Birkaç Blog Hikayesi

Buralar eskiden hep dutluktu. Sonra taze çiçeğe konan kelebekler gibi, gelenler bir üşüştüler ki; sorma gitsin.
Tabi her güzel şeyin sonu geldiği gibi, gidenler gitti, kalan sağlarla artık burada başbaşayız. Neler yazmışız, çizmişiz haydi birlikte okuyalım. Bakalım neler varmış...

tio yazar
neler oluyor hayatta. ekmekler bu ara hep bayat da etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
neler oluyor hayatta. ekmekler bu ara hep bayat da etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Çekip gidesim var dünyanızdan

2 yorum:
Ne kadar zamandır spor yapmadım bilmiyorum. Kıç üstü oturmaktan kıçım, belim, boynum omuzun ağrıdığından olsa gerek spor yapayım hadi biraz dedim. Üstüne biraz ev işleri. Duş aldım yağmurda sokağa çıktım. Gece uyuyamadım, ağrıdan. Sabah boğazlarım şişmiş ne kadar güzel dimi bloğcuğum.

Masaüstü pclerde piyasadan çekildi. Artık bir pc tamiri için bile yerinden kalkmayacak kıçımız. İşyerinde her şeyi birbirinden uzağa koymaya başladım. Kahveci diafonunu söktüm. Gidip kendim söyleyeyim. Kilo almamam lazım. Noluyoruz be. Oturduğumuz yerde çürüyeceğiz bu gidişle..

Kasabada dolaşamıyorum. Dışarı çıkıyorum. Şu herifin 3 senedir, bu itin 5 senedir borcu var diyorum gördükçe insanları asabım bozuluyor. Hala açık hesap veresiye almak için uğraşan insanlar var. Onlar öpe öpe bıkmadılar, ben söve söve yoruldum. Rüyama bile giriyorlar blogcuğum yani, düşün...

Duygusalım. Çocukluktan beri Türk filmi izlemenin getirisi işte. Bünye gözü yaşlı birini görünce dayanamıyor. Göz göre göre dilencilere, dolandırıcılara kanıyorum. Birisini sevsem, üzülüp ağlıyorum. Haberlere baksam, kötü birşey izlesem günlerce aklıma takılıp kalıyor. Bir erkek için çok da takdir edilecek bir durum değil. Daha sert, daha katı olmazsan hayatta başarıyı elde etmek zor. Elini vicdanına değil başka yerine koyacaksın. Anladım ben onu anladım.

Dünyada yarım kalmış projeler arasında Guinness rekorlar kitabına girecek bir potansiyele sahibim. Manyak beynim sürekli projeler üretiyor ama birini bile doğru düzgün hayata geçirebildiğim yok. Yine de taslak aşamalarını bitirip, hayata geçirme aşamasına kadar geliyorum. Sonra içimdeki suikastçı devreye giriyor. Mazeretler üretiyor. Zorlukları daha işe başlamadan önüme koyuyor ve bir bakıyorum ki ben işi süründürürken birisi o projenin bir benzerini hayata geçirmiş. Kime söveyim kendimden başka.


Maymun iştahlıyım. Tutkuyla bağlandığım işler, hobiler hatta aşklardan bile bıkabiliyorum. Hele bir de içimin almadığı sindiremediğim bir şey olursa tamamen sıdkım sıyrılıyor. Bir gün önce başımın üstünde taşıdıklarımı hiç bir zaman ayağımın altına almasam da, oracığa bırakıp gidiveriyorum. Ölümüne bağlı olduğumu sandığım arzu, heva ve hevesler tükeniveriyor bir anda. 3 fakülteden sadece birini bitirebildim desem ne demek istediğim anlaşılır sanırım.


Uyuşuğum, uyuzum. Aklımla çalışmayı seviyorum. Zekâmla para kazanmayı. Az iş yapıp, çok kazamasam da mutlu oluyorum. Tozlu raflara, kirli camlara bön bön bakıp elim bir toz bezine gitmiyor. Ajandamdaki notlara bakıp, bakıp bir tanesini dahi yapmıyorum. Çok saldım bu ara kendimi çook. Sanırım ihtiyarlıyorum.

Hırsım yok. Hayatta belki başarısızlıklardan olsa gerek, yeniden deneyip, yine yenilmeye gücüm yok gibi hissediyorum artık. Kolay başarıları sevmesem de yenil, yenil, yenil de nereye kadar. Park yeri arayıp, oradan oraya çekmek zorunda kalmaktansa arabamı sattım. Zaten gideceğim her yere yürüyerek gidebiliyorum. Neden bir de araç kullanayım. Dahası otomobil kullanmak hiç zevk olmadı benim için. Yan koltukta yatar giderim daha iyi:)


İçimde giderek toprakla uğraşma isteği artıyor. Kapatsam laptopu, üzerimdeki tembelliği atsam, gündemi düşünmesem, çıplak ayakla toprağa bassam.  Bir şeyler ekip biçsem. Bir iki kuzu, dağ evi, kuşlar çiçekler böcekler ooo, lalalaa... Bahar mı geliyor.

Aşk yeniden.
Şiir..............................?


Can Bonomo - "Ban Bir Saz Verin" ile musicplay
Ne kadar zamandır spor yapmadım bilmiyorum. Kıç üstü oturmaktan kıçım, belim, boynum omuzun ağrıdığından olsa gerek spor yapayım hadi biraz dedim. Üstüne biraz ev işleri. Duş aldım yağmurda sokağa çıktım. Gece uyuyamadım, ağrıdan. Sabah boğazlarım şişmiş ne kadar güzel dimi bloğcuğum.

Masaüstü pclerde piyasadan çekildi. Artık bir pc tamiri için bile yerinden kalkmayacak kıçımız. İşyerinde her şeyi birbirinden uzağa koymaya başladım. Kahveci diafonunu söktüm. Gidip kendim söyleyeyim. Kilo almamam lazım. Noluyoruz be. Oturduğumuz yerde çürüyeceğiz bu gidişle..

Kasabada dolaşamıyorum. Dışarı çıkıyorum. Şu herifin 3 senedir, bu itin 5 senedir borcu var diyorum gördükçe insanları asabım bozuluyor. Hala açık hesap veresiye almak için uğraşan insanlar var. Onlar öpe öpe bıkmadılar, ben söve söve yoruldum. Rüyama bile giriyorlar blogcuğum yani, düşün...

Duygusalım. Çocukluktan beri Türk filmi izlemenin getirisi işte. Bünye gözü yaşlı birini görünce dayanamıyor. Göz göre göre dilencilere, dolandırıcılara kanıyorum. Birisini sevsem, üzülüp ağlıyorum. Haberlere baksam, kötü birşey izlesem günlerce aklıma takılıp kalıyor. Bir erkek için çok da takdir edilecek bir durum değil. Daha sert, daha katı olmazsan hayatta başarıyı elde etmek zor. Elini vicdanına değil başka yerine koyacaksın. Anladım ben onu anladım.

Dünyada yarım kalmış projeler arasında Guinness rekorlar kitabına girecek bir potansiyele sahibim. Manyak beynim sürekli projeler üretiyor ama birini bile doğru düzgün hayata geçirebildiğim yok. Yine de taslak aşamalarını bitirip, hayata geçirme aşamasına kadar geliyorum. Sonra içimdeki suikastçı devreye giriyor. Mazeretler üretiyor. Zorlukları daha işe başlamadan önüme koyuyor ve bir bakıyorum ki ben işi süründürürken birisi o projenin bir benzerini hayata geçirmiş. Kime söveyim kendimden başka.


Maymun iştahlıyım. Tutkuyla bağlandığım işler, hobiler hatta aşklardan bile bıkabiliyorum. Hele bir de içimin almadığı sindiremediğim bir şey olursa tamamen sıdkım sıyrılıyor. Bir gün önce başımın üstünde taşıdıklarımı hiç bir zaman ayağımın altına almasam da, oracığa bırakıp gidiveriyorum. Ölümüne bağlı olduğumu sandığım arzu, heva ve hevesler tükeniveriyor bir anda. 3 fakülteden sadece birini bitirebildim desem ne demek istediğim anlaşılır sanırım.


Uyuşuğum, uyuzum. Aklımla çalışmayı seviyorum. Zekâmla para kazanmayı. Az iş yapıp, çok kazamasam da mutlu oluyorum. Tozlu raflara, kirli camlara bön bön bakıp elim bir toz bezine gitmiyor. Ajandamdaki notlara bakıp, bakıp bir tanesini dahi yapmıyorum. Çok saldım bu ara kendimi çook. Sanırım ihtiyarlıyorum.

Hırsım yok. Hayatta belki başarısızlıklardan olsa gerek, yeniden deneyip, yine yenilmeye gücüm yok gibi hissediyorum artık. Kolay başarıları sevmesem de yenil, yenil, yenil de nereye kadar. Park yeri arayıp, oradan oraya çekmek zorunda kalmaktansa arabamı sattım. Zaten gideceğim her yere yürüyerek gidebiliyorum. Neden bir de araç kullanayım. Dahası otomobil kullanmak hiç zevk olmadı benim için. Yan koltukta yatar giderim daha iyi:)


İçimde giderek toprakla uğraşma isteği artıyor. Kapatsam laptopu, üzerimdeki tembelliği atsam, gündemi düşünmesem, çıplak ayakla toprağa bassam.  Bir şeyler ekip biçsem. Bir iki kuzu, dağ evi, kuşlar çiçekler böcekler ooo, lalalaa... Bahar mı geliyor.

Aşk yeniden.
Şiir..............................?


Can Bonomo - "Ban Bir Saz Verin" ile musicplay

Çok okunan yazılar