Bugünkü şansınız :

  • Uzaktan yakın akraba olmak
    12/03/2010 - 0 Yorum
    Bir başka şehirde bir kafede oturmuştum. karşı masaya bir çift gelip oturdu. tahminen karı kocaydılar. gayrı ihtiyarı onları izledim bir süre.bir tatil günü beraber masadaydılar ama bir arada değildiler.adam gazetesini açıp okumaya başladı gayet sıkıntılı, kadın cep telefonu ile oyalandı. sonra başka birileri geldi yanlarına. birden canlandılar. konuşmaları değişti vsakılları başka yerde bedenleri başka dedim içimden. yanyanaydılar ama birbirilerinde değillerdi. etkileyici bir gözlemdi benim açımdan. resmen iki cansız resim gibiydiler kalabalıklar içinde yalnız kalmak…

Kadınların içindeki ÖKÜZ



Erkeğiz. kadınlar tarafından sık sık eleştiriliriz içimizdeki ÖKÜZ konusunda. Yalan da değil hani ne kadar incelsek de bazen içimizdeki patavatsız, vurdumduymaz ÖKÜZ meydana çıkar ve sevdiklerimizi kırar döker, incitiriz.

Ancak her erkek tartıştığında karşısındaki kadının da içinde yaşayan bir ÖKÜZ’ü olduğunu düşünür. Oysa bizim ÖKÜZ'ümüzün gözden kaçırdığı kadınlarımızın içinde yaşayanın ÖKÜZ değil, bir ÖksÜZ olduğu gerçeğidir.

Çoğu zaman kavgalarda kadınlarla benzeşir davranışlarımız, o yüzden kızar öfkeleriniz kadınlarımızın içindeki ÖKsÜZ ile karşılaştığımızda. Biz ne kadar kaba isek o da bir o kadar kırıcı, saldırgan ve öfkelidir ve bir erkek aynada kendi öfkesini görmekten her zaman nefret eder.

Evet, kadınların ÖKsÜZ'ü de kabalaşabilir, çirkinleşebilir, saldırganlaşabilir. Kıskandığında bir boğaya dönüşebilir. Yakıp yıkar, kırar döker, kötü söz söyler incitir. İçindeki kaynayan kazandan, lavlar fışkırır, kızgın yağlar boca eder üzerimize. Birçok erkek bu durumdan yakınır. Sıkılır, bıkar, terk eder sevdiği kadını bu yüzden.

Çünkü kendinden bildiği ÖKÜZ'e benzemektedir kadının davranışları. Yakıştıramaz. Kibar, nazik, naif kırılgan gördüğü, bir çiçek gibi özenle okşayıp sevdiği kadının kabalaşması, saldırganlaşması erkekler için önce hafif keyif verici madde statüsüne girse de sonunda dayanılmaz bir hal alır. Hiç sebep ve sonuçlarını düşünmeden kadınını yargılar ve kolayca suçlayıp, idama mahkûm eder.

Kadının içindeki ÖKsÜZ ise sebepsiz yere harekete geçmez. O hep yetim, boynu bükük ve kırılgandır. Okşayıp sevdiğinizde önce ürkek davransa da sonrasında size teslim eder kendini. İşte sorun bu noktadan sonra başlar. Kadının ÖKsÜZ'ü sevgiye, şefkate açtır. Onu doyurduğunuz sürece dahasını ister ve kendini açar, kendinden verirken, dahasını istemeye de devam eder. Çünkü yegâne gıdasına kavuşmuş ve ölüm orucuna son vermiştir artık.

Burgercilerdeki "Big Menü"nün bizim dilimizde bir deyimle karşılığı vardır. "ÖKsÜZ doyuran" derler. Çünkü sevgiye aç bir kadının yüreğini doyurmak kolay değildir. Tıpkı big menüdeki gibi kocaman, mangal gibi bir yürek ister adamda. Hele kadın daha önceleri her yakınlaşan kişiden kazık yemiş, iki yüzlülük görmüşse, size karşı da önyargılı olması, şüphe ve korku ile yaklaşması doğaldır. Ya bu da aldatırsa, ya bu da terkederse, ya bu da canımı yakarsa korkusu yaşamaktadır çünkü kadın.

Önceleri bizi mutlu eden kadındaki bu açlık hali, kıskançlıkla da perçinlenince kadınımızın içindeki ÖKsÜZ'le bizim içimizdeki ÖKÜZ'ün kavgası, çatışması başlar. Kadının ÖKsÜZ'ü kaybetme korkusu yaşarken, bizim ÖKÜZ'ümüz bu ruh halini anlayamaz. Kadının yaptıklarını trip sanır, kapris sanır, karşı gelme, meydan okuma zanneder ve kadınıyla aptalca bir savaşa girişir. Kadını alt etmenin, yenmenin derdine düşer. Çünkü bizim ÖKÜZ'ümüze göre bu bir güç savaşıdır.

Oysa kadın için bu bir kaybetmeme mücadelesidir, bir türlü erkeğine anlatamadığı, umutları, kaygıları ve korkularıdır. Birçok erkek ise bu durumda kadının davranışlarını hep bir isyan, başkaldırı, ihanet, sadakatsizlik gibi algılar ve ÖKÜZ'ce tepkiler verir. Sonunda da kadınını kırar incitir, ya kendi içinde kadının yerini ya da kadında kendi yerini kaybeder.

Erkek ÖKÜZ'lüğünü unutup, kadının içindeki ÖKsÜZ'ün başını okşamayı, sevip sarmayı akıl edebildiğinde ise kadın yine erkeğinin şefkatli kollarına bırakır kendini. Teslimiyetin ve aidiyetin hazzını yaşar ve yaşatır.

İşte, erkek olarak bizlerin bilmesi gereken en temel konu; kadınlarla çatışma yaşadığımızda karşımızdakinin bizim içimizdeki gibi bir ÖKÜZ olmadığı, aslında bir ÖKsÜZ'le savaştığımız gerçeğidir.

Bir ÖKÜZ'le savaşı her türlü kabalık, ihmalkârlık, saldırganlık, öfke ve şiddetle kazanabilirsiniz ama kadınların içindeki ÖKsÜZ'le baş edebilmenin bir tek yolu vardır:

Sevmek, sevmek daha çok sevmek. Sevdiğince sevgini bildirmek, sarıp okşamak, öpüp koklamaktır...


Bilmem anlatabildim mi?

Bu yazıyı paylaş: :

0 yorum:

Yorum Gönder

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

  • no:8 / bazıları baskı görmeye can atar
    29/07/2009 - 0 Yorum
    abinin resmini gönderen BigaripwoMen.beğenmiş, bi de sen bak, istersen bloguna tak demiş...kabul etmek lazım ki abi işi abartmış ama canım memleketimde bunların abla versiyonu yok değil hani. "Bana da yok mu mahalle baskısı, ben de isterim ben de" diyen cinslerinden.Biliyorum, resme bakıp hayalinde bu tip kızları canlandırması bizim mahalledekiler için bile zor bir durum. Yani resimdeki abi pek iştah açmıyor. Tabi sizi bilemem ama, en azından benim iştahımı açmıyor. Ancak böyle giyinerek bizim mahalleden geçen ablaların, yüzlerinde de böyle bir bakış varsa; mahalle baskısı gördüm…
  • Mutlaka açılışa bekleriz...
    26/01/2010 - 3 Yorum
    -Ne açıyosun abi ? bakkal dükkanı mı. Market mi? Yok yok bu daha hayırlı bi iş. Mutlaka açılışa beklerim. Afilli bir de davetiye. Kokteyl, kanapeler, fona uygun bir müzik, birkaç mini-li konu mankeni hostes kızımız. Sonra bir emekli imam. Yaptığımız işin cennetlik olduğunu ima ederken çekinmiyecek cinsinden. Hayırlısıyla artık açıyoruz. Bi kaç da magazin gazetecisi de çağıralım en çamurundan. Hiç bişi yapmasalar konu mankenlerinin koltuk altlarını ile bacak aralarını çekerler. -Abi ne açıyoruz ya. Şarküteri mi? Yok yok bu daha hayırlı bi hizmet. Acaba açılış kokteylini…
  • Benim senden neyim eksik İsmail?
    11/03/2010 - 0 Yorum
    eksik yok da fazlalar var yani. ne gibi? örneğin göbeğim senden balkonlu. nah böyle kirli sakallarım da var? üstelik o klipteki gibi manita düşürecemi de bilsem feysbuuuukkkkk a da girmem. çünkü feyssssbuuuk kullanım özürlüyüm.. senin de kullanabildiğini sanmıyorum ayrıca. kro'luksa kralını bilirim:). kitabını yazabilirim e ne oluyo birader o klipler , mlipler.  çoluk çocuk, çombalak seni dinliyor len? ferdi abiyi, orhan babayı da solladın. nedir yavrum senin olayın? benim senden neyim eksik İsmail? İsmail Yk - Facebook 2010 Klip by osman-olgun