Birkaç Blog Hikayesi

Buralar eskiden hep dutluktu. Sonra taze çiçeğe konan kelebekler gibi, gelenler bir üşüştüler ki; sorma gitsin.
Tabi her güzel şeyin sonu geldiği gibi, gidenler gitti, kalan sağlarla artık burada başbaşayız. Neler yazmışız, çizmişiz haydi birlikte okuyalım. Bakalım neler varmış...

tio yazar
Kaddafi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kaddafi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Öldürme içgüdüsü ve vahşet

Hiç yorum yok:
Görüntünün kendisi zaten çirkin ama dilerseniz olayı hatırlayalım. Libya'nın devrik lideri KADDAFİ özgürlük savaşçısı muhaliflerin eline geçti ve resimden de anlaşılacağı gibi hunharca katledilerek öldürüldü.

Beğenirsiniz beğenmezsiniz ama hiçbir insanın bu şekilde öldürülmesi, daha doğrusu insanların öldürülmesi çok doğru gelmiyor bana.
İnfaz olduğu apaçık belli olan olayda, Kaddafi'nin bir şekilde kafasına kurşun sıkılarak öldürülmesi batılı DOST'larını pek de rahatsız etmişe benzemiyor. Her ne kadar standart söylemlerle olay kınanmışsa da, konuşabilecek bir Kaddafi'dense susturulmuş bir Kaddafi'nin işlerine geldiği muhakkak.
Olay aynı zamanda Ortadoğu toplumlarında bazı kesimlerin ne kadar MEDENİYET'ten uzak olduğunu göstermesi açısından da manidar...


Görüntünün kendisi zaten çirkin ama dilerseniz olayı hatırlayalım. Libya'nın devrik lideri KADDAFİ özgürlük savaşçısı muhaliflerin eline geçti ve resimden de anlaşılacağı gibi hunharca katledilerek öldürüldü.

Beğenirsiniz beğenmezsiniz ama hiçbir insanın bu şekilde öldürülmesi, daha doğrusu insanların öldürülmesi çok doğru gelmiyor bana.
İnfaz olduğu apaçık belli olan olayda, Kaddafi'nin bir şekilde kafasına kurşun sıkılarak öldürülmesi batılı DOST'larını pek de rahatsız etmişe benzemiyor. Her ne kadar standart söylemlerle olay kınanmışsa da, konuşabilecek bir Kaddafi'dense susturulmuş bir Kaddafi'nin işlerine geldiği muhakkak.
Olay aynı zamanda Ortadoğu toplumlarında bazı kesimlerin ne kadar MEDENİYET'ten uzak olduğunu göstermesi açısından da manidar...


Aynı Allahuekber'den mi bahsediyoruz?

5 yorum:
Türkler'in en cahilinin islama bakışı, diğer toplumlardan farklıdır. O yüzden de ecdadımız islamla şereflendiği günden beri, bu şerefi en iyi temsil etmiş, en güzel biçimde yaşamış ve yansıtmıştır.

İran devrimin ardından ülkemizde de boy gösteren şekilcilik hastalığını ve Suud vehhabiliğinin etkileriyle de yayılan militanca yaklaşımları saymazsak, islamı geldiği "barış" köküne göre en güzel içine sindirebilmiş, halkına yaşatabilmiş bir ecdaddır atalarımız.

Gerek Mehmetçik'lerin savaşırken söylediği "Allah, Allah" nidalarında, gerek protestolarda cami avlularında, mitinglerde söylenen "Allah'u ekber" seslerinde bir heyecan, bir coşku görseniz de herhangi bir vahşet izi göremezsiniz.

Ortadoğu coğrafyasında gezenler anlatır ki; bazı videolarda artık biz de görebiliyoruz. Genelleme yapılamaz ama, ne yazık ki arap topluluklarının bizzat içlerinden bir peygamber gelmesine rağmen) İslam dinine ve onun kurallarına saygıları biz Türkler düzeyinde değildir.

Araplar Kuran'ı Kerim'in manasını da bilmesine rağmen namazı siz kadar disiplinli kılmaz. Kuran'ı okur, yere koyar, yanına kıvrılır yatar. Oysa bizim toplumuzda duvara asılır, öpüp baş üstünde taşınır ve bir çok insan (manasını bilmemesine rağmen) Kuran sesini duyduğunda boynunu büker, saygı ve huşu ile davranır. Arapça yazılmış bir kağıtta velev ki bir fıkra yazılı olsun, dedelerimiz, ninelerimiz onu yerden alır, bir cami duvarının oyuğuna koyarlardı. Yerde görse, üstüne basıp geçmezlerdi asla.

Keza kutsal emanetlere ecdadın verdiği önem, Peygamberimiz asv'nin sakalının bir telinin bile kat kat bohçalar, muhafazalar içinde saklayıp, dualarla açılmasından bellidir.

Bunları neden mi yazdım. Hepimiz izledik. Libya'da Kaddafi ele geçti ve öldürüldü. Hem de en aşağılayıcı bir biçimde. Hakaret edip, dövülüp, linç edilerek. Bir zamanlar neredeyse tapacak kadar ona bağlı olan Libya halkının mücahid ve muhalif diye adlandırılan ama "çapulcu" görüntüsü veren adamları tarafından. Üstelik öldürürken, bir yandan ellerindeki son model cep telefonu ve kameralarla fotoğrafları çekilerek.

Kaddafi'yi sevdiğimi söyleyemem. Akıllı uslu biri gibi gelmedi bana hiç. Kuşkusuz bir diktatördü de. Ancak halkına zulmettiğine dair son zamanlara kadar bir işaret yoktu. Basında uydurulan düzmece suçlar bile; yok hizmetçisini dövmüş, yok bilmem ne düzeyindeydi. Keza bir çok hatayı yapmış, suç işlemiş olsa bile olsa ölüm şekli bu olmamalıydı.
Ne diyorlardı ona vururken "Allahu ekber" sonra "Bu yüzüğü sakla, milyonlar eder", "Allahu ekber" "köşeyi döndük anasını satim" İnsan kurban keserken de "Allahuekber" diyor ama hayvana bile zulmetmiyor bu denli. Yazık...

Kaddafi'nin görüntülerini görünce benim aklıma, dedelerimizin anlattığı Osmanlı askerlerinin İngilizlerle işbirliği yapan Araplar tarafından karınlarının deşilerek, altın arandığı sözleri geldi. Gerçekten yaptılar mı bilmiyorum ama bu görüntüler yapabileceklerine dair kuvvetli bir kanaat uyandırdı bende.

Nerden baksan cehalet, nerden baksan vahşet, nerden baksan rezalet. Elbet bir gün görürüz ve biz demiştik deriz. Irak'lılar nasıl zalim diktatörleri Saddam'ı bile aramışlarsa, Avrupa'lı dost!'larımız Libya'lı kardeşlerimizi Petrol için öpmeye başladıklarında deli diktatörleri Kaddafi'yi bile mumla aradıklarında konuşuruz yine.

Son söz olarak şunu diyebilirim ki; Ortadoğu'daki (bazı) kardeşlerimizle Aynı Allah'tan, aynı kitaptan, aynı peygamberden, aynı dinden bahsediyor olsak da aynı DİL'den konuşmadığımız bir gerçek...

Not: Bu yazıda konu Irkçı bir bakış açısı ile değil sadece "medeniyet - islam ve insanlık" bağlamında ele alınmıştır.
Türkler'in en cahilinin islama bakışı, diğer toplumlardan farklıdır. O yüzden de ecdadımız islamla şereflendiği günden beri, bu şerefi en iyi temsil etmiş, en güzel biçimde yaşamış ve yansıtmıştır.

İran devrimin ardından ülkemizde de boy gösteren şekilcilik hastalığını ve Suud vehhabiliğinin etkileriyle de yayılan militanca yaklaşımları saymazsak, islamı geldiği "barış" köküne göre en güzel içine sindirebilmiş, halkına yaşatabilmiş bir ecdaddır atalarımız.

Gerek Mehmetçik'lerin savaşırken söylediği "Allah, Allah" nidalarında, gerek protestolarda cami avlularında, mitinglerde söylenen "Allah'u ekber" seslerinde bir heyecan, bir coşku görseniz de herhangi bir vahşet izi göremezsiniz.

Ortadoğu coğrafyasında gezenler anlatır ki; bazı videolarda artık biz de görebiliyoruz. Genelleme yapılamaz ama, ne yazık ki arap topluluklarının bizzat içlerinden bir peygamber gelmesine rağmen) İslam dinine ve onun kurallarına saygıları biz Türkler düzeyinde değildir.

Araplar Kuran'ı Kerim'in manasını da bilmesine rağmen namazı siz kadar disiplinli kılmaz. Kuran'ı okur, yere koyar, yanına kıvrılır yatar. Oysa bizim toplumuzda duvara asılır, öpüp baş üstünde taşınır ve bir çok insan (manasını bilmemesine rağmen) Kuran sesini duyduğunda boynunu büker, saygı ve huşu ile davranır. Arapça yazılmış bir kağıtta velev ki bir fıkra yazılı olsun, dedelerimiz, ninelerimiz onu yerden alır, bir cami duvarının oyuğuna koyarlardı. Yerde görse, üstüne basıp geçmezlerdi asla.

Keza kutsal emanetlere ecdadın verdiği önem, Peygamberimiz asv'nin sakalının bir telinin bile kat kat bohçalar, muhafazalar içinde saklayıp, dualarla açılmasından bellidir.

Bunları neden mi yazdım. Hepimiz izledik. Libya'da Kaddafi ele geçti ve öldürüldü. Hem de en aşağılayıcı bir biçimde. Hakaret edip, dövülüp, linç edilerek. Bir zamanlar neredeyse tapacak kadar ona bağlı olan Libya halkının mücahid ve muhalif diye adlandırılan ama "çapulcu" görüntüsü veren adamları tarafından. Üstelik öldürürken, bir yandan ellerindeki son model cep telefonu ve kameralarla fotoğrafları çekilerek.

Kaddafi'yi sevdiğimi söyleyemem. Akıllı uslu biri gibi gelmedi bana hiç. Kuşkusuz bir diktatördü de. Ancak halkına zulmettiğine dair son zamanlara kadar bir işaret yoktu. Basında uydurulan düzmece suçlar bile; yok hizmetçisini dövmüş, yok bilmem ne düzeyindeydi. Keza bir çok hatayı yapmış, suç işlemiş olsa bile olsa ölüm şekli bu olmamalıydı.
Ne diyorlardı ona vururken "Allahu ekber" sonra "Bu yüzüğü sakla, milyonlar eder", "Allahu ekber" "köşeyi döndük anasını satim" İnsan kurban keserken de "Allahuekber" diyor ama hayvana bile zulmetmiyor bu denli. Yazık...

Kaddafi'nin görüntülerini görünce benim aklıma, dedelerimizin anlattığı Osmanlı askerlerinin İngilizlerle işbirliği yapan Araplar tarafından karınlarının deşilerek, altın arandığı sözleri geldi. Gerçekten yaptılar mı bilmiyorum ama bu görüntüler yapabileceklerine dair kuvvetli bir kanaat uyandırdı bende.

Nerden baksan cehalet, nerden baksan vahşet, nerden baksan rezalet. Elbet bir gün görürüz ve biz demiştik deriz. Irak'lılar nasıl zalim diktatörleri Saddam'ı bile aramışlarsa, Avrupa'lı dost!'larımız Libya'lı kardeşlerimizi Petrol için öpmeye başladıklarında deli diktatörleri Kaddafi'yi bile mumla aradıklarında konuşuruz yine.

Son söz olarak şunu diyebilirim ki; Ortadoğu'daki (bazı) kardeşlerimizle Aynı Allah'tan, aynı kitaptan, aynı peygamberden, aynı dinden bahsediyor olsak da aynı DİL'den konuşmadığımız bir gerçek...

Not: Bu yazıda konu Irkçı bir bakış açısı ile değil sadece "medeniyet - islam ve insanlık" bağlamında ele alınmıştır.

Çok okunan yazılar