Birkaç Blog Hikayesi

Buralar eskiden hep dutluktu. Sonra taze çiçeğe konan kelebekler gibi, gelenler bir üşüştüler ki; sorma gitsin.
Tabi her güzel şeyin sonu geldiği gibi, gidenler gitti, kalan sağlarla artık burada başbaşayız. Neler yazmışız, çizmişiz haydi birlikte okuyalım. Bakalım neler varmış...

tio yazar

Bugünkü şansınız :

Yürek bakanlar. bakıcı'lar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yürek bakanlar. bakıcı'lar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yürek Bakıcıları - 1

Hiç yorum yok:

Yürek çoğu zaman kalp ile karıştırılır ya da kalp yerine kullanılır. Aslında yürek diye bir yer var mıdır? Çoğumuz onu da bilmeyiz, zaten ben de bildiğimden emin değilim. Benim yürek dediğim yer "midemizin üstünden göğüs kafesinin birleştiği noktadaki elimizi koyduğumuzda hissedebileceğimiz kemik'e kadar olan" yaklaşık bir yumruk büyüklüğündeki kısım.

Hani, bir korku, sıkıntı, üzüntünüz olunca ağrısını hissettiğiniz yer. Üzgün, kırgın, acı ve ızdırab çekerken oraya topaklanmış bir yumru var zannettiğiniz bölge. Orada gerçekten yürek diye bir organımız yok tabi ki. Ancak ninem yıllarca -"Allah yüreğim" derdi. Geçmişe dair çok, sıkıntı ve üzüntüleri yanında dedemden yansıyan korkuları yüzünden "yüreği hep ağzında" bir kuş kadar ürkek ve narin bir kadındı. Çektiği sıkıntıları, heyecanını, korkularını "yüreğim" dediği o bölgeye ellerini bastırarak gidermeye çalışırdı.

Yengem (Dayımın eşi), kırık çıkıktan anladığı kadar, masaj yapmasını da iyi bilirdi. İşte "yürek masajı" denilen bir masaj yapardı o bölgeye ve oradaki sıkıntı hissi, korku ve ızdırab duygusunu elleri ile dağıtırdı. Nitekim sizin de bazen "içimde bir sıkıntı var" ya da "şurama bir şey geldi oturdu" dediğiniz durumlarda bir "Yürek Masajı”na ihtiyacınız olabilir.

Bu dünya böyle, bazıları yüreğinizi yakar, bazıları bakar (iyileştirir, tedavi eder). Yine de ne mutlu ki en azından yüreğimize bakan insanlar henüz tükenmediler.

Gelecek bölümde:
Yürek bakanlar -2
Nasipse yüreğimizi ellerine emanet ettiğimiz bir başka grup, yürek bakan insanların içimizi aydınlatan öykülerini de paylaşabilmek dileğiyle...



Yürek çoğu zaman kalp ile karıştırılır ya da kalp yerine kullanılır. Aslında yürek diye bir yer var mıdır? Çoğumuz onu da bilmeyiz, zaten ben de bildiğimden emin değilim. Benim yürek dediğim yer "midemizin üstünden göğüs kafesinin birleştiği noktadaki elimizi koyduğumuzda hissedebileceğimiz kemik'e kadar olan" yaklaşık bir yumruk büyüklüğündeki kısım.

Hani, bir korku, sıkıntı, üzüntünüz olunca ağrısını hissettiğiniz yer. Üzgün, kırgın, acı ve ızdırab çekerken oraya topaklanmış bir yumru var zannettiğiniz bölge. Orada gerçekten yürek diye bir organımız yok tabi ki. Ancak ninem yıllarca -"Allah yüreğim" derdi. Geçmişe dair çok, sıkıntı ve üzüntüleri yanında dedemden yansıyan korkuları yüzünden "yüreği hep ağzında" bir kuş kadar ürkek ve narin bir kadındı. Çektiği sıkıntıları, heyecanını, korkularını "yüreğim" dediği o bölgeye ellerini bastırarak gidermeye çalışırdı.

Yengem (Dayımın eşi), kırık çıkıktan anladığı kadar, masaj yapmasını da iyi bilirdi. İşte "yürek masajı" denilen bir masaj yapardı o bölgeye ve oradaki sıkıntı hissi, korku ve ızdırab duygusunu elleri ile dağıtırdı. Nitekim sizin de bazen "içimde bir sıkıntı var" ya da "şurama bir şey geldi oturdu" dediğiniz durumlarda bir "Yürek Masajı”na ihtiyacınız olabilir.

Bu dünya böyle, bazıları yüreğinizi yakar, bazıları bakar (iyileştirir, tedavi eder). Yine de ne mutlu ki en azından yüreğimize bakan insanlar henüz tükenmediler.

Gelecek bölümde:
Yürek bakanlar -2
Nasipse yüreğimizi ellerine emanet ettiğimiz bir başka grup, yürek bakan insanların içimizi aydınlatan öykülerini de paylaşabilmek dileğiyle...