Yürek bakıcıları - 3


Bir de yürek bakanların içinde "derdimizi dinleyen" dostlarımız, arkadaşlarımız, akrabalarımız var. Acılarımızı paylaştığımız, sevinçlerimize ortak olan ama aynen bizim gibi etten kemikten insan olan "can"lar. Derdimizi paylaştığımız zaman derdimizle dertlendikleri gibi, söylemesek de lisanı halimizden, sessizliğimizden anlayan ve üzülen insanlar. Hani her  zehrin panzehiri olduğu gibi "yürek yakanların" panzehiri olanlar.

Bazen onlarla dertlerimizi paylaşırken öylesine dozu kaçırıyoruz ki, onların yüreklerinin de acıyabileceğini unutuyoruz. Hatta bazen sevdamızı, aşkımızı anlattığımız o insan gizli gizli bizi seven biri olabilir. Ya da bazen o insanlar öylesine bizi benimsiyorlar ki öykülerimize ortak oluyorlar. Bizim yerimize kızıp, öfkelenip, bizim yapamadıklarımızı yapmaya kalkıyorlar. Olaylara müdahil oluyorlar. Sonra da biz onların bu "durumdan vazife çıkarmalarından" rahatsız olup, "sana ne'msi tavırlar içinde onları kırıp döküyoruz.

Bu insanların mistik güçleri yoktur ama altıncı hisleri  oldukça kuvvetlidir. Bizi hissederler, rüyalarında görürler, olmadık bir anda içlerinde bize dair bir sızı, bir korku oluşur. Anaç tabiatlıdırlar, bizi merak ederler, sorarlar.

Bazen de hayatınıza sonradan dâhil olur böyle kişiler. Şanslıysanız arkadaşınız, kankanız olurlar. Biraz daha şanslıysanız sevgiliniz, hayat arkadaşınız olabilirler.

Hayat denilen şu masal kitabında, öyküsünde ya da romanında hepimizin değişik yazgıları var. Kimimizin kaderi yalnızlık, kimimiz kıymet bilmez, kimimiz hasta, kimiz bunalmış, kimimizi bir kaza bekliyor bir yerlerde, kimimizin yaşanmış, birikmiş ama paylaşılmayan acıları var. Bu acıların kimi bizimle mezara gider, kimi de paylaştıkça hafifler. Hani "sevinçler paylaştıkça çoğalır, acılar paylaştıkça azalır" sözünde olduğu gibi.

Yürek bakıcıların içerisindeki bu nadide gruptaki insanlarla iletişimleriniz bazen olmadık güzelliklerle, bazen olmadık kavgalar, kırgınlıklarla gelişebilir. Yüreğinize bakmalarından mutlu olduğunuz gibi, bazen rahatsızlık da duyabilirsiniz. "Öff ablaaa, yok bir şeyim" sözünü başka nasıl izah edersiniz.

Yine de dozunu kaçırmadıkları sürece "yüreğe bakan" insanlar iyi insanlardır. Hayat onlarla bazen dayanılmaz olsa da genelde güzel ve şanslı hissettirir kendinizi. Böyle dostlarınız, sevdikleriniz, sevgilileriniz varsa ne mutlu size. Başkalarının arayıp da bulamadığı bu insanların kıymetini bilin...

Bu yazıyı paylaş: :

6 Yorum var:

  1. Benim en kıdemli yürek bakıcım Afrodit S :)
    En iyi bakıcam tamammmm :)
    Yürek bakıcıları-1,2,3 ü okuduğumda içim mutluluk doldu. Çok şanslı olduğumu, etrafımda beni ne çok insanın sevdiğini bir kez daha anladım!!! Huzur doldu içim!!
    Teşekkür ederim bu güzel yazılar için...

    YanıtlaSil
  2. Burda Cem Yılmaz'ın şu esprisini yapmadan geçemeyecem..''ayyyyynı kaynım'' :)))

    Ewet ewet bunlardan çok var ...Ben de çoğu insana dost olmuş biri olarak bu yazıyı tastikliyorum şu farkla , beni asla ''off abla dedirtmen kimsye:P'' kardeşlerime bileee :)) kırarım kafasını bana off diyenin :):P

    Ama bu insanların ,ki benim de hayatımda oluyor böyle güzellikler hayatımızda bize destek olmaları çok güzel ve özel bi durum..değerlerini bilenlerden olalım inş. Eeeee ne de olsa onlar bize gönderilmiş armağanlar sayılır....GÖNDERENe can feda...

    saygılar...

    YanıtlaSil
  3. Bazen de hisseden kısımda olmak yürek yakıyo. Biliyosun söyleyemiyosun, kendinden şüpheye düşüyosun ipraam.

    Of ya bu yazı ağır geldi bünyeme.
    Eline sağlık.

    YanıtlaSil
  4. KYBELE F: Ne mutlu Afrodit'ini bulmuşsun:) Ben de bulayım diyorum "banu balkon" abla ikide bir çıkıp, senin afrodit'in benim İbraaam diyo:p
    Şaka bir yana, yazdıklarım bir parça mutlu edebildiyse sevinirim.

    YanıtlaSil
  5. pabuç: ne mutlu ki yürek bakıcılardan olmuşsunuz. eminim yürek yapıcılardansınızdır da. yakıcılardan olmayalım da aman. gerçi sen yakmıyon ben yakmıyom da bu millet nasıl böyle alev alev oluyor onu da anlamak mümkün değil ya. Yeğenlere selam. Gönderene "merhaba"....

    YanıtlaSil
  6. Bigaripwomen: Bak o kötüdür. Hissetmekten öte bilip de söyleyememek. Bir de söylerken eline yüzüne bulaştıranlar vardır ki evlerden ırak...

    YanıtlaSil

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Çok okunan yazılar