Bugünkü şansınız :

  • Aşure'den aşure'ye sınıfsal fark mı var?
    04/04/2010 - 0 Yorum
    aşure mevsimiymiş. ablam da pişirmiş ama, o ne ki öyle. içinde bir ben eksiğim. dedim ki; ne iş burda benden başka herkes var. cahil çocuk dedi aşura'nın manası o zaten. anlattıklarına aklım yatmasına yattı, güzel de bir tatlı olmuş ama sormadan da duramadım. elde ne varsa demişler, bana göre hava hoş da siz maşallah işi kuruyemişçide ne varsa ya döndürmüşsünüz.

İçimizdeki Renkler / Siyah-1




Siyah…
Matemin rengi.
Bir insana, bir renk bu kadar mı çok yakışır. Bu kadar mı bütünleşir ruhuyla, kaderiyle. Bu kadar mı onu anlatır.
Anlatırmış. O içime bir ayna tutup yansıttığında gözlerimdeki acıyı, çok iyi öğrenip bildim bunu.

Başıboş ve serseri caddelerde yürüdüğüm günlerden biriydi siyahı ilk görüşüm. Bir gölge gibi sessiz ve sakin yanıma gelmiş. Tam karşımda durmuş ve söyleyivermişti o sihirli cümleyi.

Siyah, ben siyahım. Boşuna ceplerinde arama beni. Güneşin yedi renginden biri değilim ben. Ben içinde sakladığın beyazın öz kardeşiyim. Haksızlığa uğramış olsam da, kadersizsem de ben de bir rengim hem de asil bir renk.

Yaşam mı, ölüm mü diye sordum ona. Ben ölmeyi çok istedim ama yine de yaşamayı seçtim. Bir gün öleceğimin farkındayım ama kaderime direnmeyeceğim. Çünkü sebebim yok. O yazdı ben oynayacağım rolümü.

Ya sen, sen yaşamak zorunda olduğunu biliyor musun ey aptal ve kaderci adam demişti? Niçin demiştim ona niçin, bana küçücük bir sebep göster yaşamak için. Yüzüme baktı, biraz buruk bir ifadeyle gülümsedi.
-Ey aptal dedi. Hayatındaki en küçük şeyi düşün. İşte onun için diye ekledi.

Ruhumu sarsan, zihnimi karıştıran bu sesin sahibini tanımıyordum henüz. Siyah içimin renklerinden biriydi ama farklı gibiydi. Henüz yeni tanışıyorduk. Ben önceleri siyahı bir renk bile saymazdım. Ne çok yanılmışım. Hayatımızı büsbütün kuşattığını görünce anladım.

Her zamanki yaptığımca, saçların ne renk dedim?
- Siyah dedi.
-Ya gözlerin dedim.
-Zeytin diye ekledi.
-Yanmışsın dedim.
-Kömür karası bir kader dedi...

Sesindeki ince alayın ve boş vermişliğin altında derin bir kesik izi, kesif bir yanık kokusu yayılıyordu.

-Üzgünsün dedim

-Aldırma, olur öyle arada dedi. Sen benim için bir şeyler yaz. Neşeli bir şarkı çal söyle, en iyi senin dudaklarına ve benim kulaklarıma yakışır bu şarkılar dedi.

-Peki dedim… (sürecek)
Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • Burhan Öcal sahurda bizdeydi
    12/09/2009 - 0 Yorum
    Okumak için Ramazan Pidesi'ne tıklayın.
  • Bu kez şeytana uymadım.
    29/10/2009 - 0 Yorum
    Şeytan dürttü yine ve aklıma kendime özgü-n bir fikir geldi. Ama yapmadım bu kez, yeni bir blog açmadım:) Zaten açtıklarımı kapatma derdindeyim. Şeyine sahip olamayıp, bir sürü çocuğu olmuş aşiret reisleri gibi, "belediye baksın" diyerek bloglarımı bakımsız ve çelimsiz bırakıyorum. Bir de sana bakamıyacağım: "fasulyegibikendininimettensayanadam.blogspot.com" namı diğer "cool-eraser". Eski bir nickimdin zaten, dilerim hep öyle kal. Gıcık bir adam, ukala, küstah, alçak dağları ben yarattım havasında. Kendini beğenmiş, yarı entellektüel ama gizli bir kro yönü olan. Bilir bilmez,…
  • Güzel ve çok daha güzel
    19/03/2010 - 0 Yorum
    BU GERÇEKTEN GÜZEL BENCE BU ÇOK DAHA GÜZEL