Adını koyamayanlar için



Aşk, sevgi, ihtiras, arzu, adı her neyse işte. Hepsi bir arada ya da başka bir duygu seli ama güzel ve ilginç bir haldir sevmek. İnsanın her koşulda öteki yarısını aramasının adıdır. Kimileri adını koyamaz bu sevginin. Hissettikleri ile kimliği, ilkeleri, ve hayatın kuralları arasında sıkışıp kalır.

Çünkü her ne kadar toplumsal kurallar, ilkeler, insanın bakış açısı, prensipleri olsa da bir insanı sevmenin pek kural tanıdığı vaki değildir. Hayırsızın birini bile bile seversiniz örneğin. Hatta canınızın yanacağını da bilseniz bunu umursamazsınız. Sadece yapabileceğinizin en kötüsünü en iyisi sanarak yaparsınız. Arkadaş olalım, dost kalalım, kankamsın, arkadaşımın aşkısın demekle kendinizce bir sınır çizdiğinizi sanırsınız. Oysa her zaman doğru kişiye rastlayanlar kadar şanslı olmazsınız. Bazen bir yanlışı da bile bile sevebilirsiniz.

Sevmeyi, sevilmeyi temelde herkes ister. Herkes elmanın öteki yarısına bir özlem duyar. Zamanla sevdiğiniz insanla bu söylediklerinizin hepsi olursunuz. Birlikte vakit geçirdiğiniz bir arkadaş, hoş sohbet bir dost, dertlerinizi paylaştığınız bir kanka. Öyle hoşlanırsınız ki bundan bir müddet sonra birlikte geçirdiğiniz vakitler yetmemeye başlar. Özlersiniz, merak edersiniz. Üşüdüğünüzde aklınıza gelir acaba o ne yapıyor dersiniz. Hastalığınızda aklınıza düşer, rüyalarınıza girer ve hergün ona daha fazla yakınlaşmak istersiniz.

Bir müddet sonra birlikte paylaştığınız hoşlukların yanında, paylaşamadıklarınız sizi üzmeye başlar. Arkadaş bile olsanız onu önce merak etmeye, sonra kıskanmaya başlarsınız. Sonra duygularınızın pek o kadar da masum olmadığını görür üzülürsünüz. Vicdan azabı çekersiniz. Ondan uzak durmaya çalışır, ancak çabanızın boş olduğunu bir adım daha yaklaştığınızda anlarsınız. Canınızın çekildiği, kanınızın çekildiği gibi bir müddet sonra teninizde ona çekilmeye başlar. İçinizdeki bu duyguyla savaşmaya başlar, sürekli yıpranırsınız.

Sonunda öyle bir an gelir ki; ya koşup ona gitmek ya da çekip ondan gitmek zorunda kalırsınız. Koşup ona giderseniz yolculuğunuz biraz daha farklı boyutta sürer. Onun ya da sizin konumunuza göre bu bir yaman çelişki olabileceği gibi, güzel bir ilişki de olabilir. Artık hayat bir başka güzel ve daha mutluluk verici olabilir. Ya da zindan ve kahır günleri başlar.

Çekip gitmek belki en sonunda yine başınıza gelecek olan bir kaderdir. Sürekli kahrınızı çeken, sizi hoş tutan insanın hep olumlu gördüğünüz yönleri yanında, ufak tefek olumsuz davranışlarını görmeye başlarsınız. Sonra aranızda küçük tartışmalar yaşanır. Kaprislerinizi eskisi kadar çekmediğini fark edersiniz. Aslında bu gözlemi yapanlar "tehlike çanlarının" çaldığını da fark ederler ve ellerinden geldiğince önlem almaya çalışırlar. Ancak çoğu kez insan diğeri tarafından şımartıldığı için bu konuda kör'dür. Her şeyi eskisi gibi sürecek, birisi kahrını hep çekecek zanneder...

Bir gün çekip gittiğinizde ise sadece sevdiğiniz bir insanı kaybetmezsiniz. Bir bakmışsınız ki arkadaşınız gitmiş, dostunuz, sırdaşınız, gönüldeşiniz gitmiş. Sizi dinleyen, sıkıntılarınızı paylaştığınız, arada şakalaşıp, atıştığınız insan gitmiş. Hayatınıza bazen "pat" diye bazen de korkular içinde, sancılar içinde gelip yerleşmiş insanla beraber neler yitirdiğinizi görüp üzülürsünüz...

Kendinize sözler verirsiniz, yeminler edersiniz. Bir daha asla derken bile, onu özlediğinizi fark edersiniz. Adını bir türlü koyamadığınız bu ilişkinin, aslında tadına doyamadığınız bir ilişki olduğunu görüp üzülürsünüz...
 

Bu yazıyı paylaş: :

8 Yorum var:

  1. süper bi yazı olmuş büyüksün ibrahim abi!! :))

    YanıtlaSil
  2. Geçmiş zamanlar da yaşanmıştır benim açımdan da..Bu yazı bana sadece geçmişi hatırlattı..Gençlik,bekarlık yıllarımdaki zamanlarımı ve aşklarımı.. Buna benzer şeyler hemen hmene herkez yaşamıştır.. :) sözün özü güzeldi..Bu arada özlüyoruz seni haberin olsun ..

    YanıtlaSil
  3. Biliyor musun, bugün bir yerde okudum aşık olma duygusu beyinde yüksek dopamin salgılanmasına sebep oluyormuş. Çok anladığım işler değil bunlar ama herhangi bir bağımlılığı olan kişilerde de o madde dopamin salgılamasını aynen arttıyormuş.
    Yani, mesela uyuşturucu bağımlısı birisinin her kullanımında dopamini artıyor ve bu da bir sürü olumlu duyguya sebep oluyor; bırakmaya çalışsa daha da fazla eli, ayağı o maddeyi arıyor ta ki müptelalığı tamamen son buluncaya kadar.
    Diğer yandan da sosyologların kuramı insanlar benzer altyapılardan, benzer kültürlerden, benzer dil/din/ülkelerden vesaire vesaire olunca aşık olabilme oranı diğer senaryolara göre çok daha yüksekmiş.
    Böyle... Ama yine de güzel, hele hele şanslıysan birkaç kere de yaşayabiliyorsun.

    YanıtlaSil
  4. İpraam yazdı,o yazdıysa doğrudur demiycem :)

    Arkadaştan sevgili,
    Sevgiliden arkadaş olmaz..

    Arkadaşsa sevilen en berbat huyunuzu bilmeli, sevgiliyse en mahreminizi..

    Sevgiliden arkadaş olmaz üstadım olmuyor da, nitekim biz k.çmızı da yırtsak olmuyor olmuyor..

    Arkadaş kıskanmaz, arkadaş hesap sormaz,arkadaş sevişmez örneğin..Bu durumda sevgililerimizi arkadaş gibi görmeye başlamasak iyi ederiz derim ben..Tek bi insandan herbişeyimiz olmasını bekleyemeyiz..

    Sonra gelsin terkedilenler vahlansın olucak iş değil!Terkederler pek tabii sen artık sevgilisi değilsin..Herşeyini tek bi insanla paylaşmak, uvv.. felaketlere yol açıyo işte..Herkesle farklı bişeyler paylaşıyosun hayatta, sevgilinle de bi sınırın olsun dimi ama! Bu yüzden sevmiyorum ilişkisi olup herşeyi ondan ibaret sananları!

    Arkadaş candır..Sevgili canan :Pp

    Öhöm neyse cıvıtmayım..Demem o ki sevgili sevgili gibi dursun hayatımızda basitleştirmeyelim..İğrençleşmek istemiyorum ama arkadaş yanında yaptığınız hareketleri sevgili yanında yapmaz biçoğunuz..

    Size söylüyorum çünkü ben bunun dışındayım, bi sevgilim bile yok ipraam..(ps:Evde kaldım:)

    Hani sizin varsa eğer rica ediciim her bi haltınız olmasın, sevgiliniz olsun yeter olması gerektiği gibi..

    -Yazmayı bırakmanın dezavantajı; izlediğim bilokların tarafımdan yayınlanan yorumları yazıları kadar artık :)

    Katlanıcaksın ipraam :)
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  5. üstadım yazmışsınız adını koyamayanlar için diye de; bendeniz fakir nacizane bir isim koydum bu duruma...

    YanıtlaSil
  6. ayşe: teşekkürler..

    Dalgaları Aşmak: teşekkürler.

    siyah kelebek: uğrarım efendim. siz çayları demleyin hele.:)

    YanıtlaSil
  7. Mademoiselle Coco: doğrudur. akıllı adam işi değil:) aşk.... yine de güzel ve araştırma sonuçlarına katılıyorum. aynı toplumda bile eğitim sosyal yaşantı farklılıkları ihtimalleri uzaklaştırıyor...

    BigaripwoMen: büyük konuşma arkadaşım :p

    Pia: eh adsız kalmadı. dedem korkut oldunuz.

    YanıtlaSil

Buraya yorum yazabilirsiniz. Niye yazmıyorsunuz?

Çok okunan yazılar