durun durun,
hemen yanlış anlamayın ne hastalara ilaç, ne de yaşı geçmemişlere seks reçetesi veriyorum.
beni seven blogger arkadaşlardan aldığım öğüt böyle...
hızlı servis ediyormuşum yazdıklarımı. pek sitelerde boy endam edemeden, insanlar bir gözucuyla bakamadan yenisi geliyormuş yazdıklarımın. bu işin de bir raconu varmış.
yazılarımı 3 günde bir yayına verip, tepkileri bekleyecekmişim...
yani haftada 2 yazıyı geçemicem demektir bu. ama böyle olmaz ki; ben gün olur haftalarca yazamam, gün olur sancısı tutmuş tavuk gibi gıdak da gıdak. ya da sağılmamış inek gibi sütüm damlar durur satırlara...
birlikte bulacağız bir çaresini arkadaşlar.
ben hızlı yazıyorsam, siz de az hızlı okuyun bi zahmet. fazladan okuduklarınızı yazmadığım günlere sayarsınız ödeşiriz.
madem tüketim çağında yaşıyoruz.
3 günde 1 değil, günde 3 öğün: sabah, öğle, akşam tüketin beni..
* -hızlı çevirin sayfalarını, hayat kitabımın
durun durun,
hemen yanlış anlamayın ne hastalara ilaç, ne de yaşı geçmemişlere seks reçetesi veriyorum.
beni seven blogger arkadaşlardan aldığım öğüt böyle...
hızlı servis ediyormuşum yazdıklarımı. pek sitelerde boy endam edemeden, insanlar bir gözucuyla bakamadan yenisi geliyormuş yazdıklarımın. bu işin de bir raconu varmış.
yazılarımı 3 günde bir yayına verip, tepkileri bekleyecekmişim...
yani haftada 2 yazıyı geçemicem demektir bu. ama böyle olmaz ki; ben gün olur haftalarca yazamam, gün olur sancısı tutmuş tavuk gibi gıdak da gıdak. ya da sağılmamış inek gibi sütüm damlar durur satırlara...
birlikte bulacağız bir çaresini arkadaşlar.
ben hızlı yazıyorsam, siz de az hızlı okuyun bi zahmet. fazladan okuduklarınızı yazmadığım günlere sayarsınız ödeşiriz.
madem tüketim çağında yaşıyoruz.
3 günde 1 değil, günde 3 öğün: sabah, öğle, akşam tüketin beni..
* -hızlı çevirin sayfalarını, hayat kitabımın