Birkaç Blog Hikayesi

Buralar eskiden hep dutluktu. Sonra taze çiçeğe konan kelebekler gibi, gelenler bir üşüştüler ki; sorma gitsin.
Tabi her güzel şeyin sonu geldiği gibi, gidenler gitti, kalan sağlarla artık burada başbaşayız. Neler yazmışız, çizmişiz haydi birlikte okuyalım. Bakalım neler varmış...

tio yazar

Bugünkü şansınız :

Ben eskiden su içerdim pet şişeden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ben eskiden su içerdim pet şişeden etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ben eskiden -2 / Hatıra defterimden

Hiç yorum yok:


Ben eskiden kalpten kalbe bir yol olduğuna inanırdım. Kalp bağının da fiziksel bir şey olabileceğini düşünürdüm.
B
en eskiden sol ayağımı ve sol elimi çok iyi kullanırdım. Hala sol elim iyi bıçak tutar ve fareyi iki elimle kullanırım.
Ben eskiden kâğıt ve kalemimle yatağa girer, karanlıkta şiirler yazardım.
B
en eskiden ve hala sabahları çok pis rüya görürüm. Bir saate yakın sürer neredeyse dizi film gibi. Bu yüzden işe hep geç kalırım ve kimse rüyalarımı dinlemek istemez.
B
en eskiden şiir yazmayı babamın hatıra defterini okurken keşfettim. Hiç konuşmadık bu konuyu ama rahmetli de şiir yazarmış.
B
en eskiden ortaokulda çöp adamlar çizerdim defterime ve çöp kadınlar. Üstelik muzır içerikte. Tao mu biliyorduk azizim.
B
en eskiden her dersin defter kapağına o derse özel şiirler yazardım. Üstelik hepsi ölümle biterdi ne hikmetse. Matematik hocam "matematiğin ruhuna Fatiha" okumuşsun demişti şiiri okuyunca.
B
en eskiden wc'den sonra sınava girersem 1 not daha yüksek alırdım. Bu yüzden ders çalışmak yerine kesme şeker ve wc deneyimlerimle +1 puan almışımdır her yazılıdan...
B
en eskiden tüm dünyanın konuşacağı ortak bir dil hayali kurardım. Bir de su ile çalışan otomobiller çizmiştim defterime. Buluş Bill olacak adammışım hakkımı yemişler.
B
en eskiden ergenlik sonrası günahlarım çok artıyor diyerek bir İngiliz kızla evlenip onu Müslüman yaparak cennette bir köşe kapmayı planlardım. Kazın ayağı öyle değilmiş...
B
en eskiden bir şiir kitabım olsun isterdim. Oldu da yıllar önce, sonra birikenleri bir yayınevi para verene kadar basmamaya karar verdim. Hala da keşfedilmeyi bekliyorum.
B
en eskiden FM kanalları yokken, polis radyosunda arabesk ve kısa dalgadan siyasi yasaklı şarkılar dinlerdim.
B
en eskiden iyi kahve pişirir, iyi çay demler iyi yatak toplar, kötü yemek pişirirdim. Hâlâ da öyleyim.
B
en eskiden çoraplarımı nereye çıkardım diye aramaktan nefret ederdim. Hâlâ evlerde çorapları "basket" diye içine atabileceğimiz bir kutu olsa diye düşünürüm.
B
en eskiden elime aldığım bir kitabın veya okuduğum bir yazının en sakıncalı içeriğini şıp diye bulurdum. Hala da buluyorum ama işe yarar yerleri konusunda aynı şeyi söylemek pek mümkün değil.
B
en eskiden bir gün "ay üssü alfa"da yaşamayı ümit ederdim. Sonra baktım o işlerde bir numara yok.
B
en eskiden ellerimle suyu dökülüyor diye şeftali, kılçığı batıyor diye bazı balıkları yiyemezdim.
B
en eskiden evcil hayvanları çok severdim. Kuş gribinden sonra ise tüm hayvanlardan tırstım.
B
en eskiden bir çocuk yuvası ya da yaşlılar evi işletmeyi düşlerdim. Hala da düşlüyorum.
B
en eskiden hiç yakışıklı değildim.
                       hâlâ da değilim. o yüzden hiç yakışık almaz şeyler yapabilirim.
 





Ben eskiden kalpten kalbe bir yol olduğuna inanırdım. Kalp bağının da fiziksel bir şey olabileceğini düşünürdüm.
B
en eskiden sol ayağımı ve sol elimi çok iyi kullanırdım. Hala sol elim iyi bıçak tutar ve fareyi iki elimle kullanırım.
Ben eskiden kâğıt ve kalemimle yatağa girer, karanlıkta şiirler yazardım.
B
en eskiden ve hala sabahları çok pis rüya görürüm. Bir saate yakın sürer neredeyse dizi film gibi. Bu yüzden işe hep geç kalırım ve kimse rüyalarımı dinlemek istemez.
B
en eskiden şiir yazmayı babamın hatıra defterini okurken keşfettim. Hiç konuşmadık bu konuyu ama rahmetli de şiir yazarmış.
B
en eskiden ortaokulda çöp adamlar çizerdim defterime ve çöp kadınlar. Üstelik muzır içerikte. Tao mu biliyorduk azizim.
B
en eskiden her dersin defter kapağına o derse özel şiirler yazardım. Üstelik hepsi ölümle biterdi ne hikmetse. Matematik hocam "matematiğin ruhuna Fatiha" okumuşsun demişti şiiri okuyunca.
B
en eskiden wc'den sonra sınava girersem 1 not daha yüksek alırdım. Bu yüzden ders çalışmak yerine kesme şeker ve wc deneyimlerimle +1 puan almışımdır her yazılıdan...
B
en eskiden tüm dünyanın konuşacağı ortak bir dil hayali kurardım. Bir de su ile çalışan otomobiller çizmiştim defterime. Buluş Bill olacak adammışım hakkımı yemişler.
B
en eskiden ergenlik sonrası günahlarım çok artıyor diyerek bir İngiliz kızla evlenip onu Müslüman yaparak cennette bir köşe kapmayı planlardım. Kazın ayağı öyle değilmiş...
B
en eskiden bir şiir kitabım olsun isterdim. Oldu da yıllar önce, sonra birikenleri bir yayınevi para verene kadar basmamaya karar verdim. Hala da keşfedilmeyi bekliyorum.
B
en eskiden FM kanalları yokken, polis radyosunda arabesk ve kısa dalgadan siyasi yasaklı şarkılar dinlerdim.
B
en eskiden iyi kahve pişirir, iyi çay demler iyi yatak toplar, kötü yemek pişirirdim. Hâlâ da öyleyim.
B
en eskiden çoraplarımı nereye çıkardım diye aramaktan nefret ederdim. Hâlâ evlerde çorapları "basket" diye içine atabileceğimiz bir kutu olsa diye düşünürüm.
B
en eskiden elime aldığım bir kitabın veya okuduğum bir yazının en sakıncalı içeriğini şıp diye bulurdum. Hala da buluyorum ama işe yarar yerleri konusunda aynı şeyi söylemek pek mümkün değil.
B
en eskiden bir gün "ay üssü alfa"da yaşamayı ümit ederdim. Sonra baktım o işlerde bir numara yok.
B
en eskiden ellerimle suyu dökülüyor diye şeftali, kılçığı batıyor diye bazı balıkları yiyemezdim.
B
en eskiden evcil hayvanları çok severdim. Kuş gribinden sonra ise tüm hayvanlardan tırstım.
B
en eskiden bir çocuk yuvası ya da yaşlılar evi işletmeyi düşlerdim. Hala da düşlüyorum.
B
en eskiden hiç yakışıklı değildim.
                       hâlâ da değilim. o yüzden hiç yakışık almaz şeyler yapabilirim.