Herkes sevmek istediği insanı farklı sıfatlarla tanımlıyor, tasvir ediyor, gözünde canlandırıyor...
Melek gibi olsun diyen de var, bebek gibi isteyen de. Kimisi iyi huylu, kimisi az çılgın, bazen maço, bazen beyfendi isteyen var. Kimi mutlaka okumuşunun derdinde.
Tabi bir de klasik ve klişe tanımlamalar var: Mutfakta ahçı, masada hanımefendi, yatakta o... biçim. Hal böyle olunca mutfakta ve masada iş pişirmek hayallerde kalıyor malesef. Ya, birader masada da o.. biçim olsa olmaz mı? Belki masa fantezim var.... Iııh! olmaz çatal sola, bıçak sağa...
Gerçi beklentiler de değişti. Az kıskansın maço olsun diyen de var sevgilisine, ben halka malolmuşum beni paylaşabimeli (nasıl paylaşcaksa - ben lime lime doğrar paylaşırım örneğin:p) diyen de. Kimileri bakire peşinde, kimileri "uğraşamam öyle mızmızlarla, az çok okumuş tahsilli olsun her anlamda, mürekkep yalamış; kalem, kamış tutmuş olsun" düşüncesinde... Birazcık puşt olsun, hainlik etsin ama çaktırmasın diyen bile var.
Oysa ben "su gibi" olsun isterim sevdiğim.
Arı olmalı, su gibi duru olmalı. Gerektiğinde konulduğu kabın şeklini alabilmeli, ortama kolayca uyum sağlayabilmeli. Baktın mı içi gözükmeli bazen... İster romantik ol ruhuna bak, ister erotik ol tenine, ister sapıt donuna... (transparan severim demiştim di mi:p)
Kocaman denizlere benzemeli yüreği, z/engin olmalı, bazen deli dalgaları alıp beni kıyılarına çarpmalı, bazen göller gibi, sessiz ve durgun göğsüne, yaslanıp uyunmalı.
Bazen kızılırmak gibi olmalı, deli deli akmalı. susadığında kana kana İbrahim'i doyurmalı...
Hayat vermeli, can vermeli, heyecan vermeli. yüreğimdeki umut ağaçlarını sulamalı ve yaşama dair hayaller kurdurmalı.
Dedim ya; zevk meselesi bu, herkes kendince farklı farklı düşünebilir.
Bana göre: herşeyden biraz olmalı sevdiğin insanda, ama ister erkek, ister kadın olsun mutlaka su gibi olmalı...
Kaldırma kuvveti yüksek....
Melek gibi olsun diyen de var, bebek gibi isteyen de. Kimisi iyi huylu, kimisi az çılgın, bazen maço, bazen beyfendi isteyen var. Kimi mutlaka okumuşunun derdinde.
Tabi bir de klasik ve klişe tanımlamalar var: Mutfakta ahçı, masada hanımefendi, yatakta o... biçim. Hal böyle olunca mutfakta ve masada iş pişirmek hayallerde kalıyor malesef. Ya, birader masada da o.. biçim olsa olmaz mı? Belki masa fantezim var.... Iııh! olmaz çatal sola, bıçak sağa...
Gerçi beklentiler de değişti. Az kıskansın maço olsun diyen de var sevgilisine, ben halka malolmuşum beni paylaşabimeli (nasıl paylaşcaksa - ben lime lime doğrar paylaşırım örneğin:p) diyen de. Kimileri bakire peşinde, kimileri "uğraşamam öyle mızmızlarla, az çok okumuş tahsilli olsun her anlamda, mürekkep yalamış; kalem, kamış tutmuş olsun" düşüncesinde... Birazcık puşt olsun, hainlik etsin ama çaktırmasın diyen bile var.
Oysa ben "su gibi" olsun isterim sevdiğim.
Arı olmalı, su gibi duru olmalı. Gerektiğinde konulduğu kabın şeklini alabilmeli, ortama kolayca uyum sağlayabilmeli. Baktın mı içi gözükmeli bazen... İster romantik ol ruhuna bak, ister erotik ol tenine, ister sapıt donuna... (transparan severim demiştim di mi:p)
Kocaman denizlere benzemeli yüreği, z/engin olmalı, bazen deli dalgaları alıp beni kıyılarına çarpmalı, bazen göller gibi, sessiz ve durgun göğsüne, yaslanıp uyunmalı.
Bazen kızılırmak gibi olmalı, deli deli akmalı. susadığında kana kana İbrahim'i doyurmalı...
Hayat vermeli, can vermeli, heyecan vermeli. yüreğimdeki umut ağaçlarını sulamalı ve yaşama dair hayaller kurdurmalı.
Dedim ya; zevk meselesi bu, herkes kendince farklı farklı düşünebilir.
Bana göre: herşeyden biraz olmalı sevdiğin insanda, ama ister erkek, ister kadın olsun mutlaka su gibi olmalı...
Kaldırma kuvveti yüksek....
0 yorum:
Yorum Gönder
Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?