Bugünkü şansınız :

  • x Lâle ödülleri
    12/10/2009 - 0 Yorum
    Leman'da vardı bir aralar.... İlk önce de YÖK'ü icad eden sayın Doğramacı'ya vermişlerdi sanırım bu ödülü.. Ben de lokantada hesabı itiraz etmeden ödeyeceğimi zannederek 0.25 kuruşluk su şişesine (üstüne oturup da kendimi tatmin etcekmişim gibi ) 5.00 tl yazan yurdum müteşebbisine ödülünü  takdim ederken diyorum ki: -Geçir yavrum geçirebildiğin yere kadar. Nasıl olsa kapitalist Avrupa düzenine giriyoruz. Önce düzen bize girsin.

İstenmeyen kıllar, tüyler, şeyler


İstenmeyen tüy diye birşey var hepimizin aklında, bu yüzden tarih boyunca "çam sakızı" çoban armağanı diye küçümsenirken, çobanın aklının fikrinin "pürüzsüz bacaklar"da olduğu hep unutulmuş. Oysa eskiler işi biliyormuş ama olay o zamanlar bir sektör haline dönmemiş. Onu kapitalizm becermiş, herşeyimizi becerebildiği gibi.

"Karınca yumurtası" da yumurta gibi bir cilt için olmazsa olmazdanmış eskiden. Bu yüzden herkes neyine hayran olmuştur bilemem ama ben "Zeyna"nın o devirde bile bu kadar pürüzsüz bacaklara sahip olmasını hep takdir etmişimdir. Ancak anlamadığım birşey "Romalı askerlerin" de tüysüz bacaklara sahip olması. Nedense erkek milletinde tüysüz bacak olabileceğini almıyor insanın aklı.

Nitekim bazı aktristlerin sanat uğruna "soyunurum da sevişirim de" diyerek vurguladıkları sanat aşkına kapılan aktörlerin de gerekirse "kadın rolüne de girer, tüylerimi tavuk gibi de yolarım" diyebilmeleri pek de gurur verici. Şahsen ben bir tek "istenen tüyüme" elletmem. Ancak bazı insanların burnunda, kulağında ve yanağında biten tüyleri yolmak da çok hoşuma gider

Bu istenmeyen tüy olayına bizim bakışımızla Avrupa'lıların bakışı da farklı. Bizim Türk'lüğün gururu haline getirdiğimiz "bıyık" Avrupa'da istenmeyen tüy kategorisine girerken, mazallah "koltuk altı ile etek arası" istenen tüy kategorisine alınmış çoktan. Sonra "el şeyine" hayran olmayı ilke edinmiş bazı arkadaşlar "Avrupa'da öyle mi" adamlar, günde en az 2 kere duş alıyor,  kardeşim bik bik bik diye kafamızı ütülüyor. Ben şahsen kıçını yıkamayıp peçeteye silen adamın kaç kere duş aldığı ile ilgilenmem. Etek ya da koltuk altı tüyünü matah gibi uzatan adam ya da kadının ter kokusunu bastıracak parfümü de tanımıyorum.

Kapitalist mantık herşeyden para kazanmayı iyi beceriyor. Epilasyon pazarı kadının yüzünden, bacaklarına ordan kolundaki tüye kadar yolarken, kasıklarında tüy bitmeyen hatunlar için "çakma yada takma kasık tüyü" satılıyor. Yani kolundaki tüyü yoldurmaya da para veriyorsun, kasıklarına tüy kondurmaya da. Maksat para veresin, daha çok tüketesin. Cübbeli'nin dediği gibi "günaha girmek için bi hayli masraf etmek gerek, içki para, kumar para, fuhuş para, abdest namaz ise bedava" Promosyana bak:)

Şimdi bu yazı uzar gider de, sizde belli bir yerden sonrasını zaten  okumazsınız. O yüzden istenmeyen haller, istenmeyen huylar ve istenmeyen şeyleri de gelecek yazıya bırakmak lazım. Okursunuz umarım, okursunuz değil mi? Yoksa bu yazıyı da istenmeyen tüy kabilinden "eften, püften bir yazı" diye bakar geçer misiniz?

Hamiş: Şimdi bu notu aslında yazının içinde bir yerlere yedirmem lazım ama siz araya kaynak yaptım varsayın. Şahsen beni kan tutuyor ve tavuk gibi yeni yolunmuş, dipleri kan kırmızısı olmuş, hatta bazı yerleri de alınamamış kadın bacaklarına bakamıyorum. Gerçi mevsim yaz değil ama böyle bacaklarını yolup da "alem biraz tüysüz bacak görsün" diye sokağa çorapsız çıkan ablalalar bizi de düşünüp pantalon neyim giyseler diyorum.
Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • Hayatı roman olamamış kadınlar -Aliye
    29/09/2011 - 0 Yorum
    Herkes kendi yaşadığı acıyı bilir. Kaderdir, yazgıdır ama bana kalsa şiddet suçlarına en ağır cezalar verilmeli ve can alanın canı alınmalı derim. Münevver KARABULUT olayını hatırlarsınız. Bir genç kız çığlık ata, ata öldürüldü ve cesedinin kolu bacağı kesilerek, çöpe atıldı. Buna benzer başka olaylar ve başka acılar da var. Sevdiği, seviştiği kızın cesedini havalandırma boşluğundan atandan, töre diye kızını, torununu tavuk kümesinin altına gömen insanlara kadar ne olaylar yaşandı bu ülkede. Mağduru hep kadınlar olan, baskı şiddet gören, ölen, öldürülen hayat hikayeleri yaktı…
  • Yeni yıl hepimize girerken
    01/01/2013 - 0 Yorum
    2013'de beni buralarda göremezseniz bilin ki "büyük ikramiye" bana çıkmıştır ve 17 yıllık internet maceramda 4 yıllık blog yazarlığı serüvenime artık nokta koymuşumdur.Şaka bir yana, kaka öbür yana diyelim. Gerçekten artık blog yazmaktan herhangi bir haz almıyorum. Eh bu işler "ekmek parası" için de yapılmayacağına göre "hasbihal"imizin sonuna gelmişiz demektir.Yeni yılda blog yazısı yazmayı düşünmüyorum işin özeti. Ama iki çift laf olsun diye yazdığım tweetlerim sayfamda akmaya devam edecek. Aforizma yumurtlamak madem artık moda, biz de "kısa cümleler" kurarak hayatımıza devam…
  • üzerine zehirli yazılmış hıyar
    25/01/2010 - 4 Yorum
    yer misiniz? yemezsiniz değil mi? ya da dikkat zehirlidir! yazan bir şişe meyva suyu. azıcık şüphelenseniz bile içmezsiniz. ya da şöyle kızarmış bir piliç ve üstünde bir ibare : yerseniz çocuğunuz sakat doğabilir.... 1 kez olsa bile yemezsiniz değil mi? ama sigaranın üstüne zehirli ç..k..nüzü kaldırmaz spermlerinizi öldürür. evlat katili olursunuz yazsalar da nafile... bacağı kesilme pahasına erkekler, çocuğunu düşürme pahasına hamile kadınlar bile içiyor... insan sağlığını yoketmek için icad edilmiş yüzyılın değil 1000 yılın buluşu : Tütün!... için için, ne olacak ki?…