Bir ara ciddi ciddi öğrenme zorluğu yaşadığım, içine girmeyince mantığını dışardan bakarak bir türlü çözemediğim cıvıltı şeysi. Hesap açmama rağmen yine de kendisinden pek hoşlanmıyorum. Şahsen ancak ünlüleri ya da bazı tv programlarını izlemek için kullanılabilecek bir program gözüyle görüyorum. Etkileşim açısından bir yavanlığı var ama en çok televizyoncuların, siyasilerin dilinden düşmüyor. Kendi çalıp, kendi oynamak isteyenler ve kendini atasözü ve özdeyiş üstadı sananlar, ya da çarşıda duyduğunu pazarda pastelemek isteyenler için ideal.

Tumblr: Mantığı mikro blog olmasına karşın daha çok resimli roman tarzına dönmüş, fotoğraf altına yazılar kondurularak ilginç tarzlar oluşturulabilen bir ortam. Hesap açmamış olmama rağmen ilgi ile izlediğim bloglar var. Biraz Opera bloglarını da anımsatıyor. Kısa blog yazılarınızı, resimlerinizi, beğendiğiniz link, müzik ve videoları paylaşabiliyorsunuz. Hoşuma giden bir özelliği alıntı ve kaynak göstermeyi kolaylaştıran aynı zamanda gelenekleştiren bir yapısı var. Soru sorma özelliği ile Foursquare 'ı da aratmıyor.

Google+: Mailden ve arama motorundaki başarısından sonra Google sosyal mecra'da ne yapsa tutturamıyor. Google+ Facebook'a benzese de akibeti Google'un diğer başarısız projeleri gibi olacak sanki diye bir önyargı oluştu bende. İlginç olmasına rağmen, sıcak (kullanıcı dostu) değil gibi. Yine de Google inadından vazgeçmeyeceği için birgün çok başarılı bir google projesini sosyal alanda da görürsek şaşırmayalım. (bkz: Orkun Brezilya'da)

Msn Spaces: Birileri kullanıyor ama ben pek ilgilenmedim açıkçası. Görünüşü falan fena değil aslında. Ancak nedense Facebook'la kıyaslanmayacak kadar az aktif kullanıcısı olduğunu düşünüyorum. Aslında gerek Google gerek Microsoft'un o kadar yaygın online iletişim araçları ve mail hesabı olan kullanıcıları varken sosyal medyada çuvallamış olmaları ayrı bir araştırma konusu olabilir düşüncesindeyim.

Benim bildiğim uygulamalar genelde bunlar. İrili ufaklı bir çok proje daha var ama pek tutmadılar sanırım. Yahoo'nun Meme'si gibi. Demek ki gerçek hayatta neyse, sanal dünyada da aynı. Herkes herşeyi başaracak diye birşey yok.

Peki siz de benimle aynı fikir de misiniz? Hangi sosyal medya araçlarını kullanıyorsunuz? Hangilerini beğeniyor, hangilerini beğenmiyorsunuz?

Sosyal ağ ortamları blog alemini öldürdü diyorlar. Cidden de bu görüş doğru gibi. Açıkça söylemek gerekirse eski dostumuz blogger'deki şaşalı günlerimizi mumla arıyoruz hepimiz.

Herkes ağzındaki baklayı ıslatmadan söylediğinden ya da yumurta kıçımızda pek durmadığından olsa gerek. Artık blog okuyamaz, yazamaz olduk. Çok meşgulüz ya o sebepten böyle olmalı.

 Torba olmadığı için büzülemeyen ağızlarımız değer ifade edecek blog yazıları yerine, uçup gidecek gürültülere, saman alevlerine dönüştü bir bakıma. Buyrun bakın nerelerde laf ve ömür tüketiyoruz.

Friendfeed: Kavga edip tartışacaksan, birbirine laf sokacaksan güzel ortam. Ciddi zaman kaybına ve bağımlılığa yol açıyor. Sinirlenip hesap kapatmak cabası. Genelde fake hesap kaynıyor. Gruplaşmalar, ordan oraya sataşmalar, anlık tavan yapan tepkilerle diğer sosyal medya araçlarına göre daha "online" daha "aktif" ama bir o kadar da mahalleli algısı yaratıyor. Üstelik facebook FF'i satın aldığında kullanıcıları facebook'tan kazmalar burayı işgal edecek demesine rağmen. 

Facebook: Bir çok insanın genelde kendi adı sanıyla, nadiren de fake hesaplarla yer aldığı bir ortam. Ailenizin Facebook'u gibi birşey. Paylaşımlar daha samimi. Ancak insanın kendi eliyle kendini fişlemesine yol açan sıkıntılı bir durumu var. Yine de hem dünyada hem de ülkemizde en aktif kullanılan sosyal medya aracı.

 Neredeyse Facebook hesabı olmayana kız verilmeyecek kadar standart hale geldi ülkemizde. Öte yandan iş dünyasının da Facebook'a yönelmesi, Facebook sayfamızı beğen uygulamaları ve Viral reklamlar haline gelen küçük çaplı kullanıcı rüşvetleri Facebook'daki üyeler arası iletişimin tadını daha da kaçıracağa benziyor. 

Twitter: Bir ara ciddi ciddi öğrenme zorluğu yaşadığım, içine girmeyince mantığını dışardan bakarak bir türlü çözemediğim cıvıltı şeysi. Hesap açmama rağmen yine de kendisinden pek hoşlanmıyorum. Şahsen ancak ünlüleri ya da bazı tv programlarını izlemek için kullanılabilecek bir program gözüyle görüyorum. Etkileşim açısından bir yavanlığı var ama en çok televizyoncuların, siyasilerin dilinden düşmüyor. Kendi çalıp, kendi oynamak isteyenler ve kendini atasözü ve özdeyiş üstadı sananlar, ya da çarşıda duyduğunu pazarda pastelemek isteyenler için ideal.

Tumblr: Mantığı mikro blog olmasına karşın daha çok resimli roman tarzına dönmüş, fotoğraf altına yazılar kondurularak ilginç tarzlar oluşturulabilen bir ortam. Hesap açmamış olmama rağmen ilgi ile izlediğim bloglar var. Biraz Opera bloglarını da anımsatıyor. Kısa blog yazılarınızı, resimlerinizi, beğendiğiniz link, müzik ve videoları paylaşabiliyorsunuz. Hoşuma giden bir özelliği alıntı ve kaynak göstermeyi kolaylaştıran aynı zamanda gelenekleştiren bir yapısı var. Soru sorma özelliği ile Foursquare 'ı da aratmıyor.

Google+: Mailden ve arama motorundaki başarısından sonra Google sosyal mecra'da ne yapsa tutturamıyor. Google+ Facebook'a benzese de akibeti Google'un diğer başarısız projeleri gibi olacak sanki diye bir önyargı oluştu bende. İlginç olmasına rağmen, sıcak (kullanıcı dostu) değil gibi. Yine de Google inadından vazgeçmeyeceği için birgün çok başarılı bir google projesini sosyal alanda da görürsek şaşırmayalım. (bkz: Orkun Brezilya'da)

Msn Spaces: Birileri kullanıyor ama ben pek ilgilenmedim açıkçası. Görünüşü falan fena değil aslında. Ancak nedense Facebook'la kıyaslanmayacak kadar az aktif kullanıcısı olduğunu düşünüyorum. Aslında gerek Google gerek Microsoft'un o kadar yaygın online iletişim araçları ve mail hesabı olan kullanıcıları varken sosyal medyada çuvallamış olmaları ayrı bir araştırma konusu olabilir düşüncesindeyim.

Benim bildiğim uygulamalar genelde bunlar. İrili ufaklı bir çok proje daha var ama pek tutmadılar sanırım. Yahoo'nun Meme'si gibi. Demek ki gerçek hayatta neyse, sanal dünyada da aynı. Herkes herşeyi başaracak diye birşey yok.

Peki siz de benimle aynı fikir de misiniz? Hangi sosyal medya araçlarını kullanıyorsunuz? Hangilerini beğeniyor, hangilerini beğenmiyorsunuz?

...miş gibi yapıyorum, idare edin

5 yorum:


Türk usulü çözümler vardır. Daha doğrusu bizim gibi gecikmeli gelişen toplumlarda üretilen çözümlerdir bunlar. Radyatörü zırt pırt su kaynatan arabanın üstüne su bidonu monte etmek gibi. Buna kara düzen de derler ama çözüm üretirsin neticede.

Hani şu malum yerde gelen Türk'ün aklı bizde olsa esprisi de bu tür buluşlar için söylenmiş olsa gerek. Yoksa Arşimed'in banyoda bulduğu gibi birşeyi helada bi Türk bulsa tarih yazardı, biz de okurduk di mi. yazmadığına göre yok öle bişi.

Bir de bişeyi yapamazsan kulağını ters elinle gösterir yapmış gibi yaparsın. Hani iş olmayınca partnerine ayıp olmasın diye orgazm taklidi yapan hatunlar gibi vaziyeti kurtarmaya çalışırsın...

Ben de şu twitter işinden bişi anlamıyom.. millet içtiğini de, ıçtığını da, her bi haleti ruhiyesini yazıyormuş... sonra da cıvıldadım anacım... duydunuz mu beni, öttü mü kuş, cik cik durumları... ee teknolojiyi takip etmek lazım. facebook 1, bu twitter 2 resmen bank asya 1nci ligte kalmış gibiyiz.. Turkcell süper lige yükseltme ayağına twitterlermiş gibi yapmak lazım.

Şimdi farzedin ki ben de twitterledim.. (miş gibi ama, olsun buyrun okuyun)


10.03 AM : ibram dedi ki: bu regl olamadım ey blog mesajları fena hit yapıyomuş. gündemi takip edip, benim de osbir çekemedim ey blog diye bişiler yazmam lazım.
11.05 AM: ibram dedi ki: oğlum git bi malboro kap gel.
11.25: AM: ibram dedi ki: 2 çay söledik kahveci deyyusuna getirmedi halâ..
11:40 AM: blogdan mı kız arkadaş edinilir, kız arkadaşa mı blog açmalı. tavuk yumurta ikilemi gibi bişi. bu konuda yazıcam
11.55 AM: siteden baktım. anında gelmiyo sanki mesajlar. kuş geç ötüyor.
12:01 PM: mesai bitti. elimi sürmem hiç bi işe. öğle paydosu

12:15 PM: ankaralı turgut cd si yok mu?
12:45 PM: olmadı şimdi. öğlen kuru yemicektik be.
13:30 PM: sevmedim bu işi kuş yine ötmüyo...
14:00 PM: msn'deki kız senden elektrik alamıyom demiş. TEDAŞ mıyım kızım ben?
14.30 PM: Ben de babama yeni bir araba istedim. O cici anne aldı.
15:00 PM: facebook'a da almıcaklar yakında. iyi mi. şşşt yavru..
15:30 PM: kadınlar yalan sever ama doğruymuş gibi söylicen. bunu bloglamalı
16:00 PM: sitenin anketi salak bi yerde takıldı kaldı iki gündür. mayıs ayı yazıları 31 kullanılan oy 31 kalan gün 31. regl olamadım yine ey blog.
16:30 PM: Lan hayvan murtaza regl dilmiş olum bizim olduğumuz. neydi lan çabuk söle.
16:40 PM: Oraya da gelirim, ...... (murtazaya hitaben)
17:00 PM: Mesai bitti... on dakka içinde kaavede okeye geliyom millet masa tutun...
18:00 PM: Eve ekmek alıncak.. Cigarada bitmiş.
19:00 PM: Aha internette gitmiş... Faturayı yatırmayı unuttuk yine...
19.30 PM: Ben de cepten yollarım a.q
20:00 PM: Aha kontörde bitti..... Murtaza kuş hala gecikmeli mi ötüyo lan?

-tek yol iletişim, başka yolu yok!


Türk usulü çözümler vardır. Daha doğrusu bizim gibi gecikmeli gelişen toplumlarda üretilen çözümlerdir bunlar. Radyatörü zırt pırt su kaynatan arabanın üstüne su bidonu monte etmek gibi. Buna kara düzen de derler ama çözüm üretirsin neticede.

Hani şu malum yerde gelen Türk'ün aklı bizde olsa esprisi de bu tür buluşlar için söylenmiş olsa gerek. Yoksa Arşimed'in banyoda bulduğu gibi birşeyi helada bi Türk bulsa tarih yazardı, biz de okurduk di mi. yazmadığına göre yok öle bişi.

Bir de bişeyi yapamazsan kulağını ters elinle gösterir yapmış gibi yaparsın. Hani iş olmayınca partnerine ayıp olmasın diye orgazm taklidi yapan hatunlar gibi vaziyeti kurtarmaya çalışırsın...

Ben de şu twitter işinden bişi anlamıyom.. millet içtiğini de, ıçtığını da, her bi haleti ruhiyesini yazıyormuş... sonra da cıvıldadım anacım... duydunuz mu beni, öttü mü kuş, cik cik durumları... ee teknolojiyi takip etmek lazım. facebook 1, bu twitter 2 resmen bank asya 1nci ligte kalmış gibiyiz.. Turkcell süper lige yükseltme ayağına twitterlermiş gibi yapmak lazım.

Şimdi farzedin ki ben de twitterledim.. (miş gibi ama, olsun buyrun okuyun)


10.03 AM : ibram dedi ki: bu regl olamadım ey blog mesajları fena hit yapıyomuş. gündemi takip edip, benim de osbir çekemedim ey blog diye bişiler yazmam lazım.
11.05 AM: ibram dedi ki: oğlum git bi malboro kap gel.
11.25: AM: ibram dedi ki: 2 çay söledik kahveci deyyusuna getirmedi halâ..
11:40 AM: blogdan mı kız arkadaş edinilir, kız arkadaşa mı blog açmalı. tavuk yumurta ikilemi gibi bişi. bu konuda yazıcam
11.55 AM: siteden baktım. anında gelmiyo sanki mesajlar. kuş geç ötüyor.
12:01 PM: mesai bitti. elimi sürmem hiç bi işe. öğle paydosu

12:15 PM: ankaralı turgut cd si yok mu?
12:45 PM: olmadı şimdi. öğlen kuru yemicektik be.
13:30 PM: sevmedim bu işi kuş yine ötmüyo...
14:00 PM: msn'deki kız senden elektrik alamıyom demiş. TEDAŞ mıyım kızım ben?
14.30 PM: Ben de babama yeni bir araba istedim. O cici anne aldı.
15:00 PM: facebook'a da almıcaklar yakında. iyi mi. şşşt yavru..
15:30 PM: kadınlar yalan sever ama doğruymuş gibi söylicen. bunu bloglamalı
16:00 PM: sitenin anketi salak bi yerde takıldı kaldı iki gündür. mayıs ayı yazıları 31 kullanılan oy 31 kalan gün 31. regl olamadım yine ey blog.
16:30 PM: Lan hayvan murtaza regl dilmiş olum bizim olduğumuz. neydi lan çabuk söle.
16:40 PM: Oraya da gelirim, ...... (murtazaya hitaben)
17:00 PM: Mesai bitti... on dakka içinde kaavede okeye geliyom millet masa tutun...
18:00 PM: Eve ekmek alıncak.. Cigarada bitmiş.
19:00 PM: Aha internette gitmiş... Faturayı yatırmayı unuttuk yine...
19.30 PM: Ben de cepten yollarım a.q
20:00 PM: Aha kontörde bitti..... Murtaza kuş hala gecikmeli mi ötüyo lan?

-tek yol iletişim, başka yolu yok!